2022 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, önümüzdeki birkaç senede çiftçinin zarar etme ihtimalini görmediğini belirterek, 'Her hâlükârda gübre, mazot ve diğer maliyetler dünyada da arttığı için maliyetler yüksek olacak ve yüksek maliyetlerle üreten çiftçimiz malını zarar etmeden satacak' sözlerini kaydetti.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçe görüşmelerinde Meclis’e hitap eden Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, gübre, mazot ve diğer maliyetlerin yüksek olmasının çiftçinin malını zarar etmeden satmasına neden olacağını savundu.
2021 yılında iklim değişikliğinin en çok tarım, orman ve su alanlarını etkilediğini, yaşanan kuraklıkla ilgili de elden geldiğince çiftçinin desteklendiğini söyleyen Bakan Pakdemirli, “651 bin çiftçimiz için bir tedbir paketi hazırladık, bu da 2,6 milyar lira. Bu 2,6 milyar lirayı da aralığın ikinci yarısından itibaren ödemeye başlıyoruz” dedi.
Gazete Duvar'dan Müzeyyen Yüce'nin haberine göre; Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde çok iyi bir müdahale alım politikasıyla çiftçiyi memnun ettiklerini, alın teri ve emeğe sahip çıktıklarını söyleyen Bekir Pakdemirli’ye CHP sıralarından itiraz geldi. CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, “Millet malını döküyor, malını” karşılığını verdi.
Seçilmiş ürünlerde fiyat durumuna ilişkin bilgi veren Pakdemirli, “Bu hasat dönemi için buğdayı 1,71'e çiftçimiz mal etti, ortalama 2,5 liradan sattı. Arpayı 1,85'e mal etti, 2,36'dan sattı. Mısırı 1,48'den mal etti, ortalama 2,60'dan sattı” ifadelerini kullandı.
Bakan Pakdemirli’nin bu sözlerine karşılık “Bu rakamları da TÜİK'ten mi aldınız” diye soran İYİ Parti İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’na cevap veren Pakdemirli, “Bu devletin kurumları herkese lazım arkadaşlar. Gelemezsiniz iktidara ama yarın bir gün iktidara gelirseniz TÜİK de lazım, orman da lazım, diğerleri de lazım” şeklinde konuştu.
“Çiftçi için geleceğe yönelik risklerden bir tanesi emtia fiyatlarının geriye doğru gelmesidir ama 2022 hasat dönemi için bu gözükmüyor çünkü her hâlükârda gübre, mazot ve diğer maliyetler dünyada da arttığı için maliyetler yüksek oluşacak ve bu yüksek maliyetlerle üreten çiftçimiz malını zarar etmeden satıyor olacak. 2002'de çiftçimiz tefecinin elindeydi arkadaşlar, tefecinin elindeydi. Biz onları tefeciden kurtardık ve 2017'de bakın, gayrisafi yurt içi hasıla tarımsal 189, geçen yıl 337, ne kadar artmış? Yüzde 78 hasıla artmış. 2017'de tarımsal krediler ne kadar? 97 milyar. Peki, 2020'de ne kadar? 141 milyar. Ne kadar artmış? 45,4; bunun anlamı şu: Çiftçimiz artık para kazanmaya başlamış ve verimli bir şekilde ödemelerini yapıyor, borçluluğunu azaltıyor. Toplam kredilerin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2017'de yüzde 51'den 2020 itibarıyla yüzde 42'ye gerilemiş yani anlatıldığı gibi, sizin çizdiğiniz gibi bir resim burada yok.”
bizim ülkemizde enflasyon yüzde 10'dan 20'ye çıktı yani 2 kat, amerikanın enflasyon oranı 0'dan 7 ye çıktı yani 7 kat diyen bir adamın bağlı olduğu topluluktan matematik anlamında çokta bir şey beklememek gerek.
Toprağa bir çapa vurmayan tarım bakanı toprağı çiftçiyi konuşuyor.... .... Çok yazık... .... 🤪😡😠
Aslında düz hesap ile doğru. Maliyetler arttıkça ürünün fiyatı da artıyor. Sorun çiftçinin elinden bu malı alacak olanların çok düşükten alıp kendi kar marjını arttırması. Çiftçiden toptan alıp satan adam, bütün yıl o üretimi yapmış çiftçiden KG başına daha çok kazanıyor. Sonra bu ürün hale gidiyor ve bir o kadar da hal üstüne fiyat ekliyor. Aracılar kazanırken olan üreten ve tüketene oluyor.