Mahkemelerin kararı ise netti, yani Nasseri ne havalimanından çıkabiliyor ne de ülkeye girebiliyordu. Bu tuhaf hüküm, onu resmen yasal boşlukta yaşayan adam haline getirdi. 1992’den itibaren terminal, onun evi oldu. Yanında bavulu, kitapları ve günlükleriyle neredeyse düzenli bir yaşam kurdu. Havalimanı çalışanları ona yemek getiriyor, sohbet ediyor, hatta 'Sir Alfred Mehran' diye lakap takıyordu.
Yıllar sonra Fransız avukat Christian Bourget, çalınan çantasını buldu. Ancak Belçika yasalarına göre ülkeyi kendi isteğiyle terk eden bir mülteci, geri dönemezdi. 1995’te Belçika yetkilileri kanunu değiştirdi, Nasseri’ye geri dönüş hakkı tanındı. Fakat o bu teklifi reddetti. Çünkü o hala İngiltere’ye gitmek istiyordu.
İnadı, hayatını şekillendiren kader çizgisinin devamıydı. Terminal onun evi, bavulu yatağı, yolcular ise komşuları olmuştu.
olum çok tuhaf bir durum şu ya hakikaten yani amerikada bu napııyo burda demedimi amk 18 sene
Yani Şipilberg (konuşandağ) filmin hasılatının %0,1 (bindebirini) vermiş adama 🤨
Bende Türkiyede yaşıyorum. İleride filim milim yapacaklar yani