Daha önceki araştırmalar, yeni tip corona virüsün insanlara yayılmadan önce büyük olasılıkla bir yarasada ortaya çıkmış olabileceğini leri sürdü. Ancak virüsün kökeni hala net olarak bilinmiyor.
Singapur Üniversitesi araştırmacıları, at nalı yarasalarındaki virüsü RacCS203 olarak adlandırdıklarını ve SARS-CoV-2'nin genetik koduyla yüzde 91,5 benzerlik sergilediğini söyledi. Bilim insanları ayrıca, Çin'in güneybatısında yer alan Yunnan eyaletindeki yarasalarda bulunan ve yeni tip corona virüsün genomuna yüzde 93,6 benzerlik gösteren RmYN02 virüsü ile yakından akraba olduğunu söyledi.
Bununla birlikte araştırmacılar, Güney Tayland'daki yasalarda ve bir pangolinde bulunan antikorları inceledi. Antikorların pandemik virüsü nötralize ederek etkisiz hale getirdiği belirtilirken, bu durumun yeni tip corona virüsü Güneydoğu Asya'da dolaştığının bir başka kanıtı olduğu aktarıldı.
Öte yandan, Covid-19'un kaynağını tespit etmek için salgının çıkış noktası olarak bilinen Çin'in Wuhan şehrine giden Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) uzman heyeti, dün incelemelerini tamamlayarak açıklamalarda bulundu. Açıklamada, corona virüsün kökenini belirlemeye yönelik çalışmaların herhangi bir hayvana işaret etmediği ve bulguların salgının Çin'in Wuhan kentinde Aralık 2019'dan önce tespit edilmediği belirtildi.
Daha birçok türde ve eriyen buzullarda virüs çeşitleri bulunmakta. Bunlar direkt bulaşmasa bile malesef ASYALILARIN TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI bize bunları yaşatıyor. Hepsi değil elbette fakat özellikle Çin'de yarasa, kaplumbağa ve yılan türlerine olan yeme alışkanlıkları bu virüslere zemin hazırlıyor. Peki daha önce yemiyorlar mıydı da şimdi salgın başladı? Bunun cevabı da virüsün bulaşma şekli ile alakalı. Beslenme yolu ile Covid'in bulaştığı saptanamadı. Fakat yarasaların habitatında bulunulduğunda bulaşmış olma riski oldukça fazla. Virüsler zamanla kendilerini geliştirip evrimleşirler.
Gel sen de gel