Tarihi Bir Tesadüf mü? Sultan Abdülmecid'in Damadı da Berat Albayrak Gibi Bakan Olmuştu!

Türkiye, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından oluşan yeni siyasi zemini tartışıyor. Kabinede Berat Albayrak'ın Hazine ve Maliye'den sorumlu bakanlık görevine getirilmesi çeşitli kesimlerden tepki aldı. Bazı ekonomistler bunun yerli ve yabancı yatırımcılardaki güveni azaltacağını belirttiler. Peki buna çok benzer bir atamanın yaklaşık 150 yıl önce de gerçekleştiğini biliyor muydunuz?

Söz konusu damat, Tanzimat ile adını sıkça duyduğumuz Mustafa Reşid Paşa'nın oğlu Ali Galib Paşa idi.

Osmanlı'da, diğer birçok hanedanda görüldüğü gibi, halk içerisinden sıradan insanlar damat olamazdı. Baba tarafından bir şekilde ya bürokrasi ya ilmiye veya askeriye sınıfından olmalıydılar. Bu adet ilerleyen asırlarda da sürdürüldü. 19. yüzyılda ise önceki damatların oğullarının yine damat oldukları görülür. Fakat Ali Galib Paşa'nın babası damat değildi, adını duyurmuş nüfuzlu bir devlet adamıydı.

Paşa, Sultan Abdülmecid'in kızlarından Fatma Sultan ile evlenmişti. Babası defalarca Sadrazamlığa gelmesine rağmen, Ali Galib Paşa bu makama erişemeyecektir.

Küçük yaştan itibaren bürokrasiye girip devletin çeşitli kademelerinde tecrübe kazanmıştı. Damat olduğunda kendisine vezirlik rütbesi tevcih edildi ve paşa oldu. 1854'teki bu evliliği takip eden yıllarda sırasıyla yüksek makamlara erişen Ali Galib Paşa, 1857'de Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) ve bir süre için de Hazine-i Hassa Nazırı (Hazine Bakanı) oldu.

Fakat padişahın, her ne kadar bu yüksek görevlere getirmiş olsa da, damadının hareketlerinden memnun olmadığı ve sözünü sakınmadığı görülüyor.

Devrin şahidi olan Cevdet Paşa eserinde Sultan Abdülmecid'in damatlarını azarladığı sırada Ali Galib Paşa'yı da şu şekilde payladığını anlatıyor:

Hassaten (özellikle) Ali Galib Paşa'ya işaret ile ''Bu borç maddesine ibtida (evvela) bu köstebek kıyafetli herif sebeb oldu. Bunu bir vakit Hazine-i Hassa Nazırı etmiştik. Bana Fatma Sultan'ın otuz bin kese akçelik borç defterini gösterdi. Ol vakit babasının fesadından korkuyordum. O cehennem oldu kurtulduk. Lakin bu babasından müfsid (fesatçı) olacak' deyü tekdir etmiştir.

Ali Galib Paşa'nın işi hiç de kolay değildi. Babasını yeni kaybetmişti, evliliği yolunda gitmiyordu, Osmanlı maliyesi dış borç almaya başlamıştı ve gelecek vadetmiyordu.

1859'da bir gece evine dönerken karşıya geçmek için Büyükdere'den yardımcıları ile birlikte bindiği kayık Yeniköy açıklarında bir İngiliz vapuruna çarpıp devrildi. Kayıkçı yüzme biliyorduysa da paşanın panikle sarılıp onu da dibe çekmesiyle ikisi de boğuldular. Şevki isimli uşak da aynı akıbetle karşılaştı. Halil ve Hakkı Beylerle birlikte diğer iki kayıkçı alabora olan kayığa tutunarak kurtuldular.

27 yaşındaki Ali Galib Paşa'nın cansız bedeni olaydan 2 gün sonra Beykoz yakınlarında bulundu.

Kendinden kısa bir süre önce vefat eden babasının türbesine defnedildi. Cevdet Paşa, merhumun iyi ve kuvvetli bir hafızası olduğunu, küçükken babasıyla Paris'e gidip Fransızca öğrendiğini, İstanbul'da Arapça-Farsça tahsil ettiğini ve babası tarafından çok sevildiğini belirtmektedir. 

Vücudunun zayıf ve cüssesinin hafif olmasından ötürü Fatma Sultan'ın kendisini beğenmediği ve zaten kalpleriyle fikirlerinin de ayrı olup uyuşmadıkları, evliliklerinin bu yüzden başarılı olmadığını yine Cevdet Paşa yazmaktadır.

Popüler İçerikler

Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Yeni Sezonda TV Ekranları Fena Karıştı: 5 Dizinin Ertelendiği Sezonda 6 Dizi Şimdiden Final Yaptı!
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
YORUMLAR
18.07.2018

Bu biraz saçma bir örnek olmuş ama bir rivayete göre "Tarih tekerrürden ibarettir". Aslında tarih değil hatalar tekerrür eder. Ediyor da...

18.07.2018

Tesadüf değil tekerrür o.

18.07.2018

lan padişahların, kralların damatları falan hep devlet adamı olur zaten, buna monarşida böyle olmaması garip zaten, tıpkı bizde olmasının garip olduğu gibi

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ