Hatta ikinci bir kadın kişiliğine bürünüp eşiyle lezbiyen ilişki yaşayan Wegener, aynı zamanda tarihin ilk transeksüeli.
1904 yılında evlendiklerinde 22 yaşında olan Wegener’in eşi 19 yaşındadır. Her ne kadar ikisi de yetenekli sanatçılar olsa da Gerda, Einar'a nazaran daha çok isim yaparak dikkatleri üzerine çeker. Aynı yıl Charlottenborg Sanat Galerisi'nde resimlerini sergileme fırsatı bulan Gerda bu sergisi sebebiyle Politiken gazetesinden bir illüstrasyon ödülü kazanır. Bu ödül sonrası dünyaca ünlü moda dergilerinin de ilgisini çeken Gerda, Art Deco sanat akımının önde gelen ressamlarından biri olmuştur.
Herkesin merak ettiği resimdeki kadın aslında kocası Einar'dan başkası değildir.
Yeni başlayacağı resim serisi için bir kadın modelin poz vermesine ihtiyaç duyan Gerda, modelin işi bırakması üzerine kocasına rica edip poz vermesini ister. Sadece kimsenin bilmemesi şartıyla bu teklifi kabul eden Einar karısının resim çalışmaları için pozlar verip yardımcı olmaya çalışır. Gel zaman git zaman karı koca kimi zaman Einar’ın Lili adlı dişi karaktere bürünüp çekici bayan kıyafetleri giymesiyle cinsel hayatlarına oldukça renk katarlar.
O yılların Danimarka'sında hiç hoş karşılanmayan bu durum tüm ülkede büyük bir sansasyona sebep olur. Aldıkları tepkiler yüzünden Wegener çifti o yıllarda en rahat olabilecekleri tek şehir olan Paris'e taşınırlar. Paris’te yaşadıkları sıradışı hayatı gizlemelerine gerek yoktur; hatta gece dışarı çıkarken rahatça feminen kıyafetler giyebilir Einar.
1930 yılında hissettiği kadınlık duygularını fiziksel olarak da hayata geçirmek için ilk ameliyatını olur Einar. İlk ameliyat sonrası çiftin evlilikleri de geçerliliğini kaybeder ve sonrasında Gerda İtalyan bir diplomat ile evlenerek Fas’a yerleşir.
Ameliyatla testisleri alınan ve evliliğini bitiren Lili Elbe ressamlığı bırakır, çünkü ona göre resim yeteneği olan kişi artık bedeninde ve ruhunda yaşamayan Einar Wegener’dir ve o artık Lili Elbe’dir.
26 yaşında bir kadından kendisine yumurtalık nakil edilir. Lili Elbe’nin vücudu yumurtalıkları reddeder ve bu yumurtalıkların alınması için 3. ve 4. operasyonlar yapılır. Bu operasyonlar sırasında doktorlar Lili Elbe’nin halihazırda gelişmemiş yumurtalıklara sahip olduğu keşfeder. Yani Lili intersekstir. Bunun anlamı da birey içinde hem erkek hem kadın özellikleri taşıyabilir ve her iki cinse de duygusal ve/veya cinsel bir çekim hissedebilir. Doktorlardan bu durumu öğrenen Lili kendi çocuğunu doğurma arzusuyla tutuşarak ölüm riskine rağmen rahim nakli için 5. ameliyatını olur. Bu ameliyattan bir süre sonra 13 Eylül 1931'de hayatını kaybeder ve bir kadın olarak gömülür.
Lili Elbe, nam-ı diğer Einar Wegener’in ölümünü duyan eski eşi Gerda çok üzülür ve İtalyan olan eşinden ayrılarak Einar ile ilk tanıştıkları, ilk görüşte aşık oldukları ve evlendikleri şehir olan Kopenhag’a yerleşir. Çevredekilerin eski eşinin ölümünden, onu kadın olmaya teşvik ettiği için kendisini suçlamaları Gerda’yı alkole sevkeder. Ressam olarak da kariyeri biten ve eski şöhretini kaybeden Gerda Gottlieb Wegener Porta, 1940 yılında kiralık bir dairede yalnız olarak hayatını kaybeder.
David Ebershoff’un aynı adlı 2000 tarihinde yayınlanan romanından uyarlanan The Danish Girl'in yönetmenliğinde The King’s Speech ile Oscar kazanan Tom Hooper varken Einar'ın(Lili Elbe) eşi Gerda'yı canlandıracak oyuncu ise geçen sene Ex Machina filmiyle dikkat çeken Alicia Vikander.
Çocuk gelinlerin normal karşılandığı bir ülkede,Transeksüellik,Eşcinsellik ,Bekaret hala ahlak dışı sayılıyor.Siz Ahlaklıysanız biz ahlaksız olmayı tercih ederiz sıkıntı yok .
Neden Eşcinselliği normalleştirmek için bu kadar çaba ve masraf? Eşcinselliği normalleştirme çabaları için ayrılan dünya üzerindeki kaynak Afrika'ya su götürmek için kullanılsa, dünya üzerindeki mülteci çocuklara yardım için kullanılsa? Eğitim için sağlık için kullanılsa, dünyanın bozulan çevresini düzeltmek için kullanılsa çok daha faydalı olurdu ancak bunun yerine Eşcinselliği normalleştirmek için, filmler, klipler yapmaya, kiralık gazeteciler ve aydınlar ayarlamaya, kuruş vermeden hiç bir kampanyanızı haber yapmayacak medyayı arkasına almaya harcanıyor. Ve siz bu İBNELİĞE karşı çıkınca yobaz, destek verince AYDIN oluyorsunuz!...
Eşi bu kadar anlayışlı olmasaydı büyük ihtimalle hikayenin seyri iyi gidemezdi.