Stephen Hawking'den Tanrı'nın Evren Formülüne Giden Yol: Her Şeyin Teorisi

O kadar karmaşık bir evrende yaşıyoruz ki doğamız gereği onu incelemekten kendimizi alamıyoruz. Her şeyin teorisi de bu yolda bizleri bir adım ileriye götürmeye oldukça niyetli. Dünyada var olan en önemli 2 formülü, tek formül haline getirerek evrenin sırrına vakıf olmak istiyor Hawking. 

Not : Bu içeriğe geçmeden önce, uzun bilim serüveninin başlangıcı olan Ortamlarda Bilim Konusu Açıldığında Edebileceğiniz 26 Kelam adlı içeriğimizi okumanızda yarar var.

Dünya Nelerden Meydana Gelmiştir?

Basit madde, atomlardan meydana gelir. Atomları ise nötron ve protonlardan meydana gelen bir çekirdek etrafında dönen elektronlar oluştururlar. Elektronlar, lepton olarak bilinen bir parçacık ailesine ait çok temel parçacıklardır. Ancak nötron ve protonlar, kuark olarak adlandırılan çok daha küçük parçacıklardan oluşurlar ve bir kuark da, bilindiği kadarıyla, gerçek anlamda maddenin “özüdür.”

Standart Model

Evrenin atom altı yapısı ile ilgili bildiğimiz her şey, parçacık fiziğindeki Standart Model içerisinde yer alır. Bu model, hem dünyayı meydana getiren bilinen temel yapı taşlarını hem de bunların birbirleriyle hangi güçler yoluyla etkileşime girdiklerini tanımlar.

Evrendeki 4 Temel Güç

Evrende dört temel güç vardır: yerçekimi, elektromanyetizm ve zayıf ile güçlü çekirdek kuvvetleri. Yerçekimi ile ilgili olanların dışındaki parçacıkların ve güçlerin davranışları, Standart Model içerisinde kusursuz bir isabet ile tanımlanmıştır.

Sicim Teorisi (String Theory)

Son zamanlarda gelişen sicim teorisi, bir mikroskopik yerçekimi teorisi oluşturulması konusunda en çok gelecek vaat eden teori olarak ön plana çıkmaktadır. Aslında sicim teorisi, sadece bir yer çekimi teorisi oluşturmaya yönelik değildir. Evrenin temel yapısıyla ilgili tam ve tutarlı bir tanımlama oluşturmayı hedefleyen teori, bu nedenle kimi zaman “her şeyin teorisi” olarak da adlandırılmaktadır.

Evreni Açıklayan 2 Teori

İşin biraz daha derinine inersek eğer, şu anda evreni açıklayan iki fizik teorisi vardır diyebiliriz: Birincisi, yıldızlar, galaksiler gibi çok büyük boyutlu maddeleri açıklayabilen Einstein'ın Görelilik Teorisi, ikincisi ise atomlar gibi çok küçük boyuttaki maddeleri açıklayabilen Kuantum Mekaniği.

Sicim Kuramı İle Bu İki Teori Birleşiyor

Bu iki teori de aynı evreni açıkladığına göre, ikisini bir teoride birleştirmek ve evreni bütünüyle anlamak mümkün olmalıdır. Ancak bu, bugüne kadar başarılabilmiş değildir. Eğer sicim kuramı doğru ise; bu iki teori birleştirilmiş olacaktır. Bu birleşim, şimdiden bilim tarihinin en büyük adımı olarak kabul edilmektedir.

Her Şeyin Teorisi

Stephen Hawking tarafından sadece matematiksel kabullerle yola çıkarak

evreni tanımlayacak tek bir teori bulmak hedefleniyor. Fakat ortaya çıkan aşırı

derecede büyük sayıda teoriden birinin bizim evreni tanımlayıp tanımlamadığı

sorusu cevaplanabilir durmuyor.

Görülemeyen Evrenler

Hawking’ e göre görülebilir evrenlerimizin dışında, iç içe geçmiş ve eşizlerimizin bulunduğu, görülemeyen sonsuz sayıda evrenler var. Ünlü astrofizikçi, evrenin varoluşunu açıklamak amacıyla yıllardır üstünde çalıştığı ‘Theory of Everything’ yani ‘Her Şeyin Teorisi’ formülünü oluşturdu.

10 Boyut Kavramı

Boyut kavramına dönelim tekrar. Bizim görebildiğimiz kozmos, 3 uzay boyutu ve 1 zaman boyutundan ibarettir. Bizler diğer 6 boyutu algılayamayız ve göremeyiz. Fizikçiler, büyük patlama sonrasında 10 boyutun meydana geldiğini ancak 6 boyutun yoğunlaşarak kıvrıldığını, diğer 4 boyutun genişleyerek şu an bizim algıladığımız kozmosun meydana geldiğini ve 10 boyutlu kozmosun aslında iç içe olduğunu matematik olarak açıklayabilmektedir.

''Var Olmak Algılanmaktır''

Ünlü İngiliz düşünür George Berkeley der ki: ‘’Var olmak algılanmaktır’’. Fakat biz, henüz diğer 6 boyutu algılayamıyoruz. Algılayamıyor olmamız, onların var olmadığı değil, bizim henüz bu konuda yeterli yetkinliğe sahip olmadığımızı gösterir. Sicim teorisi doğruysa eğer bu 10 boyutu algılayabileceğiz.

Deneyimlediğimiz Boyut: Zaman

Biz, sicim teorisinin öngördüğü on boyutlu evrenin dördüncü boyutunda(zaman) yaşayan canlılarız. İlk üç boyutta ileri geri, sağa sola ve yukarı aşağı kolaylıkla hareket edebiliyoruz. Dördüncü boyutu, yani zamanı ise an be an deneyimliyoruz, hissediyoruz, ancak bu boyut içinde hareket edemiyoruz. Yani diğer bir ifadeyle 'anların' içerisine hapsolmuş durumdayız, zamanda ileriye (gelecek olarak düşünelim) veya geri (geçmiş olarak düşünelim) hareket edemiyoruz.

Dördüncü Boyutta Hareket (Zamanda Yolculuk)

Asıl sorun da bu hareket mevzusunda başlıyor. Çünkü dördüncü boyutta hareket etmek şöyle dursun, bu boyutta hareketi, yani zaman yolculuğu yaparak geçmişe veya geleceğe gitmeyi hayal ettiğimizde bile mantıksal engellerle karşılaşıyoruz, paradokslara tosluyoruz.

Büyükbaba Paradoksu

Zaman yolcuğu ile ilgili paradoksların en meşhuru büyükbaba paradoksudur. Yani, gittiğiniz evrende yeni bir şey yaparsanız, işte o zaman evren dallanır ve dedeniz başka bir evrende yaşayarak çocuğunun dolayısıyla sizin doğmasını sağlar. Buna bağlı olarak siz de otomatik olarak başka bir evrene ait olursunuz.

Beşinci Boyut

Sicim teorisine göre; bir boyutta hareket yeteneği kazanabilmek için bir üst boyuta çıkmanız gerekmektedir. Yani bizim dördüncü boyut olan zaman içerisinde hareket edebilmemiz, beşinci boyuta çıkmamız ile mümkün olacaktır.

Tanrı'nın Evren Formülü

Hawking, evrenin varlığını tek bir formülle açıklayacak bu teorinin henüz nihai sonuca ulaşmadığını, bunun belki de 21. yüzyılın sonuna doğru mümkün olacağını söylüyor. Hawking’e göre formül tamamlandığında da Tanrı’nın evren formülüne ulaşacaklarını, bu noktanın da insan aklının mutlak zaferi olacağını belirtiyor.

Popüler İçerikler

Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti