Yaşadığımız evrene karşı ne kadar acımasız ve duyarsızlaştık farkında mıyız?
Aslında gerçekten bir parçası olduğumuz ve kaybettiğimizde bir daha asla yerine koyamayacağımız bu harika evrene karşı ne kadar acımasız ve vurdum duymaz haldeyiz. İnsanoğlu evren var olmadığında kendisinin de var olamayacağının bilincinde ve tüm bu bilince rağmen sahip olduğu tüm güzelliklere karşı tam bir ihanet içinde.
Tüketim ekonomisi ve özellikle yeni dönem popüler kültür insanı duyarsızlaştırdı. Önce birbirimize sonra çevremize doğamıza karşı gerçek empatiyi yitirdik. Sokak hayvanlarından karşı konuşulan acımasız ve vahşi çözüm önerilerinden bahsetmiyorum bile…
Giderek bencilleşen ve kendi varlığımızı bizi var eden her şeyi tüketerek sürdürmeye çalışan bir canavar haline dönüşüyoruz.
Çevre ve iklim krizi her geçen gün büyüyerek hızla geliyor. Bundan birkaç sene sonra ciddi bir su krizi ile karşı karşıya kalabiliriz. Sadece mevsimlerin ve doğal kaynakların yok olmasından bahsetmiyorum, koca bir ekosistem çok değil, bir 50 yıl sonra tükenmeye doğru hızla yol alıyor. Tüm bu veriler ve gerçekler ışığında dünya genelinde bir alarm dönemine doğru hızla girmeye başladık.