'Ölmeden önce gitmem gereken yerler' listeni çıkar, çünkü onlarda birine gitmek için plan yapma vakti geldi. Gideceğin yer hakkında kimse yorum yapmayacak; 'yok oranın bilmem nesi ne', 'yok ben orada sıkılırım'lar olmayacak. İstediğin yere, istediğin şekilde gidebilecek ve izin tarihlerini denkleştirme gibi dertlerin olmayacak.
Her gün onlarca insanın arasında çalışırken, okurken, otobüslerde ayakta seyahat ederken her zaman şikayet ettiğin o insan kalabalığından sıyrılmış olacaksın sonunda. Kitap okuyabilir, hayatın hakkında düşünebilir, güzel bir duş alabilir, günlük rutin içinde kaçırdığın veya vakit bulamadığın her şeyi yapabilirsin.
Bu aslında şu demek, asla bir grupla tatile gittiğinde yaşadığın 'nerede yemek yiyeceğiz?', 'bugün müzeye gitmeliyiz.' gibi konuşmalara maruz kalmayacak ve insanlara ayak uydurmak için istemediğin şeyleri yapmak zorunda kalmayacaksın. Bu tatilin tek hükümdarı sensin!
Tek başına çıktığın tatilde yeni insanlarla tanışmak da grup olarak çıktığından daha kolay olacaktır ve eğer bir arkadaşın olmasını istemiyorsan da grupla çıktığında gelen 'arkadaşın arkadaşlarına' da maruz kalmayacaksın. Daha ne olsun? :)
Biriyle tatile gittiğinde ki özellikle bu sevgilin veya çok sevdiğin bir arkadaşınsa yaşadığınız tüm deneyimler ikinize ait olacak, birbirinizin ortamdan hoşlanıp hoşlanmadığı gibi kaygılar duymaya başlayacaksınız. Oysa ki tek başına bir müze gezerken, film izlerken, yabancı bir şehri ziyaret ederken tüm dikkatiniz gittiğiniz yerde olacak. Bu da o anları daha anlamlı ve her ayrıntısıyla hatırlanır kılacak.
Tek başına tatile çıkma fikrinin kendisi bile seni gayet cesur kılacak bir fikir. Bir de bunu uyguladığını düşünsene :) Bilmediğin bir şehirde yol bulmak, başına gelecek aksilikleri tek başına düzeltmek ve tek başına bir kafede oturmak bile sana çok iyi gelecek. Kimseye ihtiyacın olmadığı bir kez daha anlayacak ve yaşayacağın her şeye yeni bir gözle bakabilmeyi öğreneceksin.
Tek başına tatile çıkmak, insanı çevresine karşı çok daha iyi bir gözlemci ve uzman bir gezgin olma yolunda destekleyen bir şeydir. Gördüğün yerdeki olayları not almak istediğinde kimse 'dur şimdi yemek vakti' demeyecek; ya da gün batımında fotoğraflamak istediğin yere giderken 'uff çok sıcak' diye şikayet etmeyecek.
Eğer tek başına tatilde değilsen ortak kararlar vermek zor olduğu kadar sonuçları da zordur. Gitmek istemediğin bir restoranda yemek istemediğin bir yemeğe bir sürü para vermekten kaçmanın tek yolu tek başına olmak. Paran azaldığında bütçeni korumak için yeni düzenlemeler yapmak da kesinlikle daha kolay.
Tatilin tamamen kendi isteklerine göre şekillenip sona ererken kendini çok daha fazla dinlenmiş ve memnun hissedeceksin. Çünkü canın ne isterse onu yemiş, canın ne zaman uyanmak isterse o zaman uyanmış ve nereye gitmek isterse oraya gitmiş olarak bir tatil, aslında rüya gibi.
Bu kararı almadan önce aklında olan tek soru, tek başına nasıl tatil yapıldığı. İstersen sana hızlıca sayalım: Daha iyi uyuyabilir, yeni şeyler yemeyi deneyebilir, yeni lisanlara merak salabilir, yabancılarla konuşabilir, gittiğin yerin tarihi yerleri hakkında bildi edinebilir, parklara-konserlere-restoranlara gidebilir, kitap okuyabilir, müzik dinleyebilir ve daha çok risk alabilirsin :) Denemeye değer!