Tarihin Tozlu Sayfaları Arasında Atatürk'ün Bilinmeyen Hüzünlü Aşk Hikayesi: Fikriye Hanım

Hepimizin çocukluğumuzdan beri bildiği üzere Atatürk, Latife Hanım'ı sevmiştir ve onunla evlenmiştir.

Fakat Atatürk'ün, Latife Hanım'dan önce Fikriye Hanım ile yaşadığı derin ve trajik bir aşk öyküsü de vardır. 

Atatürk'ün hayatından bahseden tarih kitapları, Fikriye Hanım'a 'Atatürk'ün çocukluk arkadaşı' olarak kısaca yer vermesine rağmen; asıl gerçek zamanla ortaya çıktı.

Şimdi selpaklarınızı hazırlayın, arkanıza yaslanın ve sararmış yapraklar arasında kalmış bu hüzünlü aşk hikayesine kendinizi bırakın.

Fikriye Hanım, Yunanistan topraklarında Larisa'da 1897 yılında dünyaya geldi.

Ailesi, Türk halka karşı gerçekleştirilen saldırılar nedeniyle önce Selanik'e, ardından da İstanbul'a taşındı.

İstanbul'a geldiklerinde sırayla annesini, babasını ve son olarak da genç kız kardeşini kaybetti. Bir başına kalan Fikriye'nin amcası, Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın ikinci eşiydi. 

Bu üvey akrabalık bağı sebebiyle Mustafa Kemal ve Fikriye birbirlerini sürekli görüyorlardı. Karşılıklı duygular dile getirilmese de, ikisi de olan bitenin farkındaydı.

Zübeyde Hanım ise, kimsesiz bir kız olan Fikriye'yi çok sevmesine rağmen, asla oğluna layık görmüyordu.

Bu sebepten dolayı evlenmelerine katiyen karşıydı.

1920 yılının ortalarında gazetede Mustafa Kemal'in padişah tarafından vermiş idam fermanını okuyunca ise onun yanına gitmeye karar verdi.

Derhal yola çıktı ve tehlikeli güzergahlar üzerinden geçerek Ankara'ya ulaştı. Mustafa Kemal, Fikriye'yi 'Nasıl geçti yolculuğunuz? Çok sıkıntı çektiğiniz muhakkaktır ama gönül ferman dinlemiyor, değil mi çocuk?' diyerek karşıladı.

Çankaya'nın ilk gelini, Mustafa Kemal'in imam nikahlı eşi, ülkemizin ilk First Lady'siydi artık.

Çankaya Köşkünü çekip çevirdi, çevresindeki herkesin yardımına koşarak çok saygı duyulan biri haline geldi.

Savaş günlerinde el birliğiyle çok çalıştılar.

1922 Yılının eylül ayında Mustafa Kemal İzmir'e çıktı.

Atatürk ve silah arkadaşlarının çalışmak için seçtikleri köşk Latife Hanımın ailesine aitti. Bu vesileyle Latife Hanımla tanıştı.

Latife Hanım genç, yüksek tahsilli, entelektüel ve zeki bir kadındı. Köklü bir aileden geliyordu. Mustafa Kemal Latife'den çok etkilendi. Zübeyde Hanım ise mükemmel bir gelin adayı olduğunu düşünecekti.

Mustafa Kemal Ankara'ya geri döndüğünde Fikriye Hanım'ın çok hasta olduğunu öğrendi.

Fikriye'yi tedavi görmesi için derhal Almanya'ya gönderdi.

Bu sırada Zübeyde Hanım, Latife Hanım'ın ailesinin İzmir'deki evinde vefat etti.

Mustafa Kemal annesinin son isteğini gerçekleştirmek istedi ve Latife Hanım ile evlendi. 

Zaten Latife Hanım gibi zeki, tahsilli birinin Türk kadınına çok iyi örnek olacağını düşünmekteydi.

Bu sırada Almanya'da tedavi gören Fikriye Hanım ise Mustafa Kemal'in evlendiği haberini gazetelerden öğrendi.

Bunun üzerine ilk fırsatta yola çıktı ve Türkiye'ye döndü.

Fikriye, Çankaya Köşkünün kapısına dayandı.

Bir zamanlar hanımı olduğu köşkte elbette ki hoş karşılanmadı.

Sonrasında yaşanan olaylar kesin bir gerçeklikle bilinmiyor fakat söylentiler çok...

Bazı söylentilere göre Fikriye Hanım yaşananları gururuna yediremeyerek intihar etti.

Mustafa Kemal'den hediye olan gümüş tabancasıyla kendisini kalbinden vurdu.

Bazı söylentilere göre de köşkü terketmek üzereyken vurulmuştu.

Sır dolu ölümünden sonra isimsiz bir mezarlığa gömüldü. Kaynak

Can Dündar, Fikriye'nin Etnografya Müzesindeki Atatürk heykelinin altında gömülü olduğunu iddia etti.

Salih Bozok'un notlarında ise Kuğulu Parka defnedildiği belirtiliyordu.

Mezarının yeri bile belli olmayan Fikriye Hanım, ardında cevabı bulunamayan pek çok soru bıraktı...

Ve Mustafa Kemal'in kendisi için yazdığı şiiri:

'İçsem de bir kadeh hayat iksirinden,zamansız ayrıldım, bilinsin Fikriye’den.

Bıkmadım ki doyayım o narin ellerinden,

Ümmid-i aşkım saracak seni, cefakâr teninden.'

Popüler İçerikler

Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
24.02.2016

Atatürk'ün hayatında olmaması gereken bir hataydı bu latife hanımla evlenme olayı.Bence o Zaman'larda sanılanın aksine kültürlü ve naif olan kişi Fikriye hanımdır,latife hanım ise Atatürk'ün kişiliğine değil askerliğine hayranlık duymuş ve bu sebeple evlenmiştir.Zaten Zübeyde hanımın da ölmeden önceki son zamanlarında Salih Bozok'a böyle bir cümle kurduğu söylenmektedir.Türk kadınına asıl örnek olacak kişi kesinlikle Fikriye hanımdır;asildir,cesurdur,naif tavırlarının altında gerçekten güçlü bir kadın yatmaktadır.Yani,okuduklarıma göre.Huzur içinde yatsın,güzel insan.

07.02.2019

Kesinlikle ve bence Latife Hanım,Atatürk'ün konumundan çok etkileniyordu..Yani daha çok öyle birinin karısı olmak fikri onu cezbediyordu...

Pasif Kullanıcı
24.02.2016

Mustafa Kemal kanlı vuruşmaların, yürek delen okların, göğüs parçalayan kargıların, baş uçuran kılıçların hikayesidir. Mustafa Kemal ; su gibi akan kanların, sayısız harcanan canların, sonu olmayan yiğitliklerin destanıdır. Mustafa Kemal; kızıl elmanın izinde uluğ bir yolcu, yiğit bir ihtilalcidir !

25.02.2016

Bu konu hakkında çok yazı okudum. Aslında burada tek aşk vardı oda Atamızın ülkesini, milletini çok sevmesinden kaynaklandığına inandım. Ülkesi için sevdiği kadın ile evlilik yapmayıp, örnek olabilecek bir kadın ile yuva kurması Atamızın aşkını göstermektedir. Hikaye aslında Fikriye Hanım için gerçekten çok kötü bu hadise ile sonuçlandı. Can Dündar' ın ayrı bir köşe yazısında da Fikriye hanım' ın öz yeğeninin ifade ettikleri çok daha çarpıcı aslında.. Okumak isteyenler.. http://candundar.com.tr/_v3/index.php#!#Did=459

TÜM YORUMLARI OKU (27)