Tonla etkinlikle dolu açık dünyaya sahip yapımlar en 100 saatlik dolu dolu deneyimler sunuyor. Bu listede derlediğimiz oyunlar ise sadece iki saatlik kısa bir sürede bitirilebiliyor. Tek oturuşta sonunu görebileceğiniz bu oyunlar kısa sürelerine rağmen uzun süre akıllarda kalıyor.
Oynanış mekanikleri, akıl almaz senaryosu ve keyifli bulmacalarıyla çok acayip bir oyun olan Pony Island sadece birkaç saatte bitirebileceğiniz oyunların başında geliyor.
Kutunun dışında düşünülen oynanış mekanikleriyle pek keyifli bir deneyim vadeden Pony Island'ın göründüğü kadar masum bir oyun olmadığını belirtmekte fayda var.
Gone Home'da bir yıllık aradan sonra evine dönen bir gence hayat veriyor, tamamen boş olan evde ne olup ne bittiğini anlamaya çalışıyoruz. Okuduğumuz metinlerden karakterlere dair birçok bilgi edindiğimiz oyun az ve öz oynayışıyla sizi memnun edecek.
Metal Gear Solid serisinin giriş niteliğindeki halkası ise kısa sürede bitebilecek zorlayıcı bir gizlilik-aksiyon deneyimi vadediyor. Phantom Pain öncesi hazırlık yapmak isteyen oyuncuları Ground Zeroes antrenmanına davet ediyoruz.
Algılarınızla oynayan Superliminal ise kısa süreli oynanışına rağmen uzun süreli bir etki bırakacak. Her objenin farklı perspektiflere göre boyut değiştirdiği oyun yenilikçi ve baş döndürücü yapısıyla unutması güç yapımlar arasında yer alıyor.
Okyanusun altında büyüleyici bir seyahate çıktığımız ABZU, sadece dakikalar içerisinde aklınızı başınızdan alacak ve deniz dünyasına hayran bırakacak.
Vahşi doğada bir porsuğa hayat verdiğiniz yapımda yavrularınızı korumanız ve onları tabiat ananın tehditlerinden sakınmanız gerekiyor. Yabanın tam ortasına atıldığınız oyunda çaresizliği sonuna kadar hissedeceğinizi belirtelim.
Shelter 2 ise ilk oyunun üzerine her açıdan yeni eklemeler yaparken, sizi hem büyüleyici hem de acımasız bir hikayeye davet ediyor. Bir önceki oyunu teknik anlamda geliştiren Shelter 2, kendine özgün görsel tarzıyla bu sefer farklı bir hayvana hayat vermemizi istiyor.
The Stanley Parable'ın geliştiricisinin imzasını taşıyan The Beginner's Guide ise kısa sürede sizi hayran bırakacak bir hikaye vadediyor. Davey Wreden tarafından yapılan oyun diğer oyunlardan alıştığımız görev, objektif ve amaç gibi mekaniklere sahip değil.
Source oyun motoru ile geliştirilen Dear Esther ise inanılmaz gerçekçi gözüken manzarasıyla sizi anılara dair bir seyahate çıkaracak.
Oyun dünyasının en kıymetli oyunlarından biri olan Journey ise sizi büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor ve ekran başındaki en unutulmaz deneyimlerden birini sunuyor.
Oyun dünyasının güzide yapımlarından biri olan The Stanley Parable ise dördüncü duvarı birçok kez yıkıp sizi çeşitli paradoksların tam ortasına bırakıyor.
Tek bir kişi tarafından geliştirilen Gorogoa ise bulmaca türüne adını altın harflerle yazdırırken kesinlikle unutamayacağınız bir tecrübenin de altını çiziyor.
What Remains of Edith Finch ise sizi ilginç bir ailenin anılarına götürmekle kalmıyor; her birine hayat verip birbirinden tuhaf hikayelere şahit olmanızı istiyor.