Dr. John Bucher: 'Bu çalışmalarda farelere verilen radyasyon oranıyla insanların günlük hayatlarında maruz kaldığı radyasyon direkt olarak ilişkilendirilemez. Bizim çalışmamızda, sıçan ve farelerin tüm vücutları radyo frekanslı ışınıma maruz bırakıldı. İnsanlar ise genellikle bölgesel dokularda radyasyona maruz kalıyorlar (telefonla en çok temas eden dokular). Ayrıca, bizim araştırmamızdaki radyasyon düzeyi ve süresi, insanların günlük hayatlarında deneyimlediklerinden daha fazla.'
Araştırmada 2G ve 3G'li cihazlara odaklanılsa da Dr. Bucher, 'Günümüzün telefonları daha karmaşık yapıda ve Wi-Fi, GPS, 2G/3G gibi birçok özelliği barındırıyor. Gündelik hayatımızda maruz kaldığımızdan daha fazla radyasyon denenmiş olsa da, bu araştırmanın sonuçları radyasyonun kötü etkilerini doğrular nitelikte' diyor.
Cancer Research UK: 'Cep telefonlarının insanlarda kansere sebep olduğuna dair kesin bir sonuca varılamadığını' da ekliyor.
radyasyon diyince insanlarin aklina kanser yapan olumcul isinlar geliyor ama ampul isigindan, kizilotesi isigi kadar hersey radyasyon olarak gecer. kanser yapan, tehlikeli radyasyon yuksek enerjili iyonize radyasyondur. burda enerji onemli keza yuksek enerjili radyasyon enerjisiyle dna yi parcalayarak kanser yapar.
İki satırda bir 'Kanser yaptığı kesin değil, deneklere verilen radyasyon oranı aynı değil, insanlar şöyle fareler böyle, kanıtlanamadı' yazmışlar. Yahu korkmayın bu devirde kansere önlem olarak cep telefonunu bırakacak bilinçli insan sayısı sektörü batıracak kadar fazla değil. "O kadar çok radyasyon yayıyorki değil artan kanser oranı sırtından kol bacak çıkmış bir kişi bile görülmemiş olması çok ilginç" deseniz bile bırakamaz kimse. Öyle bağımlısı olduk küresel çapta.