Bazı yapımları öne çıkaran ve başarıya ulaştıran şey bazen rollerini bizlere aktarmayı başarabilen bir oyuncu olabiliyor! Onların yeteneği, çoğu kusuru göz ardı etmemizi sağlayabiliyor... Rollerinin hakkını vererek adeta tüm seti sırtlanan bu oyuncuları sizler için sıraladık. 👇
Don't Worry Darling filminde Alice rolünü üstlenerek başrolü oynayan Florence Pugh, bu filmin en iyi kısmı desek yalan olmaz! Chan ve Pine'ın oyunculuğuna da diyecek söz yok ancak Pugh adeta tüm filmi sırtında taşıyor! Pazarlama ekibinin bunu kullanmaması talihsiz olsa da, biz Pugh ve yeteneğinden gayet memnunuz!
Gorr the God Butcher rolünü üstlenen Bale, bir kez daha rolü için kendini ne kadar adayabileceğini geçirdiği fiziksel değişim ile kanıtladı. Ayrıca filmdeki mizah uğraşı izleyicileri yormuşken, Bale'in sahneleri ile gerçek bir film izlediğimizin tadına vardık. Jane ve Thor arasındaki kimyanın eksikliği, Bale'in olağanüstü oyunculuğu sayesinde fark edilmedi bile. Ayrıca kendisinin kötü karakter olarak ne kadar korkutucu olabileceğini bir kez daha gördük.
iCarly dizisindeki Spencer rolü ile Trainor için Jim Carrey'nin veliahtı olduğunu iddia edenler dahi oldu! Trainor'ın oynadığı karakter ve başarılı tiplemesi, vasat denilebilecek bir diziyi üst seviyeye taşıdı. Komedi ve mimik ustası diyebileceğimiz Trainor, gerek şakaları gerek duygusal sahneleri ile bizlere keyifli bir iCarly deneyimi yaşattı.
Hayallerimizdeki Shaggy karkaterini beyaz perdeye başarıyla aktaran Lillard için ne desek az! Kendisi resmen Shaggy karakteri ile özdeşleşti ve bir nesil için halen Shaggy kalmaya da devam edecek!
Teen Wolf pek de bir derinliği olmayan, sıradan bir gençlik dizisi olsa da O'Brien işini ciddiye aldığını Stiles karakteri ile belli etti! Dizinin komik sahneleri bir yana, işler ciddileştiğinde ortaya asıl yeteneğini çıkaran O'Brien, dizideki en başarılı kötü karakteri de yeri geldiğinde başarıyla canlandırdı!
Tom Cruise'un şarkı söyleyebildiğini kim tahmin ederdi? Tom Cruise'u bu filmde Stacee Jaxx rolünde görene dek hep benzer tip rollerde izledik. Bu film onun kendisini ve yeteneğini kanıtladığı ilk filmiydi desek yanlış olmaz! Ayrıca film uyarlaması da oldukça başarılıydı; yine de hem şarkı söyleyen hem oyunculuğunu sergileyen Cruise tüm spot ışıklarını hak ediyor.
Filmin tek iyi yanı Margot Robbie'nin içinde olmasıydı desek abartmış mı oluruz? Robbie, Harley Quinn karakterini tüm yönleri ile -acı, mizah, şiddet, delilik ve masumiyet- beyaz perdeye yansıtmayı ustalıkla başardı. Karşısındaki Joker'e rağmen parıldamayı ihmal etmedi. En kötü filmde bile iyi bir oyuncunun çoğu şeyi değiştirebileceğini gözlerimiz ile görmüş olduk.
Pretty Little Liars gibi sarpa saran bir dizide, ayakları yere basan tek şey Spencer karakterinin ta kendisiydi. Bellisario tarafından canlandırılan Spencer karakteri, travma ve hikayesi ile izleyicilere gerçek bir şeyler aktarmayı başardı. Aktrisin kendi ne kadar başarılıysa, dizinin senaryosu bir o kadar başarısızdı...
Amy Adams jenerasyonumuzun en başarılı aktrislerinden biri olarak kalbimizde taht kurdu ve bunun bir sebebi var! Bunun ardında yatan sebep, kendisinin her üstlendiği rolün altından başarıyla kalkması! Giselle rolü gibi komik ve sıradan bir rolü bile yeteneği ile süsleyerek büyüleyici bir hale getirmeyi başardı.
Jim Carrey, parçası olduğu her filmi zirveye taşıyor ancak böylesine bir kostümün altından bile yeteneğini bizlere aktarabilmesi ayrı bir yetenek olsa gerek! Sinema tarihinin en ikonik rollerinden biri olan Grinch'i unutulmaz yapan detaylardan biri de Jim Carrey'nin rolü üstlenmiş olması. Carrey adeta içinde olduğu her yapımı izlemesi keyifli bir hale getiriyor.
Easy A filmindeki Olive rolünü üstlenen Emma Stone, mizahı sayesinde bu yapımı en iyi gençlik filmlerinin arasına sokmayı başardı. Karakterini çok iyi canlandırmasının yanı sıra, tüm oyuncu ekibinin içinde de ön plana çıkmayı başarıyor.
Klaus karakterini canlandıran Morgan, The Vampire Diaries dizisinin en iyi kötülerinden birine hayat verdi. Hatta hayranların çoğu niçin Klaus'un kendine ait bir dizisi olmadığı konusunda şikayetçi. Klaus bir dakika sinirliyken öbür dakika oldukça komik olabiliyor: Dengesizliğin vücut bulmuş hali. Morgan da bunu gayet başarılı bir şekilde yansıttı.
2000'li yılların yıldız aktrisi Amanda Bynes, her yapımda resmen yeteneği ile parlıyordu. Filmin kendisi saçmalıktan ibaret, ama Bynes'in kendisi aşırı derecede komik! Rolüne her şeye rağmen tutkuyla bağlanan Bynes, vasat senaryoyu olabilecek en iyi şekilde perdeye taşımış.
Mr. Moseby karakteri ile çocukluğumuzu eğlenceli bir hale getiren Lewis için dizinin en iyi kısmı denebilir! Her repliği ve sarkastik yapısı ile bizleri hep güldürmeyi başardı. Öbür aktörlerin yeteneksiz olduğunu söylemiyoruz elbette, ancak kendisi komediyi bambaşka bir seviyeye çıkardı!
Kötü yazılan senaryoda yeteneği ile var olmaya çalışan bir diğer isim de Lilli Reinhart. Dizi senaristleri olabilecek en saçma ve komik diyalogları yazıyorlar ancak Reinhart canlandırdığı Betty karakterinin hakkını vermek için elinden geleni yapıyor. Yeri geldiğinde duygusal ve dramatik olurken, yeri geldiğinde karanlık ve dengesiz olan Betty karakteri, diziyi izlenebilir kılan detaylardan biri.
Yazdığım filmler hak ettiği ilgiyi görmüş olabilirler. Ama bana göre oyunculukları ile ön plana çıkanlar: Yüzüklerin efendisi/Hobbit Legolas (Orlando Bloom) Diriliş (Leonardo Di Caprio) Benim Adım Khan (Shah Rukh Khan)
She is the Man' e de vasat senaryo diyen ne bileyim. Film çekildiği yıla göre gayet güzel bir film. Zaten film romantik komedi türünde yani derinlik aramak saçma. Ayrıca film Shakespeare' in eserinin modern ve romantik komedi uyarlaması.
Joseph Morgan'ı Originals da fazlasıyla gördük zaten VD de fazla gözükmemesi işin büyüsünün kaybedilmemesi içindi Ah Dylan üzümlü kekim dizinin bütün yükünü sırtlandı