Tarihi sanat eserlerinden öğrenmek çoğu zaman büyük yanlışlar getirebiliyor. Seyircinin ilgisini çekmek için yazılan kurgusal karakterler gerçekleri baştan aşağıya değiştiriyor. Ancak halen hak ettiği değeri bulamamış bazı filmler var ki, savaşın o yıkıcı ruhunu inanılmaz iyi işliyor.
Finlandiya tarihinin hem en pahalı hem de en çok izlenen filmi olan The Unknown Soldier, II. Dünya Savaşı sırasında Ruslarla yapılan çatışmanın ortasında kalan bir makineli tüfek birliğinin hikayesini konu ediniyor. Üç saatlik süresini bir an bile hissettirmeyen yapım özellikle de Dunkirk'i sevenler için hayli iyi bir alternatif.
Savaşın atmosferini etkileyici bir sadelik ve rahatsız edici bir gerçekçilikle anlatan Polonya yapımı Wolyn, Ukraynalı Petro'yu sevmesine rağmen başka bir adamla evlendirilmek istenilen Polonyalı bir kızın öyküsünü konu ediniyor. Savaşın dehşeti ve insanın insana zulmü hakkında epik bir anlatım.
Savaş filmleri dediğimizde Lehlerin ellerine kimse su dökemiyor. Almanya, Fransa ve Polonya ortak yapımı olan Run Boy Run, Polonya'da yaşayan 8 yaşındaki Srulik'in Yahudi olduğunu belli etmemek için Nazilerden kaçma sürecini konu ediniyor. Uri Orlev'in gerçek bir olaya dayanan aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan film, savaşın çocuklar üzerindeki tesirine dair güçlü mesajlar içeriyor.
Geçtiğimiz yıl Almanya'nın Oscar adayı olarak yarışan Never Look Away, Doğu Almanya'dan Batı'ya kaçan başarılı sanatçı Kurt Barnert'ın Nazi rejimi altında geçen hayatını konu ediniyor. Prömiyerini Venedik'te yapan film, II. Dünya Savaşı dönemine dair güçlü bir biyografi izlemek isteyenler için nefis bir seçenek.
Danimarka'nın Oscar adayı olan Land of Mine, 2. Dünya Savaşı'nda Almanya'ya uğradıkları bozgunun ardından bir grup savaş esirinin Danimarka'nın batı sahilindeki yaklaşık iki milyon kara mayınını çıplak elleriyle temizleme görevini konu ediniyor. Gerçek bir hikayeden uyarlanan film fazlasıyla iç burkucu.
Danimarka tarihinin en ses getiren yapımlarından biri olan Flammen & Citronen, II. Dünya Savaşı dönemini Danimarka gözünden aktarıyor. Savaşın kirli yüzüne farklı bir açı sunan yapım, Nazi sempatizanlarını öldüren iki tetikçinin, Flammen ve Citronen'in etkileyici hikayesiyle hayli iyi bir seyirlik.
Yine bir Polonya savaş dramı, yine acılarla dolu anlar. 1944'lerin merhametsiz, korku dolu Varşova sokaklarında geçen film, savaşa rağmen aşklarını yeşertmeye çalışan çiftin hikayesini konu ediniyor. Ülkesinde 1.7 milyon seyirciyle rekor kıran film, ülkemizde hak ettiği değeri halen bulamadı.
Almanya'nın ödüllere doymayan 2008 yapımı casusluk filmi Max Manus, Finlandiya'da komünistlerle çarpıştıktan sonra Nazi yönetimindeki Norveç'e dönen Max'ın gerilim dolu öyküsünü konu ediniyor. Nazilerle mücadelesinden sonra Alman gemilerini bombalama görevi alan Max'ın hikayesi fazlasıyla gerçekçi bir anlatıma sahip.
Polonya'nın insanın içini sızlatan savaş dramlarından Joanna, İkinci Dünya Savaşının yıkıcı atmosferinde kaybolan eşini arayan bir kadının kilisede bulduğu küçük bir Yahudi kız ile verdiği mücadeleyi konu ediniyor. Ülkesinde 2010'un en çok izlenen filmlerinden biri olan yapım, savaşın çocuklar üzerindeki tesirine dair söylediklerinde fazlasıyla cesur.
Savaş sırasında yeşeren bir aşkı merkezine alan ABD-Birleşik Krallık ortak yapımı The Exception, nazi iktidarı tarafından Hollanda'ya sürgüne gönderilen Alman Kayzeri Wilhelm'in casusu tespit etme ve hizmetçi kızla olan aşk serüvenini konu ediniyor.
Estonya tarihinin en çok izlenen filmi olan 1944, Dünya Savaşı'nın son dönemlerinde Estonya'da Alman Ordusu ile Kızıl Ordu'nun karşı karşıya geldiği Tannenberg Muharebesini konu ediniyor. Hem Alman hem de Sovyet bakış açısına sahip film, savaşın acı yüzünü fazlasıyla gerçekçi bir dille ortaya koyuyor.
Clian Murphy'in başrolü Jamie Dornan ile paylaştığı Anthropoid, SS Generali Reinhard Heydrich'e düzenlenen suikast operasyonunu konu ediniyor. Gerçek bir hikayeden uyarlanan film tarihin en büyük utanç süreçlerinden birine dair verdiği mesajlar ve cesur anlatımıyla hayli iyi bir örnek.
Hollanda'nın Oscar adayı olan Bankier van het verzet, II. Dünya Savaşı sırasında Hollanda direnişini finanse eden banker Walraven van Hall'ın yaşamını konu ediniyor. Sıradan insanların kahramanlığa giden sürecini nefis bir şekilde aktaran film fazlasıyla güçlü bir senaryoya sahip.
II. Dünya Savaşı esnasında Yahudilerin çektikleri sıkıntıları konu alan film, bir Alman SS subayının gördüğü haksızlıklar karşısında verdiği mücadeleyi konu ediniyor.
Almanya'nın Polonya ortak yapımında çekilen, hak ettiği değeri görmemiş bu etkileyici biyografi, II. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Rus işgali altındaki Berlin'de yaşayan bir kadının mücadelesini dramı konu ediniyor.