Tek Adam Yönetimlerinin de Çalışanlara Koyulan Anlamsız Kotaların da Çuvallayacağı Gerçeği: Goodhart Yasası

21. yüzyılda her alanda rekabet gidişatı belirliyor, örneğin meşhur 'performans ölçümü' rekabetin ürünü. Fakat bu yöntemin aslında hiçbir işe yaramadığı ve anlamsız kotaların, tek bir kişinin aldığı kararların çoğunlukla verimi düşürdüğünü biliyor muydunuz?

Goodhart Yasası'nı araştırırken The Guardian'da yayınlanmış bir makaleden, şu açıklayıcı yazıdan ve bu çalışmadan faydalandık.

Hayli yaygın örneklerden birini seçerek başlayalım. Bir mağazada reyon görevlisini ele alalım, her ay 100 elbise satması gerekiyor.

Onun için koyulan performans ölçüm kriteri bu yani. Birkaç ay bu kriteri tuttursa da bir ay gelir ki ayın son gününe dek ancak 80 elbise satabilir ve son gün 20 elbise satması gerekir. Bunu mümkün kılmazsa belki işinden olacaktır, en iyi ihtimalle uyarılacaktır.

Görevli ayın son günü ona özel durumlar için tanınmış indirim hakkını kullanır ve 20 elbiseyi bazen maliyetinin bile aşağısına tekabül edecek indirimlerle satar. Kritere uymuş, 100 elbise satmıştır.

Peki şirket için durum nedir? Çalışan ona sundukları şartları yerine getirmiş olmasına karşın şirketin geliri düşmüştür.

Yani bu kriterlerin olmadığı durumda şirketin geliri her nasılsa daha yüksektir. Bu durum hizmet sektöründe sadece şirket ve çalışanı ilgilendirse de mal üretiminde benzer biçimde eksiklerin yaşanması ürünlerin hatalı üretimine, alıcıların mağduriyetine bile sebep olabilir.

100 adet mal üretilmiş fakat 20 tanesi aceleyle, üstünkörü yapılmışsa kısa sürede bu mallar kullanılmaz hale gelir.

Daha kritik ve yaşanmış bir örnekten bahsedelim. Yıllar evvel İngiltere'de Blair hükûmeti sağlıkta işleri hızlandırmak için yeni bir kriter getirdi.

Bu kriterler hastaların hastanede muayene ve tedavi olurken geçirdikleri zamanın azaltılıp uygulamaların hızlandırılmasıyla ilgiliydi. Yani kişinin yaptıracağı işlem normalde 6 saat sürüyorsa yeni kriterlere göre doktorlar biraz daha hızlı çalışıp o işin 3 saatte tamamlamalıydı. Bu bir ameliyat bile olsa kural değişmiyordu!

Kurallar uygulanmaya başlandı, hastanelerde daha fazla insan tedavi olmaya başladı. Görünürde sistem tıkır tıkır işliyordu.

Her şey tıkırında gözükse de hastanelere gelen şikayetler artmaya başladı.

Sonradan anlaşıldı ki bu saat kuralını tutturabilmek için hastalar hastaneye alınmıyor, dışarıda bekletiliyor ve kriterlere uygun sürede tedavi edilebilecekleri an içeri alınıyorlardı. Hizmet kalitesi bir anda düşüvermiş, memnuniyet azalmıştı.

Onlarca örnek vermek mümkün fakat 'akıldışı' kriterlerin performansı ters yönde etkilediği tezini ortaya atan ilk kişi aşağıda gördüğünüz bilge kişilik, Charles Goodhart'tı.

Bugün 83 yaşında olan ve iktisat alanında yaptığı çalışmalarla dünya çapında saygı gören Goodhart ve onun adını taşıyan Goodhart Yasası hangi konuda olursa olsun bir göstergenin hedef haline gelmesinin aslında yapıcı bir etkisi olamayacağını anlatıyor.

Bu yasa sadece ekonomide yahut üretim sektörlerinde deneyimlenmiyor, hayatın her alanında karşılaşmak mümkün.

Örneğin akademik performans, sizce nasıl ölçülür? Yayınlanan makale sayısıyla mı verilen derslerle mi?

Hangi yanıtı verecek olursanız yanlış olacak. Yayınlanan makalenin ölçüt olduğu durumlarda, Türkiye'de de deneyimlendiği üzere üretilen makalelerin kalitesi düşüyor, hatta intihal olayları bile yaşanıyor. Verilen ders sayısıyla ölçüme gidildiğinde de benzer bir durum var, bir akademisyen 10 ayrı ders verse de hiçbirinde tam olarak yapmak istediğini yapamıyor.

Burada sorun performansın ölçülmesi değil, tüm bunların tek bir değişkene indirgeniyor olması. Her şeyin ölçümü tek bir kritere bağlandığında diğer kriterlerden feragat ediliyor ve performans artmış gibi görünse de verimlilik azalıyor.

Unutmadan, tek bir kriter aslında bazen 'tek bir kişinin her şeye karar vermesi' konusunda da ortaya çıkabiliyor.

Çin ve Kuzey Kore'de sıklıkla yaşanan bu durum da Goodhart Yasası'nın çalışmasına sebep olur, tek bir kişi bir konuda atılıma öncelik verdiğinde hem atılım gerçekleşmez hem de ayrılan emek boşa gitmiş olur. Ayrıca tek bir kişi her zaman kendi önceliklerini toplumun önceliği zannedebilir, hem şirketler hem de toplumlar için konuşacak olursak bu riske değer mi?

Goodhart Yasası'nı çok sık duymuyor olsak da başarıya ulaşmak isteyen herkesin kulağına küpe olması şart.

Popüler İçerikler

Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
YORUMLAR
26.08.2019

tek adam yönetimi demişsiniz Türkiye'den örnek vermemişsiniz. mesela bizde adalet yok (bu en basit örnek)

vay canına gördüğüm en iyi örnek kaynak olmadığı içinde ayrı bir ikna oldum nedense.

27.08.2019

İçerikte bahsettiğiniz yasanın randımanlı uygulanabilmesi için herşeyden önce 'Bilinçli Toplum' olması şart. 'Gelen şikayetlerin artması üzerine' diyor; Gelen şikayetler işleme konulmadığı sürece değil goodhart yasası Hulk da gelse kurtaramaz toplumu. Bkz; RTÜK, yapılan binlerce şikayeti işleme koymadı. Velhasılkelam, yapılan herşeyi sorgusuz sualsiz kabul edip, haklarını bilmeyen hatta sorgulamasını da bilmeyen toplumlarda hiçbir yasa yoktur ki işe yarasın. Olmayan kurtarıcısını bekleyen bir toplum, güdülmeye mahkumdur. Bkz; Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."

26.08.2019

kaliteli içerik 👍👏

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ