Yeniden Dünya Mirası Afrodisias’daydım. Neler Gördüm?
Tarihin canlandığı mekanları gezmek insanda garip hislere neden oluyor, geçiciliğimizi hatırlatıyor. Aslında bunlar ibret vesikaları. İnsanlığın nereden nereye geldiği, neler yaşadığı, ne badireler atlattığı hepimiz için adeta bir ders. Bizim yaşadığımız topraklar tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, bunlardan biri de Afrodisias. Türkiye’de 18 yer, Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor ve Afrodisias da bunların içinde. 1958’de usta fotoğrafçı Ara Güler’in yolunu kaybettiği için yolunun düştüğü Geyre köyünde çektiği ve içinde tarihi eserlerin yer aldığı fotoğrafların National Geographic dergisinde yayınlanmasıyla bu antik kent keşfedilmiş. Kazılar 1961 yılında Prof. Kenan Erim’in kazı başkanlığında başlatılmış. Daha sonra 1986 yılında bu çalışmalara kaynak yaratmak için Geyre Vakfı kurulmuş ve bugüne kadar da Vakfın gayretiyle kazılar devam ediyor. pladis olarak biz dört yıldır Geyre Vakfı’nı bu kazıların bir bölümü için destekliyoruz çünkü bu Türkiye’nin turizm ve kültür iklimi için oldukça kıymetli bir çalışma. Bizim desteklediğimiz kazı alanında, Roma döneminde hem adalet sarayı olarak hem de ticaret merkezi olarak kullanılan “bazilika” adlı kamu binası ortaya çıkarılıyor. Geçtiğimiz günlerde ben de tekrar Afrodisias’ı ve kazı alanını tekrar ziyaret etme olanağı buldum, heyecanla size de gördüklerimi, aklımda kalanları anlatmak istedim:
-Ağustos ayının adı neden ağustos merak ederseniz, yanıtı bu yazıda.
-Merdiven rıhları neden yüksek inşa edilmiş, inip çıkması zor. Neden bilmiyorum?
-Oda kapıları tarih boyunca hep alçak, ancak eğilerek girersiniz. Acaba mahremiyet ikazı mıydı?
Topraklarımızdaki bu tarihi zenginlik sizin de ilginizi cezbettiyse buyurun okumaya 😊
https://www.linkedin.com/pulse/afrodisias%25C4%25B1n-ferman%25C4%25B1-ya-fiyatlara-uyars%25C4%25B1n-kellen-gider-murat-%25C3%25BClker/
Ne kadar saçma sapan reklam istekleri alıyorsunuz anlamıyorum ki
Patron olupta eli ayağı düzgün bir tane oluşum olmazmı amk