Tarihteki İlk Aşı Nasıl Bulundu?

Gerçekten şaşırdık!

Aslında salgın yeni görülen bir şey değil hatta tarih boyunca çeşitli salgınlar görülüyor hatta büyük kitleleri etkisi altına alıyor.

Bu dönemlerde insanlar her zaman bu salgınlarla başa çıkmak için çeşitli yöntemlere başvuruyorlar. Salgını bitirmek için pek çok yöntem uygulanıyordu.

Kimileri salgınla başa çıkmak için insanları yakıyor kimileri de salgından korunmak için dine sığınıyordu.

O dönemde insan yakmak ve inanılan dinlere sığınarak, salgından korunabileceğini düşünmek oldukça yaygındı ama ikisinin de pek fazla etkisi yoktu.

Böyle bir salgından kurtulmak için aslında olması gereken şey çok netti: Bağışıklık kazanmak.

Bazı dönemlerde yapay bağışıklık geliştiriciler yani aşılar kullanılırken zaman zaman da sürü bağışıklığı beklendi. Bağışıklık kazanılmadığında ise salgın gittikçe büyüdü, büyüdü ve büyüdü...

Şu anda da içinde bulunduğumuz salgın döneminde Sars-CoV-2'ye karşı aşı geliştirmeye ve bu şekilde bağışıklığımızı güçlendirmeye çalışıyoruz.

Aslında tarihe baktığımızda aşı pek çok hastalıkla kullanılmış ve gün geçtikçe de geliştirilmeye devam edilmiş. Aşının tarihi de oldukça eskiye gitmektedir.

Peki tarihteki ilk aşı ne zamandı?

İlk aşı aslında çiçek hastalığına kadar gidiyor. Günümüzde adını hiç duymadığımız bu hastalık uzun dönem insanları esir almıştı.

İlk başlarda çiçek hastalığından korunmak isteyen Çinliler günümüzün aşısına benzeyen ama farklı bir yoldan üretilen bir yöntem geliştirmişlerdi.

Çinliler çiçek hastalığı geçiren kişilerin vücutlarında çıkan yaraları alıp bir yerde ezerek onları toz haline getiriyor sonra da burundan soluyarak kendi vücutlarına almalarını sağlıyordu.

Afrika'da ise çiçek hastası olan kişilerin yine yaraları alınıyor ve hiç hastalığa yakalanmayan kişilere sürülüyordu.

Ne alaka dediğinizi duyar gibiyiz ama şu anda uygulanan aşılara da baktığımızda her biri yapay da olsa bağışıklık geliştirmemizi sağlıyor. Bu yöntemlerde de vücudun direkt virüsü alarak bağışıklık geliştirmesi amaçlanıyordu.

Buradaki amaç aşıyla tamamen aynıydı, vücuda virüsü vererek onun tanıması ve bağışıklığını kendiliğinden geliştirmesi gerekiyordu.

Bu şekilde dünyanın farklı yerlerinde farklı önlemler geliştiriliyor ve uygulanıyordu. Çiçek hastalığı tüm dünyayı etkisi altına almıştı.

İlk aşı çiçek hastalığı içindi ve Çinliler tarafından 1000 yıl önce geliştirilmişti.

Ama bu hala bizim bildiğimiz aşı gibi değildi, hastalığın sebep olduğun irinler toplanıyor ve hasta olmayan kişilerin derilerine veriliyor üstleri de gül yaprakları ile kapatılıyordu.

Hatta 1718 yılında bu tarzdaki ilk aşı İstanbul'da yapılmıştı.

İngiliz elçisinin oğluna yapılan bu aşı tarihe ilk aşı olarak geçse de hala bizim günümüzde kullandığımız aşıdan oldukça farklıydı. Ama kabule delim etkisi oldukça büyüktü. Ölüm oranını %95 düşürüyordu. Gerçekten büyük bir fark!

Peki gelelim bizim bildiğimiz haliyle olan ve oldukça ilginç bir hikayeye sahip olan aşının ilk nasıl ortaya çıktığına...

1796 yılında çiçek hastalığı hala devam ediyor ve bundan dolayı da pek çok insan izole şekilde yaşamaya ve işlerini halletmeye çalışıyordu. Cerrah Edvard Jenner ise şehirde dolaşmaya çıktığı bir zamanda bir ahırın önünde durup içeride inek sağan kadınlara bakmaya başladı.

Sonrasında Jenner fark etti ki inek sağan kadınlarda çiçek hastalığının izleri yoktu.

Araştırmalarına devam ettiğinde inek sağan kadınların diğer kişilere göre daha az çiçek hastalığına yakalandığını belirledi.

Bunun sebebi ise daha güçlü olan sığır çiçeği hastalığına yakalanan kişiler çiçek hastalığına yakalanmıyordu.

Bu teoriyi kanıtlamak için daha önce sığır çiçeği hastalığı geçiren birinden aldığı sıvıyı önceden bu hastalığı geçirmemiş bir çocuğa enjekte etti ve çocuk 2 gün içerisinde bu hastalığı kolay bir şekilde atlattı.

Daha sonrasında çiçek hastasından aldığı sıvıyı da aynı çocuğa enjekte etti, oldukça zorlu bir karardı çünkü ya çocuğu öldürecek ya da onu çiçek hastalığından koruyacaktı.

Ve sonunda Jenner'ın teorisi doğru çıktı, çocuk bağışıklık kazandı ve çiçek hastalığına yakalanmadı. Dünyada ilk defa çiçek hastalığına bağışıklık kazanmış biri vardı.

Ve böylece Jenner'ın teorisi çiçek hastalığını neredeyse yok etmeye başladı çünkü adım adım kaydedilmiş bu tedavi yöntemi pek çok kişiyi hasta olmaktan kurtarıyordu.

1798 yılında bu aşılanma yöntemi kabul edildi ve bir dönemin öldürücü hastalığı tarih olmaya başladı.

Böylece kabul gören tedavi yönteminin yani aşının ilk ismi verildi: Latince inek anlamına gelen vacca kelimesinden vaccacine yani aşı ismi türetildi.

Ve böylece Jenner'ın bu süreci ilk başlattığı yere, ahırdaki ineklere de bir gönderme yapıldı. Böylece bu tedavi yöntemi hayatımıza aşı olarak girdi.

Vaccine isminin inekten geldiğini hiç mi hiç düşünmemiştik...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Bunu Merak Etmeyen Yoktur: Kot Pantolonlar Neden Genellikle Hep Mavi Renktedir?
Hepimizin Merak Ettiği O Soru: Pahalı Restoranlarda Neden Doymayacağımız Kadar Minicik Porsiyon Veriliyor?
Latife Hanım'ın, Kendisi İle Röportaj Yapmak İsteyen Mete Akyol'u Azarlayıp Kovduğunu Biliyor muydunuz?

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!