Aslında tarih ile aramızda görece incecik bir toprak parçası var. Bir düşünsenize şu an yaşadığımız yerleri tamamen kazabilsek neler bulur ve öğrenirdik? Belki her yeri kazamıyoruz ama yine de arkeoloji tüm imkanlarıyla bizi, bizim için aydınlatmaya devam ediyor!
Kaynak: Arkeofili
Kral Arthur, İngiltere'de oldukça tartışmalı bir konu. Efsanevi kralın yaşadığı varsayılan dönem ise 5 ve 6. yüzyıl civarı. İngiliz tarihinin az anlaşılan 5-7. yüzyıl arasına ait bulunan mezarlar ise diğer örneklerinde olduğu gibi özenli olmadıkları ve değerli eşya içermedikleri için şimdiye kadar gözardı edilmiş olabilir.
Bu bulgunun en büyük önemi, eski toplumlarda çocukların etkisi ve onların faaliyetlerinin bugüne kadar çok fazla çalışılmamış olması. Çünkü eski toplumların kendileri de aslında çocuklardan çok az bahsediyor. Ve bu bulgu ile araştırmacılar sadece İspanya değil Avrupa'daki diğer mağaralara da tekrar bakmayı planlıyorlar.
Stanford Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre Muwekma Ohlone kabilesinin günümüzdeki 8 üyesinin bölgedeki varlığının 2000 sene öncesine kadar gittiğini gösterir. Bu sayı eskisine oranla bin yıl erken anlamına gelirken kabile konseyinin de destek verdiği çalışmalarla bir yanlış böylece düzeltilmiş olur.
Çin'in batısındaki Tarim Havzası'nın Yanghai mezarlığına ölülerini gömen çobanlar ve at binicileri 3 bin yıl önce pantolon yapımına öncülük ederler. Ve bu pantolon Avrasya'daki toplumların hem kültürel hem de teknik etkilerini üzerinde taşır. Bilim insanları günümüzde bu pantolonun bir kopyasını üreterek daha fazla bilgi edinmeyi amaçlıyor.
Aslında bu fotoğraflar 60 yıl öncesine ait ancak o tarihte yeteri kadar analiz edilmemiş. Günümüz araştırmacıları ise bu fotoğraflardan yola çıkarak en eski insan mumyalarının Avrupa'da olduğunu söylüyor. 1960'larda yapılan kazılarda Sado Vadisi'nde bir düzineden fazla ceset bulunur. Araştırmacılar, görüntülerden sonra bu mezarlığı da ziyaret ederler ve bu cesetlerden en az birinin taşımayı kolaylaştırmak adına mumyalandığı konusunda emin olurlar.
Burgos kenti yakınlarında 2018'de bulunan bir kafatası yaklaşık olarak 3800 ile 3000 yılları arasına tarihlendirilebiliyordu. Araştırmacılar 4 yıl önce depoya koydukları kafatasına yeniden bakma ihtiyacı duyarlar ve bunu yaparken fark ederler ki eski insanlar kulak rahatsızlığını tedavi etmek için bir tür kranial cerrahi uygularlar.
Yaklaşık 30 bin yıl önce Gravettian kültürü insanları tarafından yapılan 11 cm'lik Venüs heykelciğine Viyana Üniversitesi'nde uygulanan tomografi netice verir ve yapıldığı malzemeden yola çıkan araştırmacılar, Venüs'ün kuzey İtalya'daki bir bölgeden geldiğini bulurlar.
Neolitik Çağ'da yaşamış bu kadının iskeleti aslında bundan 100 yıl önce bulunur. Hatta kadını bulan da yol yapımında görevli işçilerdir. İşte 1 asır sonra arkeolog ve heykeltıraş Oscar Nilsson'ın 350 saatlik çalışmasıyla kadın 'canlanır.'
Buzul arkeologları yaptıkları çalışmada bir dağın iç kısımlarında 5 tane ok bulur. Ayrıca avcılar ren geyiklerinden saklanmak adına 'av panjuru' yapmışlar. Araştırmacılar bu panjurların adetini 40 olarak veriyor.
Uluslararası bir ekibin Konya'da yaptığı çalışma gösteriyor ki Çatalhöyük'teki insanların ölü sayısı ile duvarlarındaki renk katmanları birbirlerine uyum sağlıyor. Yaygın olarak kırmızı kullansalar da mavi ve yeşilin de sırasıyla erkek ve kadınla ilişkili olduğu aşikar.