Tarihteki İlk Halka Açık Müzenin Bir Kadın Tarafından Açıldığını Biliyor muydunuz?

Müzeler bugün halka açık alanlar olsa da her zaman böyle değillerdi. Hatta halka açık ilk müzeyi açan kişi ise Babilli bir kraliçeydi. Gelin beraber inceleyelim.

Müzeler, tarihin tozlu raflarına bir bakış atmamızı sağlayan yaşayan zaman makineleridir.

Dünya çevresindeki milyonlarca müze, meraklıları için açık bir kitapcasına bekler. Bu müzelerde geçmişe dair birçok eser ve bilgi bulunur.

Ama müzeler her zaman bugün olduğu gibi halka açık alanlar değildi.

Tarihin başlangıcından uzun bir süre boyunca müzeler kişisel koleksiyonlardan oluşuyordu ve sadece en zenginlerin toplayabildiği nesneleri içeriyordu.

Ayrıca bu müzeleri sadece en zengin olanlar ziyaret edebiliyor ve daha çok bir statü gösterisi olarak görülüyordu.

Birçok zengin ve soylu kişi, kendi müzelerini oluşturmak için can atıyordu.

Tarihteki ilk halka açık müze ise 2 bin 500 yıl önce bir kadın tarafından açılan müzeydi.

Bu kadının adı Ennigaldi-Nanna idi ve kendisi Babil'in kraliyet soyunun bir üyesiydi.

Nanna, bir rahibe ve prensesti ve tarih boyunca bilinen ilk arkeolog olan son Neo-Babil İmparatorluğu kralı Nabonidus'un kızıydı.

Ennigaldi, MÖ 530 civarında Neo-Babil İmparatorluğu döneminde, Ur eyaletinde (günümüz Irak'ı) büyük bir antik eser müzesi açtı.

Ennigaldi-Nanna zamanında görmesi zor olan birçok eseri toplatmış ve müzesinde sergiliyordu.

Eşi Katharine Woolley ile birlikte arkeolog Leonard Woolley, 1925'te Ur'un saray ve tapınak kompleksinin bir kısmını kazdı ve böylece müzeyi keşfetmiş oldu.

Müzede bulunan eserler tarih ile ilgili daha önce bilinmeyen birçok boşluğu doldurdu.

Koleksiyonda ziyaretçilere yardımcı olması için düzenlenmiş yazılı tabletler, mücevherler ve oyulmuş heykeller gibi nesneler sergilendi.

Nesnelere, Sümerce de dahil olmak üzere üç dilde yazılmış kil varillerden yapılmış “müze etiketleri” eşlik etti.

Böylece sergilenen nesnenin yaşı, kökeni ve önemi hakkında bilgi veriliyordu.

Halk bu müzeyi ziyaret edebiliyor ve bu eserler hakkında bilgi alıyordu. Böylece Nanna'nın müzesi bir eğitim aracı olarak da kullanılıyordu.

Ennigaldi-Nanna, zamanının bir öncüsüydü

Nanna'nın müzesi, yalnızca zaman içinde yok olması muhtemel antik eserlerin korunması ve sergilenmesindeki rolü için değil, aynı zamanda modern müze uygulamalarının bir örneği olması açısından da önemliydi.

Bugün, Ennigaldi-Nanna'nın koleksiyonundan birçok eser, Londra'daki British Museum'da bulunmaktadır.

Nanna'nın müzesi sadece o güne ait değil ayn zamanda o gününde öncesine dair birçok eser ve bilgi içeriyordu.

İlginizi çekebilir:

Ay'a İnilmediğini İddia Eden Komplo Teorilerini Çürüttük!
Tarihin En Büyük Zarara Sebep Olan 15 Hatasını Duyunca Saçınızı Başınızı Yolmak İsteyeceksiniz!
Disney Filmlerinden Fırlamış Gibi Duran Butan'ın Yenilikçi ve Karizmatik Ejderha Kralı Kimdir?

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı