Arap Yarımadası'nın en büyük ülkesi ve politik anlamda da Orta Doğu coğrafyasında en etkili ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan'da bir şeyler değişiyor ve dünya da bu değişimi ilgi ile izliyor. Biz de sizin için satır başlarını bir araya getirdik.
Suudi Arabistan; Birinci Dünya Savaşı'nın ardından galip kuvvetlerin kontrolü altında, Suudi Ailesi'nin hakim olduğu bir krallık anlayışıyla ortaya çıkan bir ülke.
1936 yılında ilk kez keşfedilen petrol yatakları sayesinde ülkenin ekonomik kaderi değişti.
Tüm ülkedeki petrolleri çıkartmakta yetkili tek şirket olan ARAMCO'nun tüm hisseleri Suud ailesinde bulunuyor.
Petrolün çıkarılma maliyeti her geçen gün artıyor. Miktarı ve talebi düşüyor. Yani tüm bu olanlara biraz geniş açı ile baktığınızda her ne kadar şu anda mükemmel bir görüntü olsa da; bu tip bir ekonomik durum sürdürülebilir gözükmüyor.
Gelecekte bu zenginliğin devamını mevcut şartlar içinde taşıyamayacağını anlayan kraliyet ailesi mensupları, onların atadığı bürokratlar ya da danışmanları yeni bir konsept ile ülkeyi ayakta tutmayı hedefliyor.
Vizyon 2030 projesi ile birlikte büyük bir değişimin sonucunda güçlü bir Suudi Arabistan tesis edilmeye çalışılıyor.
2030 itibariyle işsizliğin %7'ye düşürülmesi, petrol dışı ihracatın %50'ye çıkarılması, kamu yatırımlarının 15 kat artırılması, mevcut sürdürülebilir enerji kaynaklarının %40 artırılması, özel sektörün gayri safi yurtiçi hasılaya olan katkısının %65'e çıkarılması ve kadının iş gücüne katılımının %30'lara çıkarılması hedefleniyor.
Başlıklardan ilki 'Yaşam Dolu Toplum'. Bu başlık altında sosyal yaşamda toplumun her katmanını mutlu edecek dünya standartlarını ülke kültürü ile harmanlayacak adımlar atılacak. İkincisi 'Gelişen Ekonomi'. Bu noktada da petrol dışı ekonominin gelişimi ve zenginliğin topluma yayılması hedefleniyor. Üçüncü kısım ise 'Azimli Bir Ulus'. Bu mesajla da ülkenin bir krallık olduğu ancak bir millet bilincinin yaratılmak istendiği anlaşılıyor.
Örneğin ülkemizde de çok fazla konuşulan kadınlara otomobil kullanma hakkının verilmesi, önemli bir değişim.
Dinamik bir toplum yaratma arzusunda olan Suudi hükümeti, bu değişikliklerin önünü açıyor.
Bu değişim de çok sembolik önem taşıyan bir durum olarak nitelendiriliyor.
Siyah çarşaf ve peçe uygulaması şu an zorunlu ancak yakın gelecekte kadınların 'usturuplu' giyinmeleri şartıyla çarşaflarını çıkarabilecekleri açıklandı.
Anayasası Şeriat kuralları olan Suudi Arabistan, Kızıl Deniz'de devasa bir turizm projesi inşa ediyor. Bu bölge tam anlamıyla Suudi Arabistan'a bağlı ancak özerk bir bölge olacak. Bunun anlamı da laik yasalarla yönetilecek bu özerk bölgede turizm ile büyük bir ekonomi yaratılacak.
Suudi Arabistan, sadece ticaret, çalışma ve inanç turizmi ile ilgili vizeler veriyordu. Bundan böyle turizm programını başlatan hükümet turist vizesi de vermeye başlayacak.
Dünyanın en güneşli ülkelerinden biri olmasına karşın bugüne dek petrolü ana enerji kaynağı olarak kullanan Suudi Arabistan, geleceğin yenilenebilir enerjide olduğunu görmüş durumda.
Kraliyet ailesine ait olan ARAMCO yani Suudi petrollerini işleten şirket, halka açılıyor. Bu da demek oluyor ki, tüm bu mega projeler için finansman sağlanırken; Suudi Arabistan dünyanın geri kalanıyla daha fazla ilişki içinde olacak.
Cidden Suudi Arabistan'ın kadın hakları vs. gibi şeyleri önemsediğini sanıyor musunuz ? ABD'nin bölgedeki kuklası oldukları için modern gözükmeleri lazım. ABD arkalarında olmasa İran'dan dayak yiyeceklerini biliyorlar. Kamuoyuna şirin gözükmeleri lazım (Ki Araplar şirin gözükmekten çok uzakta). Bir de hatırlatayım bu tipler Yemen'de "din kardeşlerine" kaç yıldır saldırıyor ve bölge halkını aç bırakıyorlar. Cidden çok hümanist (!) ve çok modern (!).
Bunlar değişmeye başlıyo biz de git gide bu araplara benzemeye çalışıyoruz hsgahsfgsfhfds
Şu güneş enerjisiyle Türkiye de adamakıllı bir şekilde tanışsa mı artık acaba... Buna karşı çıkacak yoktur herhalde?..