Cevap çok da şaşırtıcı sayılmaz aslında.
Cevap çok da şaşırtıcı sayılmaz aslında.
Bu konuda genel eğilim kadınları suçlamak üzerine olsa da, gelin asıl sebepleri inceleyelim.
Dünya savaşları sırasında üst sınıf ailelerin yanında çalışan kadın aşçılar görevlerini bırakmak zorunda kaldı. Savaş ortamı gibi zor şartlarda yemekleri yapanlar da çoğu zaman askerler, yani erkeklerdi.
Söz konusu profesyonel, saygın ve elbette para kazandıran bir meslek olunca erkeklerin bu menfaatlerden uzak durması düşünülemezdi. Neden aşçı erkeklerin genellikle evde yemek yapmadıklarını anlamak çok da zor değil.
Bu sektörler ciro bakımından pek çok insanın iştahını kabartır. Nasıl ki yeni bir iş kolu, yeni bir tatil beldesi popüler olduğunda tüm yatırımcılar oraya üşüşüyor; erkeklerin de bu mesleklere yönelmesi gayet profesyonel bir durum.
Bunun için de yine biraz tarih bilmek şart. Milattan önceye gitmeye gerek de yok, kadınların sahneye çıkmaları yasak olduğu için tiyatro ve operalarda kadın kılığına girerek onların rolünü de icra eden erkekleri bilseniz yeter. Kadınlar Günü'nün ortaya çıkış hikayesini, kadınların iş dünyasında ve politikada ne kadar süredir var olduğunu öğrenince taşlar kolayca yerine oturuyor.
Örneğin aşçılık konusunda günümüzde halen kadınların iyi bir iş bulma ihtimali daha düşük. Çünkü günümüzde profesyonel şeflik yemek yapma becerisinden ziyade liderlik, insan yönetimi ve strese dayanıklılık istiyor. Toplumda bu özellikler erkeğe atfedildiği için de kadınlar otomatik olarak eleniyor. Kadınların erkeklerden geç hazırlanması, makyaj yapıp tırnaklarını boyaması gibi yine kalıplaşmış hatta kemikleşmiş yargılar da iş bulmalarının önünde bir başka engel.
Kadın terzilere, kuaförlere, kuru temizlemecilere farkında olarak veya olmayarak cinsiyetçi bir yaklaşımla beceriksiz damgasını yapıştırıyoruz. Oysa aynı kadınlar bu işleri 'bedava' yaparken oldukça başarılı. Bu tamamen erkek egemen sistemin oluşturduğu bir algı. Elbette kadınlar arasında da tıpkı erkeklerde olduğu gibi işini çok iyi ve çok kötü yapanlar var; ancak genellemelerin tek sebebi cinsiyetçilik.
Kadınların hamile kalıyor olması, iş bulamamalarının en önemli sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor. Bir erkeğin çıkıp da kadının iş hayatını engellemesi (çalışmasına engel olması, işten çıkarması vb) işverenlerin korkularından biri.
Nasıl ki bir çocuğu 18 yaşına kadar evden çıkarmayıp, daha sonra yaşıtlarından geri kalmakla suçlamak çok adaletli değilse; eve hapsedilen kadının da bir anda düzeni değiştirmesini beklemek çok doğru değil. Ne erkekler binlerce yıldır sürdürdükleri düzenden ödün vermek istiyor, ne de kadınlar bu süreçte edindikleri karakterden kolay kolay vazgeçebiliyor. Bunun için biraz daha zaman ve çabaya ihtiyaç var.
Nasıl ki siyasetçiler, CEO'lar, şirket yöneticileri çoğunlukla erkekse; aşçılar, terziler ve kuaförler de erkek. Aslında aralarında bir fark yok. İnsanların özellikle bu mesleklere odaklanma sebebi bu işlerin evlerde kadınlar tarafından 'bedava' yapıldığında değersiz, erkekler tarafından profesyonel şekilde yapıldığında önemli kabul edilmesi.
Çok güzel bir içerik olmuş. Batı'da kadınların meslekten men edilmesinin tarihiyle ilgili biraz daha bilgi verelim. Caliban ve Cadı (Silvia Federici) Avrupa'da cadı avını anlatan bir kitap. Fakat kadınları cadı diye yaktıkları zamanı geniş olarak incelerseniz, aslında bunun basit bir histeri değil, sistematik bir hareketin sadece bir parçası olduğunu görürsünüz. 13. yy da kentte yaşayan kadınlar doktorluktan duvar işçiliğine kadar her meslekte aktif olarak çalışıyorlardı, derken loncalara girmeleri kesin olarak yasaklandı, kadına kocasının yanında evden çalışmaktan başka seçenek bırakılmadı.
Birçok meslekte erkekler önde kadınlar geri planda bırakılıyor zaten. Bunun da sebebi içerikte yazdığı gibi ataerkil kafa yapısından kaynaklı. Alet takımını eline alıp babamdan daha iyi eşya tamir eden bir ablam var benim
Bak kardeşim erkek bir aşçı olarak bu hayatımda gördüğüm en aptal içerik. Sende günde 12 - 14 saat çalışsan sende eve geldiğinde yemek yapmazsın. Ayrıca erkek bedeni evrimsel olarak ağır yük gerektiren işlere daha dayanıklı dolayısıyla mutfağa gelen kadın kardeşlerimiz kimi zaman bu ağır çalışma şartlarına dayanamayabiliyorlar ve bu nedenle ayrılıp başka işlere geçebiliyorlar. Feminizmi erkek düşmanlığı olarak gören sizler kadın erkek eşitliğinin feminizmin ta kendisi olduğunu bilmezsiniz. Sizlere iş yerlerinde daha az iş veren patronlar, erkeği öldürene kadar çalıştırdığında sesinizi çıkarmazsınız gelip burda tatava yaparsınız.