Renkler kadın hareketi literatürüne, kadınların bir kitle halinde mücadele verdikleri ilk hareket olan Süfrajet Hareketi ile girmiştir.
Renkler kadın hareketi literatürüne, kadınların bir kitle halinde mücadele verdikleri ilk hareket olan Süfrajet Hareketi ile girmiştir.
Başta oy hakkı olmak üzere kadınların sosyal haklarının elde edilmesi ve iyileştirilmesi için mücadele ettiler. Bu bağlamda ilk modern feministler olarak gösterilebilirler.
Süfrajetler taleplerini kabul ettirebilmek adına pek çok yürüyüş ve eylem yaptılar ve bu eylemler sırasında binlerce Süfrajet üyesi kadın hapse atıldı. Ancak pes etmediler ve hapiste de eylemlerini sürdürerek açlık grevi yaptılar. Bu eylemlerden de sonuç alamayınca bomba patlatmak, kundaklama ve intihar etmek gibi daha şiddetli eylemlere başvurdular. Bunlardan en dikkat çeken eylem ise 1913 yılında Kraliyet Yarışı sırasında kralın atının önüne atlayarak intihar eden Emily Davison’un intiharıdır. Bu eylem aslında kadınlara yapılan haksızlıklara dikkat çekmek içindi. Seslerini duyurmak için yaşadıkları onca zorluk ve direniş sonunda 1928 yılında kadınlar da oy hakkına sahip oldu.
1908 yılında, önde gelen Süfrajetlerden olan Pethick Lawrence Londra’daki Hyde Park’ın önünde gerçekleşen büyük eylemde hareketin renk şemasını şu şekilde açıklar: Saflık için beyaz, umut için yeşil ve haysiyet için mor.
Lawrence mor için, “Her Süfrajet’in damarlarında akan asil kanı, haysiyet ve özgürlük içgüdüsünü temsil eder” der.
Renk şemasını açıklayan Süfrajetler, mücadele verdikleri 10 sene içinde yürüyüşler ve açlık grevleriyle beraber modadan da yararlanarak mor rengi kamusal alanda görünür kılmışlardır. Kadınların feminen ve zarif görünmelerini teşvik ederek hareketin tabanını büyütmeyi ve en iyi kadın figürünün “oy hakkını talep eden kadın olduğu” imajını yaygınlaştırmayı amaçlamışlardır.
1982 yılında Alice Walker’ın eğitimsiz ve suiistimal edilmiş bir siyahi kadının güçlenme hikâyesini anlattığı Mor Yıllar kitabı ise Steven Spielberg tarafından 1985 yılında sinemaya uyarlanmış ve mor rengin kadın hareketiyle ilişkisi iyice güçlenmiştir. Bu bağlamda mor, kadınların sosyal, ekonomik ve politik başarılarını temsil eden ve toplumsal cinsiyet eşitliğine çağıran bir renk olarak algılanmaya başlamıştır. Önceki hareketlerden gelen bir miras olarak 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nün de mor renk ile temsil edilmesinde bu süreç etkili olmuştur. Türkiye’deki kadın hareketleri ile ilgili birçok vakıf ve dernek tarafından da mor renk kullanılmaktadır.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
güzel bir yazı. ben de bir ekleme yapayım Anadolu'da gelin edilen kadının sandığına mor bir yazma konurdu. şayet eşinden şiddet görüyorsa ailesinin ziyaretinde takar böylelikle ailesine durumu bildirir ailesi de gerekeni yapardı. bu çok eski bir gelenek. mor rengin bu kadar eski bir kullanımının olması anlamının daha eski zamanlara dayandığını düşündürdü.