Gelin bu acımasız deney ve uygulamalara beraber bakalım. 👇
1960 ve 1970 yıllarında Peter Neubauer liderliğindeki klinik psikologlar, ikizler ve üçüzleri birbirlerinden ayırdılar ve onları birer birer deneye soktular. Kısmi olarak Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü tarafından finanse edildiği söylenen deney, üç üçüz kardeşin 1980'de yanlışlıkla birbirlerini bulmalarıyla ortaya çıktı. O zamana kadar birbirlerini tanımıyorlardı bile.
Doktor Peter Neubauer ve Viola Bernard bunun üstüne çocuklara aslında iyi bir şey yaptıklarını iddia etmiş. Peter'in bu deneyi arşivinde özenle gizlediği ve 2066 yılına kadar da mühürlü olduğunun da altı çizildi. 2021 tarihinde ise bu deney ile alakalı bulgular Kolombiya Üniversitesi'nde bulunan Viola Bernard'ın makalelerinde yer alıyor.
İnsanlar üzerinde yapılmış en şeytani deneyler denilince büyük ihtimalle aklınıza Holokost zamanı Josef Mengele tarafından gerçekleştirilen deneyler gelir. Mengele, Aryanların ırksal üstünlüğü hakkındaki teorilerini kanıtlayacağını düşünerek trenleri silahla tarayıp ABD Holokost Anıt Müzesi'ne göre ölü 'hastalarının' da gözlerini topladı.
Yahudi Kütüphanesi'ne göre mahkumlar havacılık deneyleri için dondurucu sıcaklıklara ve düşük basınçlı odalarda kalmaya zorlandılar. Sayısız mahkum deneysel kısırlaştırma prosedürlerine tabii tutuldu. Holokost Müzesi tarafından derlenen bir demece göre doktorlar bebeklerin açlıktan ölmesinin ne kadar sürdüğünü test edebilmek için göğüslerini iple bağladılar sonrasında acı çekmesinler diye morfin dozu enjekte ettiler.
1930 ve 1940 yıllarında Japon İmparatorluk Ordusu çoğunlukla Çin'deki siviller üzerinde biyolojik savaş adı altında tıbbi testler yaptı. 731. birlikteki baş hekim Shiro Ishii liderliğindeki bu acımasız deneylerin ölüm sayısı bilinmese de 1995 New York Times raporuna göre iki yüz bine yakın kişinin ölmüş olabileceği düşünülüyor.
Savaşta potansiyel kullanımları belirlemek için çok sayıda hastalık incelendi. Bunlar arasında veba, şarbon, dizanteri, tifo, paratifo ve kolera vardı. Doktor Peterson'ın makalesine göre kuyulara kolera ve tifo bulaştırmak ve Çin şehirlerine veba dolu pireleri yaymak da dahil olmak üzere çok sayıda vahşet işlendi.
Bununla da kalmayıp mahkumların hala hayattayken uzuvları kesiliyordu. NYT'nin raporuna göre savaştan sonra ABD hükümeti bu deneylerin gizli tutulmasına yardımcı oldu. 2018'e kadar da birimin binlerce üyesinin ismi açıklanmadı.
Nazilerin insanlara karşı ne denli acımasız olduğunu bilmeyen yoktur. Koskocaman bir ırkı yok etmenin yanı sıra tarihteki en korkunç insan deneylerinden bazılarına da imza attılar. Bunlardan bir diğeri de tartışmasız yapışık ikizler deneyi...
Bebekleri radyoaktif maddelerle besledi, değişimleri gözlemlemek için de gözlerine kimyasallar enjekte etti. Mengele, yapışık ikizlere o kadar takıntılıydı ki, ikizleri tek bir insan formuna getirmek için son gücüyle çalıştı. Bu deneyler sonrasında ikizler parçalandı, cerrahi yollarla dikildi ve ölene dek acı içinde yaşam desteğine bağlı kaldılar.
Bu deney ABD'de yapılan insanlık dışı bir biyomedikal deneydi. Altı yüzden fazla yoksul ve okuma bilmeyen evsiz Afro-Amerikanlara deneye katılım karşılığında ücretsiz sağlık hizmeti, yemek ve defin sigortası alacakları söylendi.
Ölümcül hastalıklardan mustarip olanların hastalığını kontrol etmek için hiçbir teşebbüste bulunmadılar, tedavi etmediler ve hastaneye yatırmadılar. Penisilin 1947 yılında bir tedavi yöntemi olarak kanıtlanmış olsa da bu insanlık dışı deney 1972 yılına kadar devam etti!
İkinci Dünya Savaşı'nda Alman kuvvetlerine yardım etmek için Nazi bilim insanları kemikler, kaslar ve sinir nakli ile deneyler yaptılar.
Böylece deneğe inanılmaz acı ve ıstırap çektirildi. Ayrıca genç erkekler ve çocuklar, kafalarının bir süreliğine kasıtlı olarak parçalandığı kafa travması deneylerine de tabi tutuldu.
1960 yılında, Kaliforniya Üniversitesi'nde kan basıncı ve kan akışındaki değişiklikleri incelemek için bir deney başladı. Deneyin kurbanları yaşları bir saat ila üç gün arasında değişen 113 bebekti!
Bazıları da sünnet tahtalarına bağlanıp baş aşağı bir şekilde kafalarına kan toplanması beklendi. Deneyin sonunda yaklaşık beş yüz bebek öldü ve çalışma sonuçları hiçbir zaman yayınlanmadı.
1950 yıllarında zihinsel engelli çocuklar için New York eyaleti tarafından yönetilen Willowbrook State Okulu hepatit salgını yaşadı. Asker ordusu da aynı dertten mustaripti.
Bu deney de bir çok insanı test etmekten geçiyordu, kısacası çocuklara kasıtlı olarak hastalık bulaştırılacaktı. Başından beri tartışmalı bir çalışma olan bu deney çocukların ebeveynlerinin zorla kabul etmesiyle örtbas edildi. Çünkü bu deney çocukların kalabalık bir kurumda tedavi edilmesinin tek yoluydu!
1939 yılında Wendell Johnson ve Mary Tudor, 22 yetim çocuk üzerinden kekemelik deneyi yaptı. İki gruba ayrılan A grubu pozitif konuşma terapisi alırken, B grubu en küçük bir konuşma hatasında ağır bir şekilde aşağılandı. Bunun sonucunda B grubunda normal konuşabilen çocuklar bile kekemeliğe başladı ve depresyon yaşadı. Bu uygulama daha sonrasında 'canavar çalışması' olarak adlandırıldı.
Güney Afrika'nın Apartheid döneminde eş cinsel insanlar 'eş cinselleri tedavi ettiğini' iddia eden psikolog Doktor Aubrey Levin'e teslim edildi.
Sadece eş cinsel erkeklere ağır bir şekilde işkence etmekle kalmayıp aynı zamanda uyandırıp onları şiddetli elektrik şoklarına maruz bırakırdı. Bu deneyde çoğu denek hayatını kaybetti.
Siz bu insanlık dışı uygulamalar hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!