Türkiye Cumhuriyeti ve daha da geriye gidersek Osmanlı İmparatorluğu tarihi boyunca çok ilginç olaylara tanık oldu. Bu olayların bir kısmında yasaklar rol aldı, bir yasağın bugün utançla andığımız hikayesini yeniden hatırlayalım.
Türkiye Cumhuriyeti ve daha da geriye gidersek Osmanlı İmparatorluğu tarihi boyunca çok ilginç olaylara tanık oldu. Bu olayların bir kısmında yasaklar rol aldı, bir yasağın bugün utançla andığımız hikayesini yeniden hatırlayalım.
Olayların geliştiği 16. yüzyılın sonu 17. yüzyılın başında, asırlar boyu ülkeye özellikle Kuzey Afrika'nın sınırlar içerisinde yer almasıyla beraber, çeşitli yollarla dahil edilen maymunların işlevselliği keşfedilmişti. Yani bir evcil hayvan olarak yaşamını sürdürmesinin yanında bazı işlerde de faydalı olabileceği düşünülüyordu.
İnsan doğasına böylesine yakın, hatta zeki bir canlının dikkat çekmemesi de zaten mümkün değildi. Önceleri halkın sevgisiyle ilgi odağı olan maymunlar kabiliyetleriyle bazı denizcilik faaliyetlerinde kullanılmaya başlandı.
O dönem donanmanın bir parçası olarak vazgeçilmez hale gelen, büyük tehlikeleri önceden bildirerek felaket önleyen maymunlardan bile söz ediliyordu. İlginçtir, maymunlar bu ünlerine kavuştuktan sonra insanlara has olarak tanımlayabileceğimiz bazı işlerde de (pek verimli olmasalar da) çalıştırılmaya başlanmıştı.
Kuyumcuların yanında çalışan maymunlar bu örnekler arasında en dikkat çekeniydi.
Bu tepki halk arasında azınlıkta, bir gün yetkili zevattan biri dillendirene dek sürdü ve nihayetinde Manisalı Molla Abdulkerim Efendi'nin çıkışıyla maymunlar artık imparatorluğun radarına girdi.
Maymunlara düşmanlık derecesinde tepki besleyen Molla Abdulkerim Efendi, namıdiğer Maymunkeş İmam'ın tepkisinin sebebiyse garipti: Maymunlar insan eğlencelerine malzeme olarak halkın aklını karıştırıp onları yoldan çıkarıyordu.
Fatih Camii'nde verdiği br Cuma hutbesinde bu endişelerini dillendirir, özellikle de kadınların fuhuş için bu maymunlardan faydalandığını vurgular. İyi bir hatip olduğu için insanları etkilemesi zor olmamıştır.
Kalabalığı kızıştırdıktan sonra Osmanlı İmparatorluğu tarihine kara bir leke olacak büyük eylemin öncülüğü için halkı arkasına aldı, yola koyuldular.
Toplanan maymunlar tıpkı affı mümkün olmayan suçları ifa eden kanun kaçakları gibi ağaçlara asılıyor, Molla nefretini dizginleyemiyor ve yetişebildiği ölçüde bu işi kendi eliyle yapıyordu. Bazı maymunlar boyutları itibarıyla ağaçlara asılamadığı için idam sehpaları bile kurulmuştu.
Tarih kayıtlarına bu olay, İstanbul’da dalında maymun sallanmayan tek bir ağacın kalmadığı gün olarak geçer.
Birçok tarihçinin mutabık olduğu bu olaylar tarihçi Reşad Ekrem Koçu'nun yazdıklarıyla somutlaşmış olsa da resmi kaynaklarda adı geçmediği için tarihsel olarak 'kuvvetli rivayet' diyebiliriz.
Maymunkeş İmam hadisesi belki de tarihimizde rivayet olmasını en çok istediğimiz vakalardan biri.
Ülkenin başına ne geldiyse imamdan, hacıdan, hocadan geldi. Bi bitmediler şu yaratıklar.
Bu şerefsizler her katliamını bir cuma hutbesi devaminda gerçeklestiriyor. Bizi mahveden tek sey bu din!
yaşasaydı aqp'den milletvekiliydi şimdi