Aynı zamanda 'Tanrının Hükmü' adıyla da bilinen bu cezalandırma yöntemi, suçla ilgili yeterli kanıtın toplanamadığı zamanlarda sanığın suçlu olup olmadığına tanrının karar vereceği inanışıyla kurgulandı.
Sanığın ne tür bir testten geçirilmesi gerektiğine mahkeme karar veriyordu ve kişinin masumiyetini yalnızca tanrının göndereceği bir mucizenin gösterebileceğine inanılıyordu. Eğer bu mucize gerçekleşirse, tanrının o insanın masum olduğunu ve salıverilmesi gerektiğini söylediği, eğer gerçekleşmezse de cezalandırılması gerektiğini söylediği varsayılıyordu.
Bu sınamalar pek çok farklı biçimde gerçekleşebiliyordu. Bir düello ile sınandığında sanığın bu karşılaşmayı kazanması gerekiyordu. Bir başka sınamada ise sanıktan ellerini kaynar suya daldırarak dipteki bir taşı çıkarması isteniyordu ve eğer sanığın ellerinde üç gün sonra hala yara izleri varsa bu onun suçlu olduğu anlamına geliyordu.
Bunun yanısıra bir mucizeden çok güç gerektiren sınamalar da vardı. Örneğin bir tanesinde suçlayan ve suçlanan kişi birlikte bir haçın karşısına geçiyor, ikisi de kollarını yanlara doğru açıyordu ve kollarını ilk indiren davayı kaybetmiş sayılıyordu.
siz bunlara mı işkence diyorsunuz.
"Sarhoş paltosu"nu sevdim ve istismarcıların üzerinde hayâl ettim bi' an..
Bu ingiliz milletini bi türlü sevemiyorum. Her şeyleri itici. Neyse italya finalde koydu bunlara da bi nebze işte.