Fransa'da mizah dergisi Charlie Hepdo'ya yapılan ve 12 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan saldırı Taksim'de gerçekleştirilen eylemlerle protesto edildi.
Yerli ve yabancı yazarlar, sanatçılar ve sendika temsilcilerinin bir araya gelerek gerçekleştirdiği ilk eylem saat 18.00'de Fransız Başkonsolosluğu önünde yapıldı.
'SİVASTA'Kİ SALDIRI İLE PARİS'TEKİ SALDIRININ ARASINDA HİÇBİR FARK YOKTUR'
Üzerinde Fransızca 'Je Suis Charlie, Türkçe 'Ben Charlie'yim yazılı pankart açan eylemciler adına konuşan tiyatro sanatçısı Orhan Aydın, Avrupa 'da her yerde insanların saldırıyı lanetlediğini söyledi. Aydın, 'Hollanda'dan İngiltere'ye, İtalya'ya, Yunanistan'a kadar her yerde insanlığın sokağa çıkıp bu terör saldırısını lanetlediğini, onurlarını birleştirdiğini biliyoruz. Biz bu ülkenin yurttaşları ve sanatçıları olarak bu saldırıya karşı sessiz kalamazdık. Çünkü biz bu terör saldırılarını en yoğun biçimde yaşayan ülkelerden birisiyiz. 2 Temmuz'da Sivas'ta olan saldırı ile Paris'te yaşanan saldırı arasında hiçbir fark yoktur. Akıl çünkü aynı akıldır. O akıl, Paris'te sahneye çıkmıştır. Yarın nerede çıkacağı belirsizdir. Yapılması gereken şey, bütün dünya insanlığının ve sanat hareketinin bu konuda yan yana gelip onurlarını birleştirmesi gerekir. En yüksek sesle barışı haykırması gerekir diye konuştu.
Grup adına basın açıklamasını okuyan Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Genel Başkanı Mustafa Köz ise şunları söyledi:
Zalimlerin kaba baskıları, zulümleri, katliamları, özgür düşüncenin ışıklı ırmağını kurutamayacaktır. Paris'teki karikatürist dostlarımızın katledilmesinin kalplerimizde açtığı yara çok sıcak ve çok derindir. Bu yaranın daha da açılmaması için, yeryüzünün bütün sanatçılarının yan yana gelmesi tarihi bir zorunluluktur. Bizler bugün burada, bu zorunluluğu, vicdani sorumluluğu dünya kamuoyuna yeniden duyurmak için buluştuk. Komşusunun evini yakıp, o ev yanarken, o ateşte yumurtasını kaynatmak isteyen vicdansızları, o ateşin kıyısında din siyaseti yapan din tacirlerini lanetliyoruz. Dünya yanarken, sanatçılar öldürülürken gündelik dillerini yine ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı algı üzerine kuran siyasi bezirganları lanetliyoruz.