Tarihin En Sıradışı Liderlerinden Olan Napolyon Hakkında Muhtemelen Duymadığınız 14 Bilgi

Yakın zamanın Büyük İskender'i, Jül Sezar'ı sayılabilecek yegane kişiliğin Napolyon olduğunu söylemek şaşırtıcı değil. İhtilal sonrası Fransa'da ipleri eline alıp kısa sürede Avrupa'yı birbirine katan Korsikalı komutan üzerine belki de hiç duymadığınız 15 bilgiyi derledik.

1. 10 yaşındayken askeri okula gönderildi.

Korsika'da dünyaya gelen Napolyon, ailesi tarafından yalnızca 10 yaşındayken Fransa'ya askeri akademiye gönderildi. 

Buradaki eğitimini tamamlayıp mezun olunca Fransız ordusunda subay olmuştur. 16 yaşındayken...

2. Aslında sıkı bir Korsika milliyetçisiydi.

Fransız İmparatoru olmasına rağmen Napolyon, hiçbir zaman kökenini unutmamış ve Korsikalı kimliğini korumuştur. Genç yaşındayken Korsika'nın Fransa boyunduruğu altında olmasına daima karşı çıkmış ve ondan kurtulmayı dahi ummuştur. Yine genç yaşta Fransa'ya yerleşmesine karşın Korsika aksanından hiçbir zaman vazgeçmemiştir.

3. Az daha Osmanlı subayı oluyordu.

Devrim patlak vermeden önce Osmanlı ordusunun modernleşme çabaları dahilindeki ekibe dahil olup İstanbul'a gitmeyi planlamıştı. İşler umduğu gibi gitmedi ve bu talebi reddedildi. İhtilal başlayınca da ülkesinde kaldı.

4. O kadar da kısa değildi.

Napolyon'u kısa boylu, komik görünümlü bir pigme gibi resmedilmesi bütünüyle İngiliz propagandasının bir ürünüydü. Esasında boyu 170 cm civarındaydı.

5. Kaleme aldığı bir aşk romanı vardır.

Edebiyata sıkı bir ilgi duyuyordu. Karısı Josephine ile tanışıp evlenmeden önce Clisson et Eugénie (Clisson ve Eugénie) adlı, genç bir askerin aşk hikayesini anlatan bir roman kaleme almıştı.

6. Rosetta Taşı onun sayesinde keşfedilmiştir.

Askeri bir kariyere sahip olsa da, kendini aynı zamanda bir bilim insanı olarak görüyor ve bilime oldukça önem veriyordu. İşgal ettiği dönemde uzun süredir Osmanlı topraklarında bulunan Mısır'a beraberinde 150 kadar mühendis, araştırmacı ve antropolog götürmüş ve Mısır'ın arkaplanını anlamayı hedeflemişti. Bu çalışmalar bugün pek çok tarihi yazıtın çözülmesini sağlayan Rosetta Taşı'nın bulunmasını da kapsıyordu.

7. Beethoven 3. Senfonisini ona adamak istemişti.

Beethoven, bir general olarak büyük saygı ve hayranlık beslediği Napolyon'a 3. Senfoni'yi resmi olarak ithaf etmek istemişti. Fakat Napolyon kendini Fransız İmparatoru ilan edince Beethoven'ın bütün sempatisini kaybetti ve bu düşünce ortadan kalktı.

8. Osmanlı topraklarını tuhaf biçimde işgal etmişti.

İngilizlerin en önemli ticaret yolunu bloke etmek için Mısır'ı işgal ettiğinde, halka kendini padişah tarafından görevlendirilmiş biri olarak tanıtmış ve III. Selim adına para bastırmaya devam etmiştir.

9. Din özgürlüğüne inanıyordu.

Katolik olarak yetiştirilmesine karşın genç yaşta Katolik kilisenini, hatta Tanrının varlığını sorgulamıştır. Buna rağmen devrim esnasında ortadan kaldırılan dini kurumları devletin boyunduruğu altında olmak üzere yeniden tesis etmiştir.

10. İslam'dan son derece etkilenmiştir.

Bazı araştırmacılar Napolyon'un Mısır'da bulunduğu süre boyunca İslam ve Hz. Muhammed'in hayatından ciddi anlamda etkilendiğini ve İslam'ın kıyısında gezdiğini ifade eder. 'Ben hiçkimseyim. Mısır'da Müslüman, burada ise Katoliğim.' sözünü de söylemiştir.

11. Sürgün edilmeden önce intiharı denemişti...

1814'de yakalanıp Elba adasına sürgüne gönderilmesine karar verilen Napolyon, bu sürgüne gitmektense yanında taşıdığı zehirli hapı yutarak intihar etmek istemişti. Fakat uzun süredir yanında taşıdığı hap ölümcül etkisini kaybetmiş, amiyane tabirle onu öldürmeyip süründürmüştü.

12. O kadar etkili bir liderdi ki, İngiliz halkının dahi ondan yana taraf olmasından korkulmuştu.

Waterloo'daki kalıcı mağlubiyetinin ve tutsaklığının ardından geleceğin İngiliz hükümdarı IV. George'a bir mektup yazıp Londra'nın taşrasında bir evde gözetimde tutulmayı talep etmiştir. Bu mektup elbette hiçbir zaman George'a ulaştırılmamıştır. Sebebi de İngiliz halkıyla bir şekilde münasebet içinde olabilecek olan Napolyon'un onları etkisi altına alabilmesi korkusuydu. Sonuç olarak Atlantik okyanusunun ortasındaki St. Helena adasına gönderilmiştir.

13. Çok gizli bir planla St. Helena'dan kurtarılması düşünülüyordu.

St. Helena küçük bir ada olsa da, Napolyon'un tutsaklığında 2800 asker, 500 top ve 11 savaş gemisiyle çevrili biçimde korunuyordu. 

Buna rağmen İngiliz kaçakçı Tom Johnson, 1820'de Napolyon'u kaçırma görevi için 40 bin İngiliz sterlinlik bir teklif aldığını itiraf etmiştir. Tabii bu plan hiçbir zaman hayata geçmedi.

14. Muhtemelen mide kanserinden öldü, arsenikten değil.

Napolyon'un arsenikten zehirlenmesi yaygın bir şehir efsanesinden başka bir şey değil gibi görünüyor. 1821'de öldükten sonra yapılan doktor raporu ve bulgular mide kanserine işaret ediyor. Ölümünden sonra saçından analiz edilen arsenik miktarı ise, büyük ihtimalle duvar kağıtlarının sıcak ve nemli havada etrafa saçtığı arsenikle bağlantılı olduğunu düşünülüyor.

Popüler İçerikler

Kızıl Goncalar'a Meryem'in Eşitsizlik ve Kız Çocuklarının Okuması Üzerine Yaptığı Konuşma Damga Vurdu!
Erdoğan’dan Ortak Türk Alfabesi Açıklaması: “Ortak Türk Alfabesi Projesi Tarihi Adımdır, 34 Harften Oluşuyor”
Deha Dizisinden Dilan Polat ve Sıla Doğu'nun Olaylı Dansına Gönderme
YORUMLAR

Hayatımı yazsam roman olurdu sözü benim için geçerli galiba. Hey gidi! Sen git İtalya'yı, Mısır'ı, Avrupa'yı fethet; austerlitzde, liepzigde tarihi zaferler kazan; millet seni para, para diyen bu adam mıydı ya diye hatırlasın. Vefasızlar :(

18.05.2016

HBAHAHAHAHAHAHAHASĞAÜSOAĞDSFONSD

27.04.2018

Tarihe damgasını vurmuş karakterler denildiğinde akla gelen ilk isimlerdir Napolyon Bonapart ya da kısaca Napolyon. Hakkında biraz araştırma yaptım. Yazınız içinde teşekkürler. Bende buradan birçok bilgi edindim: https://bilgihanem.com/napolyon-bonapart-kimdir/

17.05.2016

Müridi Enver Paşadır.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ