'Bizden Çıkmaz Böyle Şeyler Fakat Dünya Çalışıyormuş' Dedirten 10 Uzay Projesi

Gelişen teknolojiler ve uzay projeleri sayesinde evren hakkında her gün daha da fazla bilgiye sahip oluyoruz. Güçlü teleskoplarla daha uzaklara bakıyor, güneş sistemi dışında yaşanabilir yerler keşfediyor, Curiosity gibi robotlarla gezegenleri inceliyoruz. 

İşte atmosferimizin dışındaki çöpleri toplayacak süper ağlardan, 3D uzay yazıcılarına, yeni robotlardan, Mars’ta koloni kurma hayaline, geleceğin heyecan verici 10 uzay projesi.

1. Uçan Füze Platformu: ALASA

ALASA, yani Airborne Launch Assist Space Access adındaki projeyi kısaca açıklamak gerekirse, bir uçaktan ya da platformdan uzaya füze fırlatmak olduğunu söyleyebiliriz. Füze fırlatmayı pahalı ve zorlu kılan şey, bunun dünyanın sadece bazı yerlerinde yapılabiliyor oluşu. Örneğin Florida’daki Cape Canaveral ya da Kazakistan’daki Baykonur Uzay Üssü gibi. Hareketli ve uçabilen bir fırlatma platformu, sadece hava koşullarının ötesine geçmeyecek, aynı zamanda bilim insanlarının sateliteları bugüne oranla daha farklı yörüngelere oturtmasını sağlayacak. Amerika Birleşik Devletleri savunma sanayisine bağlı DARPA adlı şirket, iki yıl içinde projenin prototipini hayata geçirebileceğini söylüyor.

2. Dünyayı Koruyacak Dev Ağ

Kullanılmayan satelitelerden arta kalan ve sayıları binlere ulaşan uzay atıkları, yeni fırlatılan sateliteler; füzeler ve genel anlamda dünya için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Küçücük bir parça bile, hızından dolayı yıkıcı bir etkiye sahip olabilir. Bilim insanları, her yıl ona yakın büyük parçanın temizlendiği taktirde sorunun tehdit edici olmaktan çıkacağını belirtiyorlar. Japon Uzay Ajansı (JAXA) buna çözüm olarak oldukça ilginç bir buluşa imza atarak, uzay atıklarını toplayacak dev ağlar düşünmüş. Atmosferin sınırına gerilecek olan ağlar, manyetik özelliğiyle büyük uzay atıklarını toplayarak, dünyaya geri getirecek. Eğer söz konusu ağlar başarılı olursa, milyar dolar değerindeki uzay projeleri atıkların tehdidi altında olmaktan çıkacak.

3. Ay'a İlk Özel Seyahat

Teknoloji devi Google’ın düzenlediği ‘Google Lunar X Prize’, 2015 sonuna kadar Ay’a ayak basacak ilk özel organizasyona 40 milyon dolar ödül vermeyi taahhüt ediyor. Kriterler sadece ayak basmakla sınırlı değil. Ay’a iniş yapan şirket aynı zamanda 500 metre katetmek ve bütün bunları dünyaya canlı yayında aktarmak zorunda. Google’ın amacı, özel sektörü böylelikle uzay projelerine dahil etmek. 22 takımın büyük ödül için mesai harcadığı yarışmanın favorilerden biri olan Moon Express, şu ana kadar bir çok küçük grubu yutarak, diğerlerine göre büyük bir avantaj yakaladı. Eski NASA mühendislerinden oluşan Moon Express’in amacı ise, Ay’ı ileride bir maden gibi kullanmak.

4. NASA’nın SpiderFab Projesi

3D baskı teknolojisinin ileride insan hayatına büyük bir etkisi olacak. Bu yüzden NASA’nın 3D yazıcılara yatırım yapması ve gelecek sene bunlardan birini Uluslararası Uzay İstasyonu’na yollayacak olması hiç de şaşırtıcı gelmiyor. NASA’nın bununla da kalmayıp 3D yazıcılı robotlar üreterek uzayda istasyonlar, teleskoplar ve antenler inşa etme hayali var. Projenin adının SpiderFab olmasının nedeni ise robotların, ağ ören örümceklere benzeyecek oluşu. Yeryüzünde bir araya getirilmiş makineler yerine, ham maddeler yollayarak füzelerin hacmini de küçültmeyi planlayan NASA, bu teknoloji sayesinde kilometrelerce büyüklüğünde güneş panelleriyle beraber, uzak yıldızları ve gezegenleri gözlemleyecek dev teleskoplar inşa etmeyi planlıyor.

5. Curiosity’ye Kardeş Geliyor

Ağustos 2012’de bütün dünya Curiosity’nin Mars’a inişini büyük bir heyecan içinde izlemişti. 560 milyon kilometre uzaklıktaki kızıl gezegene inen robot, Mars’ın fotoğraflarını dünyaya geçmiş, sofistike ekipmanlarıyla analizler yapmıştı. Curiosity’nin başarısı NASA mühendislerini bile şaşırttı. Bu yüzden Curiosity’ye bir kardeşin geliyor oluşu hiç de olağan dışı bir şey değil. 2020’de hayata geçirilmesi planlanan projeye göre ‘küçük kardeş’ çok daha fazla özelliğe sahip olacak. En büyük yenilik, robotun Mars’tan parçalar toplayarak içinde stoklayacak olması. Mars’ın doğuşundan bugüne geçirdiği evreleri anlamakta yardımcı olacak numunelerin dünyaya nasıl geri getirileceği ise şu anda bir soru işareti. Önümüzdeki aylarda NASA yetkilileri, kaya parçalarının ileride bir robot tarafından mı, yoksa Mars’a misyona giden astronotlar tarafından mı toplanacağına karar verecek.

6. Rusların Venüs Aşkı

Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki uzay yarışı sadece Ay’a insan götürmekle sınırlı değildi. Sovyetler 1970 ve 1980’lerde başlattıkları Venera projesiyle, Venüs’e bir kaç sonda yollamış ve dünyaya bilinen tek fotoğrafı sağlamıştı. İki ülke arasındaki soğuk savaşın yumuşamasıyla Venüs de bir süreliğine rafa kalkmıştı. Bugün, Rusların Venüs aşkı yeniden kabardı. Venera-D adı verilen proje, Venüs’ün yüzeyine inecek Curiosity tarzında bir robot ve atmosferi analiz edecek balonlar öngörüyor. Projenin en ilginç yanı, robotun ve balonların, uçurtma sörfünden (Kitesurf) esinlenilen paraşütlerle Venüs’ün rüzgarları sayesinde hareket edecek olması. Böylelikle Venera-D çok daha uzun mesafeler katedecek ve daha büyük bir alanı analiz edebilecek.

7. Devletlerin Ay Yarışı

Biraz önce de bahsettiğimiz gibi Sovyetler ve Amerikalılar arsındaki uzay yarışı kıran kırana geçmiş, Yuri Gagarin uzaya çıkan ilk insan olurken Ay’a ayak basma mücadelesini Neil Armstrong önderliğinde Amerika Birleşik Devletleri kazanmıştı. Nükleer savaş tehditi altında geçen bunca yılın ardından Sovyetler Birliği’nin çöküşü Amerika’yı bu yarışta yalnız bırakmış, uzay maceraları ikinci plana atılmıştı. Bugün büyük devletlerin Ay merakı tekrar canlandı ancak bu sefer projeyi yürütecek NASA olmayacak. Hindistan 2020 yılına kadar, Rusya ve Güney Kore ise 2025 yılına kadar Ay’a insan yollamak istiyor. Çin’in uzay planlaması daha belli değil ancak en iddialı proje Japonya’ya ait. Japonlar 2020’de Ay’a insan göndermeyi, 2030 yılında ise kalıcı olarak bir uzay istasyonu kurmayı planlıyor. Uydumuz, son 30 yılda pek kimsenin ilgisini çekmese de, dünyada tükenen fosil yakıtlara alternatif arayışları, devletlerin Ay yarışını tekrar kızıştıracağa benziyor.

8. NASA Asteroid Avına Çıkıyor

Asteroidleri maden gibi kullanmak ve fosil yakıtları çıkarmak bilimin önünde duran en önemli adımlardan biri. Bilim insanları, güneş sisteminde en az 800 metre büyüklüğünde iki milyon asteroid bulunduğunu tahmin ediyor. Doğal yakıtların tükeniyor olmasından dolayı bu dev kaya parçalarının araştırılması insanoğlu için önemli bir etap teşkil ediyor. NASA’nın planı ise bir asteroidi ‘elinden’ tutup Ay’ın yörüngesine yerleştirmek ve astronotların inceleyebilmesini sağlamak. Bu proje için aday üç dev asteroid bulundu bile. Yörüngeye yerleştirilen asteroidden parçalar elde etmek için de bilim insanları dev kayaları Ay’ın yüzeyine çarptırarak parçalamak istiyor. Aman dikkat diyelim, yukarıdaki paragraflarda bahsi geçen turistik turlara ya da Japonların kurmayı düşündüğü uzay istasyonuna denk gelmesin.

9. Uzaya Uzanan Asansör

Japonya’nın en büyük şirketlerinden Obayashi, 2050 yılına kadar inşa etmek istediği uzay asansörünü tanıttı. Geçmişte Tokyo Sky Tree adlı, Japonya’nın en yüksek binasını inşa eden şirket, yeni projenin bundan 150 kat daha yüksek olacağını ve daha icat edilmemiş nanokarbon teknolojisi kullanacağını belirtti. Şirket adına konuşan üst düzey bir yetkili, projeyi çok önemsediklerini ve yavaş ama emin adımlarla ilerleyerek 2050 yılına kadar hayallerini gerçekleştirmek istediklerini açıkladı. Proje başarıya ulaşırsa insanlar uzaya bir asansör yardımıyla ulaşıyor olacak.

10. Mars'a Tek Yön Bilet

Hollandalı bir şirketin ortaya attığı ‘Mars One’ projesini duymayan yok. 2023 yılında, sivillerden oluşan bir grubu Mars’a yollamayı ve Kızıl Gezegen’deki ilk insan kolonisini oluşturmayı hedefleyen Mars One projesine dünya çapında 200.000 başvuru geldi. İnsanlara misyonlar yüklemeyi hedefleyen projenin korkutucu yanı ise Mars’a alınacak biletin tek yön olması. Mars One için özenle seçilen elli aday, 2015 yılından itibaren zorlu testlere ve antrenmanlara tabi olacak. Birinci grup 2022 yılında Space X Falcon Heavy uzay aracıyla Dünya’dan ayrılacak ve bir daha geri gelmemek üzere yedi ay sonra Mars’a ayak basacak. Ancak herkes projenin kurucusu Bas Lansdorp kadar umutlu değil. Uzmanlar, yaşanacak birçok sorundan dolayı NASA’nın bile bu tür projelerden şu anda vazgeçtiğini, Mars’a sivillerden oluşan amatör astronotlar yollamanın tamamen ütopya olduğunu belirtiyor. Ayrıca işin psikolojik yanına da değinen uzmanlar, insanların bir bakıma ölüme terk edileceğini ve Mars’a ayak bastıktan sonra psikolojik açıdan ne durumda olacaklarının şüpheli olduğunu söylüyor.

Popüler İçerikler

Premier Lig Devinden Arda Güler'e Çılgın Teklif! Bonservis İçin 50 Milyon Euro Düşünülüyor
Yalı Çapkını Hayranları Ferit'i Görmek İçin Tekneyle Sete Gitti!
Sonunda Bu da Oldu: Antalya'daki Bir Otelde Türk Müşteriden 120 Euro "Milliyet Farkı Ücreti" Alındı