Bir ortamda neden kendi tarzımıza, eğitimimize, ilgi alanlarımıza yakın kişilerle iletişim kuruyoruz? Bunu çoğu zaman bilinçsizce yapıyoruz. Sosyal hayatımızdan kurumların yapısına dek birçok derdin de müsebbibi homofiliyi duymuş muydunuz?
Bir ortamda neden kendi tarzımıza, eğitimimize, ilgi alanlarımıza yakın kişilerle iletişim kuruyoruz? Bunu çoğu zaman bilinçsizce yapıyoruz. Sosyal hayatımızdan kurumların yapısına dek birçok derdin de müsebbibi homofiliyi duymuş muydunuz?
Bilinçli olsun ya da olmasın kendi karakterimize, zevklerimize yakın insanlarla tanışıyor olmamız ilginç. Yüzlerce kişinin olduğu bir ortam düşünün, tanışacağınız sınırlı sayıda kişi varsa bunların sizin genel arkadaş profilinize çok yakın olması, esasen bir mucize değil.
Çok yaygın bir kavram olmasa da herkesin yaşamında tecrübe ettiği durumları tanımıyor: Sosyal topluluklar söz konusu olduğunda insan kendine benzeyen kişilerle iletişim kurma eğiliminde.
Benzer geçmiş deneyimler, eğitim seviyesi, yaşam tarzı, beğeniler, karşı durulan fikirler...
1 yaşından biraz büyük bebeklerle yapılan bir akademik çalışmada bebekler hangi iki insanın birbirine daha yakın olduğunu seçiyor. Bir cümlede anlatıldığı kadar basit olmayan bu deney sonucunda bebeklerin gözünden de 'benzer benzeri çekiyor'.
Çünkü çoğu insan için bize benzeyen kişilerle dost olmamız, onları bir ortamda adeta radarımız varmış gibi yakalamamız iyi bir şey gibi görülüyor. Çoğunlukla da iyi bir şey bu, aksini söylemiyoruz.
Ancak bir noktada homofilinin birçok konuda bizi zora soktuğunu da kabul etmek gerekiyor.
Anlatalım.
Örneğin politika konuşurken hangi görüşteyseniz onu destekleyecek fikirleri duyuyorsunuz, birbirinizi destekledikçe görüşleriniz keskinleşiyor, gerçeği yansıtmıyor olsa bile değişime kapalı hale geliyor. Karşıt görüşlerden uzak kalmanın yarattığı sorunlar, yaygın kavramı kullanacak olursak kutuplaşma Türkiye'nin de son dönemde en kritik dertlerinden biri değil mi?
Bir yönetici düşünün, kendi altında çalışacak kişileri hemofili eğilimiyle seçiyor, o kişiler de alt kadroları doldururken doğal olarak benzer eğilimlerle hareket ediyor. Çünkü onları seçen kişi her yaptıklarını onaylıyor, destekliyor.
Sonunda ne oluyor? Politika yapan kurumlar başta olmak üzere şirketler ve tüm diğer kurumsal yapılarda farklı bakış açıları ortadan kalkıyor. Yanlış bir bilgi hızlıca kurumun tepesine kadar ulaşabiliyor.
Sosyal hayatımızda bizi destekleyen görüşlerin yanına farklı insanları da katabilmek mühim. Belki her sohbet aynı tatmini vermeyecek ancak günün sonunda daha sağlıklı bir sosyal hayata sahip olacağız.
Kurumlar için de yol haritası belli, bir kişinin yönetiminde olan politik yapılar, şirketler başarısızlığa mahkum.
Farklı görüşlerin zenginliğini ne zaman kavrayacağız?