“Watt” kavramına çoğumuz aşinayızdır. 1 saniyede 1 joule enerji harcayan elektrikli aletler 1 watt gücündedir, örneğin 100 watt gücünde bir ampul, saniyede 100 joule enerji harcar. 1000 watt 1 kilowatt’a, 1000 kilowatt ise 1 megawatt’a eşittir. Peki bu “negawatt” da neyin nesi?
Negawatt kavramı hayatımıza 1980'li yıllarda Amory Lovins tarafından kazandırılmış. Lovins’e göre enerji tasarrufunun da satılabilir bir yanı var. Yani şirketlerin teknolojik gelişmeler ve enerji tasarruf yöntemleri sayesinde harcamadıkları enerjinin de reklamını yapabileceğini söylüyor. Çevreye verilen zararı azaltmanın bir maliyet oluşturmasına gerek olmadığını ama bunun başlı başına bir kar olduğunu savunuyor.
Örneğin, normalde 100 wattlık bir ampul kullanıyorsunuz. Bu ampulü 30 wattlık bir ampul ile değiştirdiğinizde 70 negawatt enerji üretmiş oluyorsunuz, mesele aslında kısaca bu. 1 negawatt ile 1 watt enerji olarak eşit, sadece “yönleri farklı” diyebiliriz.
Lovins’in teorisinin çıkışından yıllar sonra, çeşitli ülkelerde uygulamalar da başladı. Bazı Avrupa ülkelerinde hükümetler şirketlerin “ürettiği” Negawatt enerji miktarlarına göre şirketlere teşvikler sağlıyor. Şirketler harcadıkları enerjiyi azaltarak bütçelerini düzenleyip, farklı alanlara yatırımlar yaparak daha fazla para kazanabiliyor.
Yapılan bir araştırmaya göre Amerika Birleşik Devletleri ürettiği enerjinin %60'ından fazlasını kullanmıyor. Yani üretilen enerjinin harcanan kısmından daha fazlası israf ediliyor.
Çeşitli düzenlemeler ve doğa dostu ürünlerle hepimiz doğanın korunmasına yardımcı olabiliriz. Küresel ısınma, çevre kirliliği ve kuraklık gibi sorunların önüne geçebilmek için hep beraber çalışmamız gerekiyor. Unutmayın, elimizde bir tane Dünya var.