Mersin'in Tarsus ilçesinde Seyhan Nehri'nin denizle buluştuğu noktadaki toplu balık ölümleri, son birkaç aydır 4. kez tekrarlandı... Binlerce balık sahile vururken, durum köylüler ve çevreciler tarafından endişe ve üzüntü ile karşılandı.
Mersin'in Tarsus ilçesinde Seyhan Nehri'nin denizle buluştuğu noktadaki toplu balık ölümleri, son birkaç aydır 4. kez tekrarlandı... Binlerce balık sahile vururken, durum köylüler ve çevreciler tarafından endişe ve üzüntü ile karşılandı.
Doğan Haber Ajansı'nın haberine göre Tarsus ilçesine bağlı Baharlı Mahallesi yakınlarında Seyhan Nehri’nin denizle birleştiği noktada binlerce balık sahile vurdu.
Aldığı ihbar ile Baharlı Mahallesinde denize döküldüğü noktaya giden Tarsus Avcılar Kulübü Başkanı ve Fahri Av Müfettişi Tufan Dokucu, bu durumun artarak devam ettiğini ve ortaya çıkan manzara karşısında üzüldüklerini söyledi. Her dönem olduğu gibi bu dönemde de Seyhan Irmağı'na karışan zehirli atıkların toplu balık ve deniz canlılarının ölümüne neden olduğunu öne süren belirten Dokucu, konuyu yetkililere bildirdi.
'Bütün Mersinlilerin, Tarsusluların yüreğini yakan bir manzara, milyonlarca Kefal Balığı şu anda bu sahili doldurmuş durumda. Bunun nedenini araştırdığımızda, köylüler benzer manzaranın 4 aydır yaşandığını söylüyor. Özellikle bu işle ilgilenen doğa dostları, çevreciler, Adana'da bulunan birçok atık su arıtma tesisinin çalıştırılmadığını ve balıkların bu nedenle öldüğünü söylüyor. Bu son derece vahim bir iddiadır.
Aslında iddia olmaktan öte bir tespit haline gelmiştir. Çünkü buradaki doğa dostları balık ölümlerini böyle görünce, kendi ceplerinden ödedikleri paralar ile tahliller yaptırmışlar. Bu tahlil sonuçlarında Adana'daki arıtma tesisinden, sözüm ona arıtılmış suyun bırakın içilmeyi el bile değmeyecek kadar kirli olduğuna dair raporları almışlar. Bu raporları Tarsus Kaymakamlığına, Mersin Valiliği'ne, Adana'daki yetkililere vermelerine rağmen hiçbir işlem yapılmamış. Burada milyonlarca balığın öldüğünü gözümüzle görüyoruz.'
İşin peşini bırakmayacağını kaydeden Atıcı şöyle devam etti:
'Bu işin izini sürüp nereye kadar gidiyorsa peşinden gideceğim. Neden arıtma tesisi çalıştırılmaz? Çünkü arıtma tesisinin çalışması için para gerekiyor. Zaman zaman küçük akıllılar para hırsıyla bu arıtma tesisini çalıştırmayıp sözüm ona kar ettiklerini düşünüyorlar ama hem doğaya hem insan sağlığına çok ciddi zarar veriyorlar. Bu işin sorumluları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan başlamak üzere bu denetimleri yapmadıkları için Adana ve Mersin Valiliği başta olmak üzere Adana ve Mersin Büyükşehir Başkanlıkları, işin ucu nereye gidiyorsa, kime dayanıyorsa, ne oluyorsa olsun peşini bırakmayacağız.
Bu balık ölümlerinin kesinlikle önüne geçeceğiz. Buradan Mersin ve Tarsus halkının da bizimle birlikte bu mücadelede var olduklarını biliyoruz onları da bize desteğe çağırıyoruz. Bunu yapanlar katildir, bu katillerden kesinlikle hesap soracağız. Bu katillerinden öldürdüğü milyonlarca balığın, öldürdüğü onlarca kaplumbağanın hesabını sormakta benim boynumun borcu olsun.'
Bakın, kıçınızı yırtın ! Belediyeler/devlet yüksek mecburiyeti olmadıkça doğa, hayvan, orman gibi korunması ve kollanması gereken sahip çıkılması gereken şeylerle ilgilenmez. Örneğin, atık su arıtma tesisine su pompalanır, ilaca, makinelere verilen ödenekler toplanır yetkililer arasında bölüşülür. Su, arıtma makinesine girer ilaçlanmadan döner ve tekrar pompalanır. Bu ülkede ödenekler hizmete değil dolaylı yoldan ya da doğrudan cebe gider. Haberlere çıkmayan şaşıracağınız daha "yok ammmna koyim" diyeceğiniz neler dönüyor neler...
O balıklar telef olmuş sayılmaz. Toplanıp gübre veya hayvan yemi yapılabilirler gayet.
İktidar 2011 de Tarsusa sahil bandı projesi başlattı. Bir sürü ağaç kesildi. Proje tamamlanmadan çalışmalar durduruldu. Sahil pisliklerden geçilmiyor. Hiçbir zaman hiçbir seçimde kazanamadıkları Tarsusa bunu çok görüyorlar.