Tek Eşlilik Bilimi: Hayvanlar Çok Eşliyken Biz Neden Tek Eşliyiz Sorusunun Biyolojik Bir Açıklaması Mevcut

Tek eşlilik olarak bilinen monogami, tarih boyunca birçok kültürde aşk ve ilişkilerin temelini atmıştır. İnsanlarda yaygın bir durum olmasına karşın, hayvanlar aleminde bu durum oldukça nadir görülür. Peki, bu durum basit bir biyolojik içgüdü ile mi ilişkili, yoksa daha mı karmaşık? Araştırmalar, bu soruya hem olumlu hem de olumsuz yanıtlar veriyor. Gelin nedeni neymiş öğrenelim. 👇

Hayvanlar dünyasında tek eşlilik oldukça nadir görülür.

İnsanlar, genellikle monogamiyi benimsemiş olsa da (poliamori, yani çok eşliliğin, popülerlik kazanmasına karşın), hayvanlar dünyasında bu durum pek yaygın değildir. Özellikle memelilerin sadece yüzde 3 ile yüzde 5'lik bir kısmı monogamiyi tercih eder. Bu azınlık arasında prairie köstebekleri de yer alır. Bu minik kemirgenler, hayatları boyunca sürecek bağlar oluşturur ve yuvalarını eşleriyle birlikte kullanırlar. Bu özellikleri, monogami üzerine yapılan araştırmalar için onları ideal bir model haline getirir.

Monogami konusundaki bilimsel çalışmalar, genellikle "sosyal monogami" kavramını merkeze alır.

Bu terim, hayvanların erkek ve dişi olarak çift oluşturup birlikte yaşadıkları, çiftleştikten sonra da bir arada kaldıkları ve birlikte kaynaklarını korudukları durumları ifade ediyor. Tıpkı birer insan gibi içgüdülere sahipler.  Sosyal monogami, cinsel sadakatten çok, hayvanların kalıcı bağlar oluşturmasına odaklanan bir konsepttir. Bu durum, hayvanların davranışlarını daha doğru bir şekilde yansıtır. Bu nedenle, monogami tanımlarının bizim anladığımız anlamda olmayabileceğini belirtmek gerek.

Prairie köstebekleri üzerinde gerçekleştirilen bilimsel incelemeler, monogamiye dair biyolojik süreçlerin bulunmasında olukça etkili oldu.

Bu analizler, sosyal bağ oluşumunda etkin olan belirli hormonların bulunmasına yardımcı oldu. Oksitosin genellikle 'sevgi hormonu' olarak nitelendirilir, fakat doğum, emzirme ve annelik bakımı gibi süreçlerde de kritik bir işlevi vardır. Prairie köstebekleri üzerinde yapılan analizler, bu hormonun dişi bireylerde çift oluşum sürecinde daha etkin olduğunu belgelemiştir. Örneğin, bu reseptörün engellenmesi partner seçim sürecini zorlaştırırken, beyne oksitosin enjekte edilmesi bu süreci kolaylaştırmaktadır.

Vasopressin, çift bağının oluşumunda hem erkek hem de dişi köstebekler için kritik bir rol oynar.

Bu molekül, çok eş değiştiren köstebek türlerinde de mevcuttur, fakat bu türlerin dopamin ödül sistemlerinde daha az vasopressin ve oksitosin reseptörü bulunur. Bu durum, çayır köstebeklerinin monogamiye olan eğilimini açıklar niteliktedir. 2004 yılında gerçekleştirilen bir araştırmada, bilim insanları monogamiye eğilim göstermeyen çayır köstebeklerinin beyinlerine vasopressin reseptör geninin ek bir kopyasını yerleştirdi. Bu işlem sonucunda, bu köstebeklerin beklenmedik bir şekilde artan bir eş tercihi geliştirdiği gözlemlendi. Bu bulgu, vasopressin molekülünün çiftleşme ve eş seçimi üzerindeki etkisini daha da belirginleştirdi.

Monogami konusunda hormonların belirleyici bir rolü olduğunu gösteren çeşitli araştırmalar bulunmaktadır.

Bu araştırmalar, vasopressin reseptörlerinin imha edilmesi durumunda çiftleşme ile tetiklenen bağın engellendiğini, ancak vasopressin uygulamasının bu bağı teşvik ettiğini ortaya koymuştur. Bu durum sadece köstebekler için değil, insanlar için de geçerlidir. Oksitosin hormonunun insanlarda bağ kurma sürecinde etkin bir rol oynadığı bilinmektedir. Ancak, insan monogamisi konusunda hormonların ne ölçüde etkili olduğu hala tam olarak bilinmemektedir. Monogaminin genetik bir temeli de olabilir.

Bu çalışmada, erkeklerin bu gen bölgesinin sıfırdan iki kopyasına sahip olabileceği ve daha fazla kopyası olan erkeklerin çift bağında daha düşük performans gösterdiği tespit edilmiştir.

Bir hayvan çalışması, 2019 yılında, monogam olan erkeklerin genlerini ile monogam olmayan akrabalarının genlerini karşılaştırmıştır. Her karşılaştırmada, genlerinde belirgin benzerlikler bulunmuştur. Bu bulgular, monogaminin genetik bir formülünün olabileceğini düşündürmüştür. Ancak, bu formülün insan monogamisi için de geçerli olup olmadığı henüz net değil.

2008 yılında İsveç'te gerçekleştirilen bir çalışma, vasopressin reseptör geninin belirli bir bölgesinde varyasyonlar olduğunu göstermiştir.

Monogami bilimi oldukça karmaşık ve çözülmesi gereken birçok soruyu içinde barındırmakta. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, bize monogami hakkında pek çok bilgi vermiş olsa da, hala yanıtlanması gereken birçok soru var. Büyük ihtimalle, monogaminin tek ve basit bir biyolojik açıklaması Sosyal monogami için tek bir tarifin olmadığını, ancak gerekli olan unsurlarda tutarlılık bulunduğunu da unutmamak gerek.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Vücudunuzun Acil Durumlarda ya da Doğal Olarak Ürettiği Ama Sizi Tiksindirebilecek Bazı Sıvılar
Her Gün Kullandığımız Eşyaların Aslında Ne Amaçla Üretildiğini Biliyor musunuz?
Fantezi Niyetine Silah Taşıyordu! Dünya'nın En Ünlü Sanatçıları Hakkında Sır Gibi Saklanan Ürpertici Gerçekler

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
YORUMLAR
13.11.2023

İnsanlar monogam (tek eşli) canlılar değildir. Sosyal monogami bir normdur. Bundan 200 yıl önce de polijini bir sosyal norm, algıydı. Polijini de erkeklerin çok, kadınların tek eşli olması demektir. Ancak bu da evrimsel olarak mümkün değildir ki insan anatomisi hele de genital bölgemiz tamamen çok eşlilik örnekleri içermektedir. Vajen içi sperm rekabeti, yumurtanın sperm girişi sonrası kendini korumaya alması ve farklı spermlerin girişini engellemesi, erkek cinsel organın baş kısmının anatomik yapısı ve yabancı spermleri vajenden dışarı atar yapıda olması, regl döngüsü gibi gibi. Sosyal monogami yerleşik hayat ile bir norm haline gelmiş ve partnerlerin işine geldiği gibi kullanılmıştır. İnsanlar adaptasyon odaklı canlılardır ve çoğu duruma adapte olabilir yapıya sahiplerdir. Ayrıca bugünün aldatma oranları, boşanma oranları ve insanların cinselliğe bakış açısı da insanlar poligamisinin büyük bir kanıtıdır...

13.11.2023

Sosyal monogamik normlar aldatma denen şeye sebeptir. İnsanlar tek eşli değildir. Doğada ki tek eşli canlılar ölene kadar eşi dışında bir canlı ile de çiftleşmezler. Fakat insanlar için böyle bir durum asla ve asla yoktur. Burada konu sosyoloji olunca dinler, gelenekler de devreye giriyor ve bu tarz monogamik normların temeli buraya dayanıyor. Katolik Hristiyanlığı örnek olarak katı sosyal monogami içerikli bir din iken İslam polijinik bir dindir ve erkeğin çok eşliliğine izin vermektedir hem eşleri hem de cariyeleri ile. Yine de koyu katolik coğrafyalarda bile yıllarca çok eşliliğe ve aldatmalara şahit olmuşuzdur. Sonuç? O insanları yaktılar ve kendi normlarına göre cezalandırdılar. Şeri kanunlarda da kadın çok eşli olamaz, aldatması da kati suretle yasaktır. Medeni kanuna gelirsek tamamen sosyal algılar ve normlar bütünü olan ve biyoloji dışı bir monogam aile kurumu oluşturup bunu insanlara dayatan kanunlar bütünüdür hem de hiçbir biyolojik temellendirmesi olmadan. Sözde "medeni..."

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ