Oyunlar her birini memleket saydığımız, taşına toprağına hasret kaldığımız fantastik diyarlara kapı açıyor. Her biri keşfedilmeyi bekleyen gizemlerle, antik büyüler ve farklı ırklarla anlatacak birçok hikayeye sahip. İşte The Witcher'dan Dark Souls'a kadar keşfetme şansı bulduğumuz birbirinden büyüleyici 13 fantastik diyar...
Toprağı kan kokan Continent ise The Witcher oyunlarında kapılarını bize açmış ve iyi kalpli canavarlar, sonu gelmez siyasetve bitmek bilmez savaşlarla tanıştırmıştı.
Amazon'un yeni MMORPG'si New World ise oyuncuları mistik bölgeler ve antik lanetlerle kaynayan Aeternum'a davet ediyor. Bolluk bereketin yanı sıra korku ve büyüyün de her aldığı Aeternum pek ilginç bir memleket.
World of Warcraft ise Azeroth adında binbir çeşit halka yuva olan bir diyarda geçiyor. Azeroth durup ortaya çıkan yeni kıtalara, oldukça değişken biyomlara ve ortasında saplanmış devasa bir kılıca sahip.
Diablo serisi oyuncuları melekler ve şeytanlar tarafından yaratılan ve içinde unutulmuş kötülüklerin bulunduğu devasa bir dünyaya davet ediyor. Sanctuary adındaki bu büyük dünyada canlar fani, kötülük ölümsüz.
Albion ile efsane RPG Fable'da tanışmış ve büyülü diyarda taş üstünde taş, göz üstümde kaş bırakmamıştık. Fable'dan geçen her saat bizi Albion'a daha fazla bağlamıştı.
Aslında The Dragon Age Setting kelimelerinin bir kısaltması olan Thedas, siyaset, kıyamet, büyü ve ırkçılığın bolca bulunduğu büyük bir memleket. Dragon Age oyunlarında Thedas'ın çeşitli mekanlarını geziyor ve iblis istilasını durdurmaya çalışıyoruz.
Hidetaka Miyazaki ustanın kaleminden çıkan Yharnam ise Bloodborne'un geçtiği Gotik şehirdir. Viktorya döneminden esinlenerek oluşturulan Yharnam kabuslara sebep olacak kadar korkutucu yaratıklara ve sonu sadece ölüme çıkan sokaklara sahip.
The Elder Scrolls dünyasının geçtiği Tamriel ise Cyrodiil, Black Marsh, Elsweyrs, Hamerfell, High Rock, Skyrim, Morrowing, Summerset Isles ve Valenwood adında farklı bölgelerden oluşur. Her diyarında binbir çeşit ırkın, savaşın ve siyasetin sürdüğü Tamriel yiğidin harmanlandığı yerdir.
Divinity serisinin geçtiği Rivellon ise tamamı keşfedilmemiş büyük bir dünyanın sadece küçük bir parçası. Buna rağmen birbirinden büyük olayları bünyesinde barındıran Rivellon'da elfler, orklar ve cüceler yaşıyor.
Guild Wars 2'nin geçtiği fantastik diyar Tyria ise devlerin, ejderhaların ve tanrıların izlerini taşıyan devasa bir dünya. Aynı zamanda Elona adındaki dev bir kıtanın parçası olan bu memleket her köşesinde sakladığı gizemlerle keşfedilmeyi bekliyor.
Kadim lordların diyarı olan Lordran ise unutulmuş kötülükler ve devasa canavarların kol gezdiği çaresiz ve üzgün bir diyar. Chosen Undead olarak her deliğine girdiğimiz bu memleket gerçekten yaşanılacak gibi değil.
Zelda oyunlarının geçtiği Hyrule diyarı ise yeşillikleriyle göz alır, dağları tepeleriyle bir türlü aklımızdan çıkmaz. Hayatı boyunca bir kez de olsa Zelda oynamış olan tüm oyuncular hala Tanrıların Diyarı olan Hyrule'in hasretini çekmektedir.
Pillars of Eternity oyunlarında tanıştığımız Eora ise büyü ve efsunun evidir. Uçsuz bucaksız Eora dünyasında her çeşit ırktan halklar yaşar. Obsidian Entertainment'in merakla beklenen oyunu Avowed'da bu diyarda geçecek.
witcher ve dark souls hariç çöp...
Witcher haritası yoksa kavga ederim diye girmiştim yazıya tşklr
Ultima Online haritasını gözlerim aradı. Nerede o Britain, Minoc, Yew. Nerede o dungeonlar. Mazi gözümde canlandı. :(