Antik zamanlar gösterişliydi. Tiyatrolar, Olimpiyatlar ve demokrasinin temelleri bu zamanlarda atıldı. Ancak modern gözle baktığımızda gördüğümüz mide bulandırıcı detaylar sizi hayrete düşürebilir.
Antik zamanlar gösterişliydi. Tiyatrolar, Olimpiyatlar ve demokrasinin temelleri bu zamanlarda atıldı. Ancak modern gözle baktığımızda gördüğümüz mide bulandırıcı detaylar sizi hayrete düşürebilir.
Gymnasium aslında “çıplak egzersiz okulu” anlamına gelen Yunanca bir kelimeden türemiştir. Bench pressteki birini görmek epey tuhaf olurdu.
Bunun yerine Antik Yunan ve Mısırlılar, çakıl taşları veya pürüzsüz taşlarla temizlenirdi. Ya da kırılmış seramik parçaları kullanıldı. Hatta bazıları parçaların üzerine düşman isimleri kazırdı.
Eski Yunanlılar, her vücut sıvısının kendine özgü bir tada sahip olduğuna inanıyorlardı. Hastalığı teşhis etmek için balgam, kusmuk veya dışkınızın bir örneğini alırlar ve tadarlardı.
Görünüşe göre, Yunanlılar hiçbir zaman güvenli kadın sağlık uygulamaları hakkında felsefe yapmamışlar. Hastalığı önlemek için, kadınlara inek ve katır gübresinde içmeleri önerilirdi.
Biraz bakıma ihtiyacınız varsa, en yakın çiftliğe gidebilir ve yüzünüzü batırmak için taze gübre bulabilirsiniz.
Eski Yunanistan'daki kadınlara, özel bölgelerine yağ sürerek hamileliği önlemeleri söylenirdi. Bu işe yaramadığında da, çömelmeleri ve hapşırmaları söylendi. Eski Mısır'da ise erkekler, çocuk sahibi olmaktan kaçınmak için sünnet derisine soğan suyu sürerlerdi.
Temiz su bir metaydı. Halka açık banyo, zengin vatandaşlar arasında bile yaygın bir uygulamaydı.
Alkol bakterileri öldürebiliyorsa, neden idrardaki amonyak kullanılmasın? Bunun dişlerini beyazlatabileceğini düşündüler. İdrar, Antik Roma'da çamaşır yıkamada da kullanılırdı.
“Kan alma” adı verilen bu sürecin, hastalıkları vücuttan serbest bıraktığına inanılıyordu. Doktor vücutta küçük bir kesik açar ve kanın yavaşça sızmasına izin verirdi. Ciddi sıkıntılar için sülüklere başvururlardı. İronik olarak, bu daha fazla ölüme yol açardı.
Mısır'da bir erkek öldüğünde hemen mumyalanırdı. Ancak kadınlar farklı bir meseleydi. Yasaya göre, güzel ve güçlü kadınlar, üç veya dört gün boyunca çürüyene kadar mumyalayıcılara gönderilmezlerdi Bunun nedeni Mısırlıların mumyacılara güvenmemeleri ve nekrofiliyi önlemek istemeleriydi.
Etkili bir ilaç henüz bulunamamıştı. Bu sebeple özellikle Antik Mısırda saçlar kazıtılırdı. Bu şekilde bitlerin rahatsız ediciliğinden uzaklaşıldığına inanılırdı.
Antik Japonya'da en fakir toplumsal kesimi çiftçiler oluşturuyordu. Bazen yoksulluk öyle boğucu oluyordu ki aileler masraftan kurtulmak için çocuklarını öldürme yoluna başvuruyordu. Bunlar genellikle kız çocuklar oluyordu. İnfantisit kelimesinin karşılığı olan bu yöntem Araplar, Almanlar, Romalılar ve Yunanlılar tarafından da kullanılıyordu.
Bunun sebebi insanları hasta hissettiren ve idrarda ve dışkıda kana neden olan bir hastalıktı. O kadar yaygındı ki, bunun bir hastalık olduğunu bile fark etmediler.
Antik Yunanistan'da göz çevresindeki yara izlerini tedavi etmek için timsah gübresi ve su çözeltisi kullanılırdı. Bu gözleri daha da tahriş etmek ve kızarmış gözlere sebep olmak için oldukça iyi bir yol gibi görünüyor. (!)
Antik çağlarda dışkıya özel bir ilgi olduğu aşikar.
Siz Antik çağlarda hangi ülkede yaşamak isterdiniz? Yorumlara yazın!
Bir tanesi hariç hakikaten muhteşem iğrençlikte. Ama bitten dolayı saçların kazitilmasinin neresi iğrenç anlamadım. Eczanelerden bit şampuanı almamış cimriler falan mı?
O kadar da kötü değil...Çocuklarını öldürüyorlardı hariç..Ki günümüz de çöpten lağımdan çocuk topladığımızı biliyorsak..Neyseee...
Modern göz diyip milletin tarihe bakış açısını lekeme. Tarih şimdiye göre değil o zamanın şartlarına göre düşünülür. Kaldı ki o zamanı düşünürsek emin olun mide bulandırıcı değil.