Bilim bu konuda der ki, karşınızdaki insanı doğru soruları, doğru yerde sormadığınız sürece hiçbir zaman tam olarak tanıyamazsınız. Hele ki kişiliği hakkında kesin bir yargıya asla varamazsınız.
Soru en basit haliyle, karşınızdaki insana başka insanlar hakkında ne düşündüğünü sormaya dayanıyor.
Çalışmaya göre, insanlara diğerleri hakkında ne düşündükleri soruldu ve söyledikleri şeyler, kendi karakterleri hakkında pek çok şeyi de açığa çıkardı.
Olumlu özellikler üzerinde duran insanlar, kendi yaşamlarında daha olumlu ve mutlu insanlar olmaya eğilimliydi.
Dr. Wood bu durumu, “Günümüzde görülen birçok kişilik bozukluğu, diğer insanların olumsuz taraflarını görmeyle bağlantılı. İnsanların olumsuz taraflarını görmenin basit eğilimi, daha büyük depresyon ve çeşitli kişilik bozuklukları ihtimalini de beraberinde getiriyor.” diyerek açıkladı.
Bu nedenle de gündelik yaşamın olumsuz akıcılığından sıyrılamayıp, savrulup duruyorlar.
Diğer insanların tavır ve yaşamlarını olumlu olarak algılayan insanlar, hâlâ olumluydu ve aynısı olumsuzlar için söylenebilirdi.
Yüksek seviyelerdeki kendini beğenmişlik, depresyona, antisosyal bozukluklara ve uç durumlarda psikopatlıkla ilintili olabileceği görüldü.
Kişilik denilen kavram salt haliyle bile çok çeşitlilik gösterir zaten, yani bize ters olması bozuk olduğu anlamına gelmez. Garipsediğimiz o insanlar bizim yaşam tarzımızı reddetmiş insanlar olabilir.
Kişiliği hakkında mutlaka bir ipucu olacaktır!
Dünyalılardan tiskiniyorum, dünyalı dostum tam olarak anlamadın galiba:...tiskiniyorum.
Biriyle ilk defa konuşuyorsam ilk başta hemen eksilerini ele almam.Olumlu bakmaya çalışırım.Ama hani rezil biri olduğu her halinden belliyse yüz vermem elbette.Kullandığı kelimeleri de ele alırım.Ama tamamen tanımak diyorsak şöyle bir 8-10 seneye ihtiyaç var.
Insan nasılsa başkalarınıda öyle görür demiş Atalar.Bu da aynısı. Başkasına gerek yok, kişinin size yaklaşımından anlaşılacak çok şey var.