Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM, 2021 Yılı Eğitim Değerlendirme Raporu’nu açıkladı. 2014 yılından beri her yıl düzenli olarak hazırlanan raporu Yönetişim ve Finansman, Temel Eğitim ve Ortaöğretim, Mesleki ve Teknik Eğitim, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri, Ölçme Değerlendirme ve Kademeler Arası Geçiş ile Öğretmenlik ve Mesleki Süreç başlıkları altında toplandı.
Sözcü'de yer alan habere göre, raporda zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 676 bin çocuğun eğitim sisteminin dışında kaldığı vurgulandı. Eğitim sistemi dışında kalanların büyük çoğunluğunun 14-17 yaş aralığındaki çocuklardan oluştuğu kaydedildi.
Raporda özetle şu tespit ve değerlendirmeler yapıldı.
Yaşa göre okullaşma verileri, 2020-2021 eğitim öğretim yılında zorunlu eğitimde olması gereken yaklaşık 676 bin çocuğun okul dışında kaldığı gibi endişe verici bir durumu açığa çıkarmaktadır.
Okullaşma oranının en düşük ve okul dışında kalan çocuk sayısının en fazla olduğu yaş grubunun 14-17 yaş aralığı olması, okul terklerinin en çok lise kademesinde yaşandığının somut bir göstergesidir. Bu yaş aralığındaki her 10 çocuktan biri; toplamda 457 binden fazla çocuk zorunlu eğitimde olması gerektiği halde okul sistemine kayıtlı değildir.
Zorunlu eğitimin tamamlanamaması, bireylerin geleceğini olumsuz etkilediği gibi ülkelerin ekonomik ve toplumsal kalkınma planlarının başarıya ulaşmasını engelleme riski de taşımaktadır. Bu nedenle zorunlu eğitim sürecinde okul terki meselesinin eğitim sisteminin önemli sorun alanlarından biri olarak ele alınması ve okul terkine yol açan nedenlerin belirlenerek bu meseleye yönelik yenilikçi çözümlerin geliştirilmesi gerekmektedir.
COVID-19 salgını sürecinde başlayan özel okul ve öğrenci sayısındaki düşme eğilimi 2021 yılında da devam etmiş, özel okullarda istihdam edilen öğretmen sayısında ilk kez düşüş yaşanmıştır.
COVID-19 salgınının başladığı 2019-2020 eğitim öğretim yılından itibaren özel okul, öğrenci, öğretmen ve derslik sayılarında genel bir düşüş eğilimi görülmektedir. Bir önceki yıla kıyasla 2020-2021 eğitim öğretim yılında toplam özel öğretim kurumları sayısı 369, öğrenci sayısı ise 157 bin 593 azalmıştır.
Kademeler arasında en ciddi düşüş ise okul öncesi kademesinde gerçekleşmiş, öğrenci sayısı bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 33 oranında azalmıştır.
COVID-19 etkisinde geçen ve çoğunlukla uzaktan eğitimle sürdürülen bir eğitim öğretim yılında özel okullarda istihdam edilen öğretmen sayısının da bir önceki yıla göre 12 bin 535 azalmış olmasının, ekonomik sebeplerden ya da özel okulların veya dersliklerin kapanmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Nitekim MEB'in Mayıs 2021'de açıkladığı verilere göre salgın döneminde 938 özel okul kapanmış, 882 özel okul ise devredilmiştir.
Türkiye'deki 15 yaş grubu her beş öğrenciden biri yaşamından memnun değildir. OECD tarafından gerçekleştirilen Sosyal ve Duygusal Beceriler Araştırması'nın sonuçlarına göre Türkiye'de hem 10 yaş hem de 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin hayatlarından memnun olma derecelerinin bir ölçüsü olan yaşam doyumu uluslararası ortalamanın altındadır.
Türkiye ayrıca 15 yaş grubu öğrencilerin ortalama yaşam doyumlarının en düşük olduğu ülkedir. 15 yaş grubu öğrencilerin yaklaşık yarısı (yüzde 46,35) düşük veya orta yaşam doyumuna sahiptir.
Yaşam doyumunun da dahil olduğu sosyal duygusal beceriler, gelecekteki özel hayat, iş ve okul yaşantısındaki refah ve üretkenlik ile yakından ilişkilidir.
2021 yılında son 16 yılın en düşük öğretmen ataması gerçekleştirilmiştir. Türkiye'de 2021 yılında yaklaşık 1,2 milyon öğretmen görev yapmaktadır. 2021-2022 eğitim öğretim yılında görev yapan kadrolu öğretmen sayısı 774.536, sözleşmeli öğretmen sayısı ise 114 bin 1'dir.
Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı ile ilgili Sayıştay tarafından 2019 yılında açıklanan en son veriler ise Türkiye'de norm kadro açığının 138 bin 393 olduğunu ve yaklaşık 45 bin öğretmenin ise norm fazlası olarak görev yaptığını göstermektedir.
Türkiye'deki öğretmen atamalarına ilişkin veriler incelendiğinde, 2021 yılında 21bin 407 öğretmen ataması ile son 16 yılın en düşük öğretmen atamasının yapıldığı gözlenmektedir.
2021 yılında gerçekleşen atama sayısı, 100 binin üzerinde olduğu tahmin edilen öğretmen açığı ve ücretli öğretmenlerin sayısı göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'de öğretmen ihtiyacının halen devam ettiği görülmektedir.
COVID-19 salgınının eğitim öğretim süreçlerinde yol açtığı hasarı gidermek ve gerekli iyileştirmeleri sağlamak üzere ek bir bütçe planlaması yapılmalıdır.
Öğretmen atamalarında din dersi hocalarının hangi alan öğretmenlerini geride bıraktığına bakarsanız sistemdeki çürümüşlüğün %50'sini görmüş olursunuz.
dert mi?yeter ki imamhatiplessinler,zibyan mekteplerinde 4 kari musamereleriyle beyinleri yikansin. ensar okeyi coktan vurdu hadi git ananla.
gitSelerde sisteminizden bi şey öğrenip hayatına katıp güzel bi gelecek pLanlanamıor malesef....