Bir kulübün yönetiminde istikrar yoksa ve kötü yönetiliyorsa, takımından da hayır bekleme! Kulüp yönetimindeki her türlü çalkalanma mutlaka sahadaki takıma da yansır.
Bir kulübün yönetiminde istikrar yoksa ve kötü yönetiliyorsa, takımından da hayır bekleme! Kulüp yönetimindeki her türlü çalkalanma mutlaka sahadaki takıma da yansır.
Özellikle iç sahada oynanan maçlarda takımın ayakları birbirine dolanıyor. Kimse sorumluluk almak istemiyor, ayaklarına gelen topa, derhal benden çıksın diye rastgele vuruyorlar.
Teknik direktör Sergen takımın başına geldiğinde umutlanmıştık. Ancak o, her puan kaybından sonra mevcut kadronun yetersizliğini bahane olarak kullandı. Mevcut kadronun şampiyonluk için yetersiz olduğunu kabul ediyoruz. Ancak bu kadro, Gençlerbirliği, Kasımpaşa, Alanya, Samsunspor, Göztepe ve Gaziantep’ten kötü değil!
Bu takımlarla oynanan maçlarda tam 15 puan kaybettik. GS ve FB’ye kaybettiğimiz puanları dikkate almazsak, bu puan kayıpları kabul edilebilir kayıplar değil. Bu puan kayıplarının yarısı olmasa şimdi ilk üçte şampiyonluğa oynuyor olurduk. Olaya bu açıdan bakınca Sergen’e hak vermek mümkün değil.
Beşiktaş kötü yönetildikçe, kulübün içi karıştıkça ve takım kötü oynadıkça, hakemler sahada takımı çok daha rahat doğruyorlar.
Hadi maçın hakemi Kadir Sağlam’ın ve yan hakemlerin bu pozisyonu süzemediklerini varsayalım. Peki VAR’da oturan Halil Umut Meler’in bu pozisyonu tekrar izlemesine rağmen çözememesi mümkün mü?
Belki de Bahis Soruşturmasını yürüten savcıların bu maçı ve hakemlerini de incelemelerin yarar görüyorum.
Mesela;
İlk golü hangi takım atacak?
İlk yarı beraberlikle mi bitecek
Toplam kaç sarı kart gösterilecek
Maç berabere mi bitecek gibi
Bu gibi konulara bahis oynayanlarla, bu kişilerin futbol dünyasındaki ilişkileri incelense çok ilginç sonuçlar ortaya çıkabilir diye düşünüyorum.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio