Yıl 2018.
Hiç dikkatinizi çekti mi? Konuşmalarımızda, düşüncelerimizde hatta hayallerimizde bile hep geçmişteki olaylara, tarihe yöneliyoruz. Belki bunu bilinçsiz bir şekilde yapıyoruz ama kabul etmek lazım ki tarihten kopamıyoruz. Bir bakıma unutmamakta haklıyız çünkü tarihin o tozlu sayfalarında neler olup bitmedi ki?
Bunları birlikte hatırlayalım diye sizler için hazırladığımız 'Tarihte Bu Hafta Neler Oldu' köşesinin üçüncüsüyle karşınızdayız.
Hadi başlayalım!
Bugün bile, Eski Mısır Uygarlığı, ilgi çeken gizemini sürdürüyor. Kazılar ve arkeoloji araştırmaları devam ettikçe ortaya da yeni bilgiler çıkıyor.
Bundan 96 yıl önce, Mısır'da yaşanan en ilginç olaylardan biri de Firavun Tutankhamun'un mezarının açılmasıydı. Howard Carter ve Lord Carnarvon sanki içeriden kilitlenmişçesine kapalı duran bir kapıyı açmayı başarmışlardı. İçerideki her şey altındandı. Firavun'un mumyasının kocaman bir altın sandukanın içinde olduğu anlaşılıyordu. Bu mezar, 18. sülale krallarından Tutankhamun'undu.
Bu olayla ilgili diğer ilginç bir olay ise, Lord Carnarvon'un sır gibi ölümüydü.
II. Dünya Savaşı esnasında Almanya ve SSCB arasında olup bitenleri bilmeyen yoktur herhalde. Hatırlayamayanlar için kısaca özet geçelim; Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler, 1942 yılında başta Bakü olmak üzere Kafkasya petrol kaynaklarını ve SSCB’nin Volga nehri kıyısı sanayisini kontrol altına almak için 6. Ordusunu Stalingrad bölgesine göndermişti. Bu atağa cevap veren Sovyet Ordusu da karşı atakta bulunup saldırıya geçmişti.
Belki de II. Dünya Savaşı'nın seyrini değiştiren en önemli gelişmelerinden biri de bu ataktı diyebiliriz.
Anders Celsius, 1742’de adıyla anılan bir termometreyi geliştirerek fiziğe katkıda bulunmuş önemli isimlerden biri.
Santigrat denilen bu yöntemde Celsius, suyun kaynama noktasını 0 ve donma noktasını da 100 kabul ederek bu dereceler arasındaki sıcaklık farkının 1/100’ünü, 1 derece olarak tanımladı. Ancak bu yöntem, ölümünden birkaç yıl sonra öğrencisi Martin Stromer tarafından tersine çevrilerek günümüzdeki biçimine 1 derecesine 1 Celsius derecesi (1°C) ya da 1 Santigrat adı verildi.
3 ayrı görsel ve kültürel atmosferde geçen, birbirine dolanmış iki ayrı hikayenin anlatıldığı bu filmde, Göremeli futbolcu Şeytan Rıdvan ile İstanbullu Hayalet Cevher’in tek ortak yanı vardır; birlikte yaptıkları askerlik. Güneydoğu’da birlikte çatışmış, kader arkadaşlığı yapmışlardır. Rıdvan’ın da, Cevher’inde sivil hayat için farklı hayalleri vardır. Farklı toplumsal değerlerle büyümüş bu iki Türkiyeli insan hayatın içine dönerler dönmesine, ama artık aynı insanlar değildir onlar...
Usta oyuncu Uğur Yücel’in yazdığı ve yönettiği bu film, 35 mm yerine dijital çekilmiş. Yazı Tura, klasik bir sinema diline sahip olmayan bir yapım. Yücel de izleyenleri rahatsız etmekten, filmden sonra da rahatsız etmeye devam etmekten çekinmediğini söylüyor.
5 Eylül 1938’de Mustafa Kemal Atatürk’ün el yazısıyla kaleme aldığı vasiyetnamesi şöyle başlıyordu; “Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleriyle Çankaya’daki menkul ve gayrimenkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisi’ne atideki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum.'
Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nde gerçekleşen olay Türkiye tarihinin en acı olayları arasında...
Aziz Nesin, Behçet Aysan, Metin Altıok, Uğur Kaynar, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Asım Bezirci ve daha pek çok şair, yazar, sanatçı, düşünür dört günlük şenlik programı için, söyleşilere katılmak, kitaplarını imzalamak, şarkılar söylemek amacıyla gelmişti Sivas'a sonlarının böyle olacağını bilmeden...
Matematikçi ve fizikçi olan Doppler, ününü özellikle günümüzde 'Doppler Etkisi' olarak bilinen, radyo dalgası yayan herhangi bir cismin gözlemciye yaklaşıp uzaklaştıkça frekansının değişiyormuş gibi gözlemlenmesi hipotezini, ortaya atarak kazandırdı.
Amiral Richard Byrd, var olduğu rivayet edilen yer altı şehirlerini gezen ilk dünyalı. Belki de kendisi, binlerce yıllık 'Kayıp Dünya' teorisini doğrulayan tek isim.
1947 yılında yaptığı Kuzey Kutbu seyahatinde burayı gördüğünü iddia eden Amiral Richard Byrd, yaşadıklarını da günlüğüne detaylı bir şekilde kaydetmişti.
Oyunları, şiirleri, öykü ve masal kitaplarıyla İngiliz edebiyatında sağlam bir yeri olan ünlü yazar, eşcinsel kimliğiyle de tanınıyo. Eşcinselliğin cinayetten de ağır bir suç olarak görüldüğü, katı ahlakçı Victoria döneminde yaşamış ve bu aykırı seçiminin 'bedeli'ni iki yıl kürek cezasına çarptırılarak ödemişti.
Ömrünün son yıllarını ise Fransa'da sefalet içinde geçirdi ve girdiği bunalım sonucu bir otel odasında intihar etti.
Ülkemiz adına göğsümüzü kabartan bir olay da 1930 yılında Paris'te yaşandı. Bir film şirketinin düzenlediği uluslararası ses yarışmasının Türkiye bölümü, Cumhuriyet gazetesince gerçekleştirilmişti. Yarışmaya katılan 38 kişiden Hudadat Şakir Hanım, 20 Jüri üyesinden 16'sının oyuyla ''Türkiye Ses Kraliçesi'' seçildi.
Yeni Türk harflerinin yürürlüğe girdiği yasayla birlikte, o güne kadar kullanılan Osmanlı Alfabesi'nin yerine, Latin Alfabesi'nin Türkçeye uyarlanmış bir biçimi kabul edilmişti. Türkiye için yeni bir dönemin başladığı bu yasayla birlikte, artık, gazeteler, mecmualar, levha, tabela ve ilanlar yeni harflerle basılmaya başlayacaktı.
Kalın çerçeveli siyah gözlükleri, dağınık saçları, üstünden çıkarmadığı kadife pantolonu ve çoğunlukla yırtık tişörtleri ile görmeye alışık olduğumuz Woody Allen, sinema tarihinde çok ses getiren filmlere imza attı.
Kendisinin filmlerine buradan ulaşabilirsiniz.
Aslında tıraş bıçağının tarihi daha da eski. İlk güvenli tıraş bıçağı 1771'de Jean-Jacques Perret adlı bir Fransız tarafından yapılmıştı. Daha önceleri ustura bıçakları kullanıyordu ancak bu durumda tıraş tehlikeli oluyordu. Amerikalı satıcı King Camp Gillette, köreldiğinde atılan tıraş bıçağı fikrini ortaya attı. Gillette, William Nickerson adlı bir mucitle birlikte, atılabilir güvenli tıraş bıçağının patentini 1901'de yılında aldı. 1908'de yılında ise 300.000 tıraş aleti ve 13 milyon jilet satılmıştı.
Yaşamlarını domates, biber ve kurbağa toplayarak geçiren köylülerden Elmas Kadın (Hülya Koçyiğit), kocası öldürülünce genç yaşta dul kalır. Kocasız kalan Elmas, günden güne büyüyen çocuğuyla yaşam savaşı verir. Bankaya ve kooperatife olan borçlarını ödeyebilmek için durmadan çalışmak zorundadır. Bu arada köyün delikanlıları da Elmas'a rahat vermezler. Ama genç kadın, 7 yıl hapiste yattıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Balkanlı Ali'ye (Talat Bulut) aşık olur. Ali de Elmas'a karşı boş değildir. İkisi evlenmek ister ama bu evliliğe Ali'nin dul annesi karşı çıkar. Elmas kaderine boyun eğerek yaşamını kurbağalar dünyasında sürdürmeye devam edecektir.
Esenlikle kalın efenim...
Tarihi kirleten bir foto gördüm sanki. Hülya yalakyiğit tarihe pek iyi yazılmayacak,o ve yalak arkadaşı yorgan gencebay sadece akepeyle anılacaklar. Yazık iki üç kuruş için.
belki birimizin daha gitme vakti gelmiştir. Hayat kalıp mücadele etmek için fazla kötü
kurbağalar filminin görüntü yönetmeni Erdoğan Engin ile aynı yerde çalışıyoruz şuan.Gerek kurbağalar filmi gerek çektiği diğer filmlerle alakalı efsane anıları var.adam derya deniz gerçekten.zaten dahil olduğu filmlerden de farkı anlaşılıyor.