Anlatacağımız olayları okullardaki tarih kitaplarında görme ihtimaliniz baya düşük. Sizler için derlediğimiz 5 tarihi olaya buyurun 👇
Anlatacağımız olayları okullardaki tarih kitaplarında görme ihtimaliniz baya düşük. Sizler için derlediğimiz 5 tarihi olaya buyurun 👇
Bu sorun 1900'lerde de devam etti. Ağız hijyenine çok az özen gösterildiği için insanların dişleri çürüyordu.
İsveç'in Şeker endüstrisi tarafından bütçelenen, İsveç diş endüstrisi ve hükümeti, karbonhidrat bazlı bir diyetin dişleri nasıl etkilediğini ve sonraki diş problemlerinde esas olarak neyin rol oynadığını araştırmaya başladı. Deneyler 1940'ların ortalarında başladı ve denekler The Vipeholm Akıl Hastanesinden seçildi. Bunun nedeni, zihinsel engelli ve şekerlemelere çok fazla erişimi olmayan hastaların, ülke halkının geri kalanına göre nispeten daha az diş sorunu yaşamasıydı.
Deney iki yıl daha devam ederken, dişçilik endüstrisi vitaminleri azaltmaya ve bunun yerine şekerli şeker kullanmaya karar verdi. Planlama hükümet tarafından yürütülmedi ve gizli tutuldu. Uzun yıllar hastalara yüksek dozda şekerli ürünler ve dişlerine yapışan şekerler verildi. Deneklerin neredeyse tamamının dişleri çürüdü.
Deneklere diş bakımı sağlanmadığı, herhangi bir hastada şeker hastalığı olup olmadığını öğrenmek için herhangi bir test yapılmadığı ve deneklerin bu deneye katılmak için rıza verecek akli yetkinliği olmadığı için deney, etik dışıydı.
Hükümet ve şeker endüstrisi olanlardan memnun değildi ve gelecekte bu tür soruşturmaları yasakladılar.
Ancak bu maddenin özellikleri ve etkileri hakkında çok az şey biliniyordu. United States Radium Corporation, radyumu parçalayarak ve daha fazla işleyerek yeni bir parlak boya yarattı.
Karanlıkta parlayacağı için boyaya “Karanlık olmayan” adını verdiler. Bu boya başlarda saatlerde ve askeri kadranlarda detayları öne çıkarmak için kullanılıyordu. Ürün ün kazandıkça daha fazla alanda kullanılmaya başlandı.
Zaman geçtikçe kadınlar bu boyayı ruj olarak kullanmaya başladılar. Bazıları ise bir partiye gitmeden önce dişlerine bu boyadan sürüyorlardı. Bu şirkette çalışan kadınlar öyle ya da böyle yüksek miktarda radyuma maruz kaldılar. Radyumun oldukça zehirli olduğunu ve birçok fiziksel yan etkisi olduğunu bilmiyorlardı.
Zaman geçtikçe, birkaç kadın hastalandı. Birçok kadının dişleri döküldü. Bazı kadınların alt çeneleri anormal ölçüde büyüdü. Olay ortaya çıktığında ise, şirket konuyla ilgisi olduğunu reddetti.
Kıta Avrupasından Çin'e kadar yayılan veba, milyonlarca kişiyi öldürdü. Veba tarafından korunan tek bölge Amerika'ydı ama ne yazık ki bu durum uzun sürmedi.
Bu hastalık, uzun yıllardır Avrupa ve Asya'da görülüyordu. Veba ilk olarak 1346 yılında ortaya çıkmıştı. Yüksek ateş, baş ağrısı ve kas ağrıları gibi belirtileri olan bu hastalığa yakalanan insanların ciltlerinde yaralar çıkıyordu.
Ticaret, yaklaşık 40 milyon dolarlık taze ürün endüstrisi ile zirveye ulaştı. San Francisco'ya giren ve yayılan veba, ölümcül bir kara veba türü olan Bubonik Veba'nın bir çeşidiydi.
Yaklaşık 280 kişi enfekte oldu ve bunlardan 172'si acı çekerek öldü. Hükümet, ticari ilişkilerini mahvedebileceği için vebanın yayılma haberlerini örtbas etti.
Moğol İmparatorluğu, Orta Asya ve Çin'in önemli bir bölümünü işgal etti. Birçok ortaçağ tarihçisi ve modern tarihçi, Cengiz Han'ın fetihlerini, hem kitlesel imhalar hem de kıtlık nedeniyle 'bazı bölgelerde şiddetli nüfus düşüşlerine yol açan benzeri görülmemiş bir ölçekte toptan yıkım' olarak tanımlıyor.
Ancak Cengiz Han'ın kitlesel kıyımları, ironik bir şekilde doğaya katkı sağlamıştı. Cengiz Han'ın boşalttığı yerler, hızlı ağaç büyümesi nedeniyle kısa sürede ormanlara dönüştü. Araçların bir yılda ürettikleri kadar kadar karbondioksit temizlenmiş oldu. Bazı kaynaklar, 700 milyon ton karbondioksitin temizlenmiş olduğunu yazıyor. Bu yüzden Cengiz Han, küresel soğutma etkisini yaratan tarihteki ilk insandır.
Burada çalışan kadınlar, kendilerine bakmakla görevlendirilen rahibelerin gözetiminde çamaşırhane hizmeti veriyorlardı. Bu merkezler, dinlerinden sapan ve herhangi bir şekilde kiliselerin inançlarına karşı gelen kadınları rehabilite edeceklerini iddia ettiler.
Evlilik dışı cinsel ilişkiye giren veya hamile kalan kadınlar rızaları alınmaksızın bu merkezlere yatırılırdı. Çamaşırhanedeki kadınların hiçbirine isimleriyle hitap edilmiyordu. Her kadın, kendisine verilen numaralarla tanımlandı. Bu 'çamaşırhanelerin' çoğu, etkin bir şekilde cezaevi bakım evleri olarak işletiliyordu. Çamaşırhanedeki rejimler, cezaevlerinde bulunanlardan daha katıydı. Buraya 'düşen ahlaksız kadınlar', rahibeler tarafından rehabilite ediliyor ve çalıştırılıyordu. Çamaşırhanede çalışan kadınlara hiçbir ücret ödenmiyordu. Hayatta kalanlardan biri çalışma koşulları hakkında şunları söyledi: 'Sıcaklık inanılmazdı. Zil çalmadan istasyonunuzu terk edemezsiniz. Göreviniz neyse onu yapmak zorundasınız.'
Bugün Cengiz Han'ın yaptığı katliamdan güzel sonuç çıkarmaya çalışanlar, yarın Hitler için de aynısını yapacaktır. Bazıları zalim, gaddar, acımasız olanlara tapınmaya bayılıyor.
3 te ki veba salgınından her yönden ders çıkarılmalı. cahil yobazın biri (ki burda bu kişi papa) keyfi olarak g.tünden icat çıkarıp kedileri şeytani ilan ediyor. avrupada uzun süre yapılan kedi kıyımları sebebi ile fare nüfusu kontrolsüzce artıyor ve sonuç belli. global bir felaket. fanatizm her alanda tehlikelidir özellikle din alanında daha fena. anlayana çok ders var burda
Akıl hastaneleriyle ilgili iki tane bilgi gördüğüm için yazmak istiyorum. Bunlar sadece burada yazılan akıl hastanelerinde olmamış. Bir çok akıl hastanesinde eşleri ve aile bireyleri tarafından oraya kapatılmış akıl sağlığı yerinde kadın varmış. Daha az masraf için akıl hastanesinde ki işler hastalara yaptırılmış. Bunun için hiç bir şekilde ücret almamışlar. Defalarca kez doktor ve hasta bakıcıların tacizine maruz kalmışlar. Psikologlar ise uzun yıllar sonra alınmış hastanelere. Bazı "hastalar" yatağa zincirle bağlı şekilde on yıllarca kalmış akıl hastanelerinde. Willard Akıl Hastanesi'yse en kötülerinden biriymiş . Bir çok hasta burada ölmüş.