Tarih Boyunca Gerçekleri Söyledikleri İçin Türlü Eziyetler Görmüş 15 Bilim İnsanı

Üstün zekaları ve bitmek bilmeyen öğrenme arzuları ile bilim dünyasında çığır açan çalışmalara imza atan bilim insanlarının çoğu, ne yazık ki tarih boyunca dar düşünce kalıplarına sahip kişi ya da kişiler tarafından çeşitli eziyetler görmüş hatta öldürülmüştür. 

Gelin, bugün yaşadığımız dünyada çok şey borçlu olduğumuz bu değerli insanların neler çektiklerine bir göz atalım.

1. Pythogoras (Pisagor)

Sayılar evreni yönetiyor diyen ve sayıların babası olarak bilinen, Antik çağın en önemli filozof ve matematikçilerinden Pisagor, Ülkesindeki politik baskılardan kaçıp geldiği İtalya’nın Kroton şehrinde, üç yüz kadar genci bir araya toplayarak bir okul kurmuş ve burada çalışmalarını sürdürmüştür. Kadınların sadece ev işlerini yapmakla yükümlü birer eşya olarak görüldüğü bir dönemde bile onlara topluluğu ile eşit şekilde çalışma imkanı veren Pisagor'un bu okulu, yaptığı yenilik ve buluşları hazmedemeyen siyasi çevreler ve din yobazlarının galeyana getirdiği halk tarafından ateşe verilmiştir. Bilim alanına yaptığı katkıları saymakla bitiremeyeceğimiz Pisagor ve öğrencileri ne yazık ki alevler arasında yanarak ölmüştür. Zaten hakkında yazılı kaynak olmayan, bilgilerin yalnızca anlatılanlarla elde edildiği bu bilim insanının çalışmalarının çoğu da yangında kül olup gitmiştir.

2. Galileo Galilei

Fizik, matematik ve astronomi gibi konularda çığır açan ve bunların ışığında klasik mekaniğin temellerini atan Galileo, engizisyon mahkemelerinin en bilindik kurbanlarından birisidir. Güneş merkezli astronomi sistemi fiziği üzerine yaptığı araştırmaları kilisenin iddiaları ile ters düşünce çeşitli baskılarına maruz kalmış, sessiz kalmaya zorlanmıştır. Ancak çalışmalarından vazgeçmeyen Galileo yazdığı “İki Kainat Sistemi Üzerine Konuşmalar” adlı kitabı ve ortaya attığı düşünceler ile suçlanarak mahkemeye çıkarılarak idam cezasına çarptırılmıştır. Daha sonra Galileo; eğer ölürse bilime bir katkı sağlayamayacağını düşündüğünden iddialarından vazgeçtiğini söylemiş, idam cezası ev hapsine çevrilmiştir. Bundan sonraki yıllarını geçirdiği evinde yeniden kitaplar yazan ve bunları gizlice başka yerlere ulaştıran Galileo, yaşadığı ev hapsi sırasında kör olmuş ve 1642 yılında hayata veda etmiştir.

3. Nicolaus Copernicus

Esas ilgi alanı matematik ve astronomi olan ancak kilisede çeşitli görevlerde çalışan Copernicus, özellikle astronomi üzerine çok önemli çalışmalar yapmaya devam etmiştir. Fakat astronominin kurucusu olarak adlandırılan bu bilim insanı da, gerek çevresi gerekse mesleği dolayısı ile çeşitli baskı ve eleştirilere maruz kalmıştır. Dinden aforoz edilme ve engizisyon mahkemelerinin cezaları ile karşı karşıya kalmamak adına çalışmalarını yıllarca gizli tutmuştur. Ve ne yazık ki ölümünden kısa bir süre önce yayınladığı çalışma ve kitapları ancak o öldükten sonraki dönemlerde bilim dünyasındaki yerini almıştır. Geçirdiği beyin kanaması sonucu felç kalmıştır. Efsaneye göre ölmeden önce, yazdığı kitabın son sayfaları gösterildiğinde komadan uyanarak bu sayfalara bakmış ve daha sonra hayata veda etmiştir.

4. Isaac Newton

Tarihteki en etkileyici bilim insanlarından biri olan Newton da hayatı boyunca çeşitli baskı ve eleştiriler ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. 1672 yılında üye olarak seçildiği, bilimsel araştırmalar yapan bir topluluk olan 'Royal Society'ye sunduğu renk olgusuna ilişkin çalışma ve fikirleri çok ciddi tepkilere maruz kalmış, özellikle Robert Hooke tarafından; 'Newton benim eserlerimi çalıyor.' iddiaları ve uğradığı ağır eleştiriler sonucu tümüyle içine kapanıp, 6 yıl boyunca bilimle ilişkisini kesmiştir. Yakın dostu matematikçi Edmond Halley'in çabaları ile yeniden çalışmalarına geri dönen ancak özellikle simya üzerine yaptığı araştırmaları yine çok fazla eleştiriye maruz kalan Newton, 1693 yılında tekrardan çok ciddi bir ruhsal bunalıma girmiş, eski sağlığına tekrar kavuşsa bile bilimsel çalışmalara eskisi kadar ilgi duymamıştır. 

'Eğer diğer insanlardan ileriyi görebiliyorsam, bu devlerin omuzlarında olduğum içindir.' diyen Newton, kendine yardım edenleri unutmadığını da göstermiştir.

5. Nikola Tesla

İnsanlık olarak çok şey borçlu olduğumuz belki de şimdiye kadar gelmiş geçmiş en zeki insan olan, bilim ve teknoloji dünyasını kökten değiştiren buluşlara imza atan Tesla, belki de hayatı boyunca en fazla haksızlığa maruz kalmış, zorluklar ile mücadele etmiş bilim insanıdır. Zaten asosyal bir kişiliği olan Tesla, yaşadığı onca şeyden sonra iyice içine kapanmış, kaldığı  bir otel odasında meteliksiz bir şekilde hayata veda etmiştir.

Tesla'nın hayatını ve yaşadıklarını daha detaylı öğrenmek için bu içeriğimize göz atabilirsiniz.

21 Madde ile Nikola Tesla'nın Zamanının Çok Ötesinde Bir İnsan Olduğunun Kanıtı

6. Charles Robert Darwin

İnsan dahil tüm canlı türlerinin doğal seçilim yoluyla bir ya da birkaç ortak atadan evrildiğini öne süren ve modern evrimsel biyolojinin temelini oluşturan Darwin, hayatı boyunca hatta öldükten sonra bile birçok eleştiriye maruz kalmıştır. Öyle ki yıllar boyu yaptığı çalışmalarını, - benzer fikirlerin 'sapkınlık' olarak nitelendirildiğini gördüğünden- uzun süre en yakın arkadaşları dışında kimseye açmamıştır. Sırf bu sebeple biraz da olası eleştirilere karşı daha sağlam kanıtlar bulmak adına 'Türlerin Kökeni' adlı kitabını yayınlayabilmek adına tam 14 yıl beklemiştir. Yine de 'şarlatan' olarak gösterilmekten kurtulamamış, 'Maymun tarafından akrabalığın anne tarafından mı, baba tarafından mı?' gibi çeşitli şekillerde kendisiyle alay edilmiştir. Günümüzde bile hala bu konu bir çok çevrede tartışılmakta, öldükten yüzyıllar sonra bile bu bilim adamı eleştirilmeye devam edilmektedir.

7. Antoine Lavoisier

Modern kimyanın temelini atan, Flagiston Teorisi ve Kütle Korunumu Kanunu bilime kazandıran Lavoisier, bir gün kimya bilimini reddeden yobazları gösterip, 'Bu kelleler bir işe yaramaz' dediği için tutuklanmış ve giyotin ile idam edilmiştir. Ancak hayatını bilime adamış bu adam, ölüme giderken bile insanlığa hizmet etmeyi düşünmüştür. Bu sebeple idamından önce matematikçi Lagrange'i çağırmış ve ona, 'Kafam sepete düştüğünde gözlerime bak. Eğer iki kere göz kırparsam; insanın kafası kesildikten sonra bir süre daha beyin düşünmeye devam etmektedir.' demiştir.

Lavoisier'in kafası kesildikten sonra iki kere göz kırpmasının ardından Lagrange şu sözleri söylemiştir: Lavoisier'in son saniyedeki ispat arayışı, bilimselliğin yüzyıllar sürecek meşalesidir. Ama o yobaz kafalar asırlarca karanlıkta sürünecek, insanlığı da süründürecekler...

8. Giordano Bruno

Rönesans felsefesini biçimlendiren önemli kişilerden biri olan İtalyan filozof ve gökbilimci Bruno, Hayatı boyunca, yaşadığı birçok yerden dinsizlik ile suçlandığı için ayrılmak zorunda kalmıştır. Yıllar sonra özlediği ülkesine geri döndüğünde, Galileo ile yaptığı bilgi alışverişleri ışığında çalışmalarını sürdürmüş; evrenin sonsuz ve eş dağılımlı olduğunu ve bu evrende dünyadan başka birçok gezegenin bulunduğunu ortaya koymuştur. Ancak bu görüşleri de Roma katolik klisesi ile ters düştüğü için Engizisyon mahkemesinde yargılanıp sapkın ilan edilmiştir. Ona, iddialarını reddetmesi ve suçlarını kabul etmesi durumunda kilise tarafından affedileceği söylense de Bruno, Galileo'nun aksine düşüncelerinden vazgeçmektense ölmeyi tercih etmiş, 8 yıl süren hapis hayatının ardından diri diri yakılarak idam edilmiştir.

9. Roger Bacon

Çağdaş bilimin deneysel yaklaşımının temsilcilerinden biri sayılan ve batı dünyasında Doctor Mirabilis (Olağanüstü Bilgin) olarak tanınan Bacon, hayatının büyük bir kısmında, insanın bilgisizliğinin nedenleri üzerinde durmuştur. Otoriteye dayanmanın, geleneğin etkisinin, ön yargıların ve kişinin cehaletini saklayan sözde bilgeliğin, insanı hakikate ulaşmaktan alıkoyduğunu iddia eden Bacon, otorite ve din adamları ile sürekli sorunlar yaşamış ve sırf düşünceleri yüzünden 14 yıl hapis yatmak zorunda kalmıştır.

10. İskenderiyeli Hypatia

Tarihin en kötü ve acılı ölümlerinden birine maruz kalan Hypatia, günümüzde bile kadının hem toplumdaki hem bilimdeki yeri tartışılırken, bundan 1600 sene öncesinde benimsediği Platon'un fikirleri ile sahip olduğu bilgileri ve düşünceleri cesurca ve kaygı duymadan öğrencilerine anlatmaya, doğayı mantık, matematik ve deney ile açıklamaya çalışarak dönemine ışık tutmaya çalışmıştır. Ancak o zamanın psikoposu Cyril, Hypatia'nın çalışmalarından rahatsız olmuş ve insanları bu yönde kışkırtmıştır. “Kadın sessizliği ve uysallığı öğrenmelidir. Kadının ne ders vermesine ne de erkeğin üzerinde yetki sahibi olmasına izin vermeyeceğim. Suskun olacak ve sessiz kalacaktır. Çünkü önce Âdem, sonra Havva yaratılmıştır” sözleri ile de Hypatia’nın ölüm emrini vermiştir. Bu sözlerden kısa zaman sonra Hypatia, kalabalık bir grup tarafından sokaklarda sürünmüş, taşlanarak acımasızca öldürülmüş üzerine cansız bedeni ateşe verilmiştir. Ne yazık bu olaydan sonra Platoncu okul da yok olmuştur.

11. Socrates

Felsefenin kurucularından biri olan Sokrates, yıllar boyunca öğrenme tutkusu olan gençlere öğretmenlik yapmış, çevresindeki insanlara sorular sorarak onları düşünmeye ve cevaplar bulmaya teşvik etmiştir. Ancak o dönemde diktatör bir tutumla halkı idare etmeye çalışan çevrelerin dikkatini çekmesi de gecikmemiş ve bu durumu engellemek adına;  Atinalı gençlerin aklını karıştırmak, devletin tanrılarına inanmamak ile suçlanarak mahkemeye çıkarılmıştır. Kendisinden suçlarını kabul etmesi, özür dilemesi beklenirken Socrates, o efsanevi savunmasını yaparak düşüncelerinin arkasında durmuştur. Daha sonra baldıran otu zehri içirilerek idam edilmiştir. 

Fransız ressam Jacques- Louis David 'Socrates'in Ölümü' adlı yağlı boya tablosunda da bu olayı tasvir etmiştir.

12. Ockham'lı William

Daha çok geliştirdiği Ockham'ın Usturası ve Nominalizm ilkeleri ile tanınan İngiliz filozof William;  mantık, teoloji ve fizik alanlarında önemli eserlere imza atmıştır. Bu çalışmaları sırasında ortaya attığı fikirler ve düşünceleri yüzünden 'sapkınlık' ile suçlanmıştır. Bu sebeple doktorasını Paris'te tamamlamak zorunda kalan William'ın düşünceleri burada da tepki görmüş ve 4 yıl bir manastırda hapis yatmıştır. Kendi mezhebinden iki arkadaşı ile birlikte buradan kaçtığı için Papa tarafından aforoz edilmiş ve ömrünün geri kalanında, imparator IV. Louis'in koruması altında Münih'te yaşamıştır.

13. Alan Turing

İnsanlığa çok önemli katkıları olan ve değeri günümüzde yavaş yavaş anlaşılmaya başlayan bilgisayar biliminin kurucusu Turing de en az Tesla kadar haksızlıklara uğramış bir bilim insanıdır. Daha okul yıllarında matematik alanında önemli başarılara imza atan Turing, 2.Dünya Savaşı sırasında Alman Nazilerinin mesajlaşma sistemi olan Enigma’nın şifresini kırarak, ülkesinde kahraman ilan edilmiştir. Bu başarısıyla neredeyse 14 milyon insanın hayatını kurtaran bu adam, ne yazık ki eşcinsel olduğu için mahkeme kararı ile tedaviye zorlanmış ve verilen hormonlar yüzünden düşünme yetisi azalmıştır. Bunun yanı sıra İngiliz gizli servisi tarafından yer aldığı çalışmalar yüzünden göz altına alınan ve sürekli tehdit edilen bu dahi adam, iddialara göre siyanür enjekte ettiği bir elmayı ısırarak 42 yaşında intihar etmiştir.

14. Michael Servetus (Miguel Servet)

Avrupa'da kan dolaşımını doğru şekilde inceleyen ilk insan olan Servetus, bunun yanı sıra gök bilimi, felsefe, hukuk alanlarıyla da yakından ilgilenmiştir. Hristiyanlığın özüne dönebilmesi için yanlış öğretilerden arınmasını gerektiğini savunduğu kitabını, mahkemelerin cezalarından çekindiği için gizli bir isimle bastırmıştır. Ancak güvendiği ve eserlerinden bahseden mektuplar yazdığı arkadaşı Calvin, iddialara göre onu kıskanmış ve Servetus'un gerçek kimliğini ortaya çıkararak onu yakalatmıştır. Duruşmaları sırasında kaçmayı başarsa da bir süre sonra tekrardan yakalanıp, mezhep sapkınlığı ile suçlanarak diri diri yakılmıştır.

15. Aristoteles

Antik çağın hiç kuşkusuz en önde gelen filozoflarından olan Aristoteles de yaşadığı dönemdeki dar düşünce kalıplarından nasibini almıştır. Büyük İskender'in ölmesi üzerine Atina'da Makedon karşıtı bir tepki açığa çıktıktan sonra Aristoteles'e -aslında Makedoncu zannı taşıdığı için-, katledilen Hermias'ın anısına bir yazı yazarak onu ölümsüzleştirmeye çalıştığı için dine saygısızlık adı altında suçlamalar getirilmiştir. Kendi deyimi ile; 'Atinalılara ikinci bir suç işleme şansı' tanımamak adına Aristoteles, bu şehri terk etmek zorunda kalmıştır.

Popüler İçerikler

Çanakkale'de AK Partili Belediyenin Tepki Çeken Atatürk Afişi Kaldırıldı!
Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
YORUMLAR
13.11.2016

Ve hepsinin sonu dinle bitiyor değilmi işte dinin bir ibadet değilde bir çıkar meselesi olduğunun en büyük ıspatı hala aptal olan var mı varsa bir yerden atsın kendini belki cennete gider?

12.11.2016

Pisagor hakkında bir bilgi de ben vereyim. Dik üçgendeki en uzun kenara Hipotenüs denir. Bu kenara ismini Pisagor vermiştir. Hipotenüs, Pisagorun eşinin adıdır. Bilinmeyen kenarı hep aşkla bulmuştur.

13.11.2016

aşk bilinmeyenin cevabını bulmamıza yardım edıyor yani

12.11.2016

İste o medeniyetin besigi avrupanin bilime bakis acisi ayni donemde turk-islam medeniyeti en zirve donemindeydi. Sonra ne mi oldu avrupa öğrendi aydınlandı. Vve ilk iş olarak Öğrendiği bilgilerin kaynagi olan turk islam medeniyetini karartmak yobazlastirmak bilim ile dini birbirinden uzaklastirmak icin herseyini ortaya koydu ve başardı... Günümüzde dinini yasayan bilimi savunanlarca cahil, bilim ile uğraşan ise yobazlar tarafından dinsiz olarak lanse ediliyor... Unutmayin "ilim çindede olsa ogrenin" bana bir harf ogretenin kırk yıl kölesi olurum" ve en onemlisi "OKU" .... (ANLAYAN ZATEN ANLADI)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ