Dünya'yı kasıp kavuran House of the Dragon dizisinde 1. Sezonun bitmesine yalnızca bir bölüm kalmışken Ejderha Kayası Prensesi ve tahtın I. Viserys Targaryen'dan sonraki gerçek varisi Rhaenyra Targaryen karakterinin bu süre zarfında yapmış olduğu 10 büyük hatayı siz değerli okurlarımız için derledik. Buyurun içeriğimize... 👇
I. Viserys Targaryen'ın karısı kraliçe Alicent Hightower, Rhaenyra'yı sadece kötü şeyler yapabilecek tek yönlü bir kişilik olarak değerlendirirken, Prenses'in babası ise bunun tam tersini düşünerek sadece Rhaenyra'nın iyi yönlerine odaklanıyor.
Toplamda iki farklı oyuncu tarafından canlandırılan ve gençlik yıllarına olduğu kadar yetişkin kişiliğine de az çok vakıf olduğumuz bu karakterin aslında tam olarak nasıl biri olduğu, yukarıda belirttiğimiz iki uç fikrin arasında bir yerde yatıyor. Bu açıdan değerlendirdiğimizde her zaman göz önünde olan ve Demir Taht'a oturmayı bekleyerek büyüyen bu karakterin aslında sadece bir insan olduğunu ve herkes gibi onun da hata yapabileceğini görüyoruz. Kendisine pahalıya patlayacak bu hatalardan 10 tanesini gelin birlikte inceleyelim...
Dizinin başladığı ilk andan Rhaenyra'nın amcası Daemon ile flörtleştiğini görüyoruz. Tabi ki prensesin bu davranışını herkes gibi biz de bir noktada kabul edilemez ve bir o kadar garip bulduk. Hikaye'nin geneline baktığımızda ise bu yakınlaşmanın ileride Ejderhaların Dansı adı verilecek bir iç savaşa neden olacağını görüyoruz.
Ancak genel hatlarıyla olayların patlak vermesinin sebebi Prenses Rhaenyra ile Kraliçe Alicent arasındaki güç çekişmesi ve bunun ister istemez tarihe yön verecek olması. Bu nedenle her şey dönüp dolaşarak bu garip dinamiklere sahip amca-yeğen ilişkisine ve Kraliçe Alicent'ın bu konudaki hazımsızlığına geliyor.
16 yaşına basan Rhaenyra'nın Ejderha Kayası'nın hakimiyetini eline aldığını ve karşısına sayısız talibin çıktığını görürüz. Ancak güzeller güzeli prensesimiz bu taliplerin hiç birine ilgi duymayarak bir an önce evine dönebilmek adına bu görüşmeleri oldukça kısa tutuyor. Tahtın varisi olarak formaliteden de olsa bu görüşmelere yeterli önemi vermemesi, kendisinin bu konularda hala toy olduğu izlenimini yaratmış ve hali hazırda kendisinin kraliçe olarak yönetimin başına geçmesini istemeyen rakiplerinin eline de koz vermiştir. Ayrıca prensesin şu an içinde bulunduğu karmaşık ilişkileri düşündüğümüzde bu görüşmeleri ciddiye alsaydı kendisine çok daha uygun bir eş adayı bulabilir miydi; hiçbir zaman bilemeyeceğiz...
Yeğenini baştan çıkaran Deamon, sonrasında gerçek niyetini abisi Kral I. Viserys'e de belli eder. Rhaenyra'yı baştan çıkararak bu konudaki söylentilerin de yayılması ile prensesin başka bir talip bulamayacağını düşünür. Böylece abisi Viserys, Daemon ile Rhaenyra'yı evlendirecek ve bu sebeple Daemon da hak ettiği tacı başına takacaktır.
Deamon'ın Rhaenyra'yı kullandığı gerçeğini bir kenara dahi bırakmış olsak, bahsettiğimiz karakterlerin amca ve yeğen olması bile ortada bir yanlışın olduğunu gösteriyor.
Bildiğiniz üzere Kral Muhafızları'nın bir parçası olan Sör Criston'ın yegane görevi, prensesi her ne pahasına olursa olsun korumaktır. Amcası Daemon ile cinsel birliktelik yaşayan Rhaenyra'nın, aynı gece Sir Criston'ı da baştan çıkardığını görürüz. Tabi ki prensesin geleceği göremediğine vakıfız ancak yaptığı şeyin aslında yanlış olduğunun bilincinde olduğunu ve iyi sonuçlamayacağını tahmin ettiğini varsayıyoruz. Keza öyle de olur... Hislerine karşılık bulamayan yakışıklı mı yakışıklı Sör Criston Cole, taraf değiştirerek yeşillerin safında yer almaya başlar ve Rhaenyra'nın başına sayısız dert açar. Açmaya da devam edecek gibi...
Alicent'ın Rhaenyra'ya, amcası Daemon ile geçirdiği o gece hakkında sorduğu soruyu hatırlıyor musunuz? Hani Rhaenyra'nın yalan söyleyerek cevap verdiği o soruyu.
Yaşananlara şöyle bir dönüp baktığımızda Alicent'ın Rhaenyra'ya karşı olan öfkesinin ve küçümser tavırlarının bu yalan ile başladığını görürürüz. Ayağına kadar gelen bu fırsatı değerlendiren Alicent ise her fırsatta Rhaenyra'yı eleştirir ve bu taht savaşında prensesin karşısında yer alır. Eski dostların arasını açan bu olay, yaşanacak topyekün savaşın ve sayısız ölümün yegane sebebi olacaktır.
Prenses Rhaenyra Targaryen'ın çocukluğundan beri gururlu ve yapılanı unutmayan bir karakter yapısına sahip olduğu bilinir. Ayrıca sahip olduğu gücü kanıtlamak için yapabileceği şeylerin bir sınırı olmayan Rhaenyra, tabiri caizse, bir keçi kadar da inatçı olabilir. Bu nedenle doğumdan hemen sonra Kraliçe Alicent'la görüşebilmek adına o merdivenleri zorlanarak da olsa bir bir çıkması şaşırtıcı bir detay olarak karşımıza çıkmaz.
Rhaenyra henüz doğum yapmıştır. Öyle ki bebeğin göbek bağı bile yeni kesilmiştir. Alicent’a karşı olan öfkesinin bir yansıması olan bu davranışı her ne kadar büyük sorunları beraberinde getirmese de; yeni doğum yapmış bir anne olarak yapması gereken şey uzanarak dinlenmesidir. Ayrıca annesi Aemma'nın, Rhaenyra'nın ikinci kardeşi Prens Baelon'u dünyaya getirirken hayatını yitirdiği gerçeğini de hesaba katarsak, öfke ile çıkılmış o merdivenlerin büyük bir riski de beraberinde getirdiğini belirtmeliyiz.
Rhaenyra, ilk kocası Sör Leanor Valeryon ile birlikte çocuk sahibi olmaya çalışır ancak Leanor bunun mümkün olmadığını dile getirerek bütün suçu üstlenir. Fakat Rhaenyra, 'Breakbones' lakaplı sevgilisi Harwin Strong ile birlikte olmasaydı dünyaya varis getiremeyebilirdi. Neresinden bakılırsa bakılsın, gerçekten verilmesi gereken zor bir karar...
Sör Laenor ve Rhaenyra'nın açık gümüş/altın rengi saçları olmasına rağmen dünyaya gelen çocukların üçü de kahverengi saçlı doğar. Bu durum Targaryen soyu üzerindeki şüpheleri de beraberinde getirir. Öyle ki çıkan bu söylentiler Harwin Strong'un hayatına da mal olacaktır.
Biraz önce bahsettiğimiz ebevenylik mevzuları gündeme geldiğinde Rhaenyra, oğlu Jacaerys'e gerçek bir Targaryen olduğunu söylerek önemli olan tek şeyin bu olduğunu belirtir. Aslına bakarsanız her ne kadar çocukların babası Leanor olmasa da anneleri Rhaenyra'dır. Bu ise onları Targaryen yapar. Ancak prensesin bu söyleminin gerçeğin tamamını ortaya koymadığını belirtmeliyiz.
Bu nedenle Rhaenyra'nın en azından oğullarından gerçeği saklamaması gerektiğini düşünüyoruz. Belki de Rhaenyra bu konuda tamamen dürüst davransaydı, sürekli bir sorun olarak karşısına çıkan bu durumu da daha iyi idare edebilirdi.
Dizinin 8. Bölümünde Rhaenyra'nın Sör Leanor'dan olma ikinci oğlu Lucerys'in Driftmark'ın varisi ve dolayısıyla Dalgaların Efendisi ünvanını alması mevzusu sarayda tartışılırken Rhaenyra, Vaemond'ın sözünü keser. Prenses, söz konusu çocukları ve doğuştan kazanılan hakları olduğunda oldukça savunmacıdır.
Kraliçe Alicent ise bu durumu fırsat bilerek Rhaenyra'nın konuşmasını böldü ve tabiri caizse herkesin önünde prensese ağzının payını verdi.
Dizide, öldüğü düşünülen Leanor bir kayığa atlar ve her şeyi geride bırakır. Rhaenyra ve Deamon'ın evliliğinin önünde de hiçbir engel kalmaz. Çünkü bu evliliğin önündeki tek engel Leanor'dur. Ayrıca Leanor'un kardeşi ve Deamon'ın karısı Laena'nın da öldüğünü söylemeliyiz. Fakat siz de takdir edersiniz ki bu evlilik çok aceleye geldi. Dolayısıyla birçok soruyu da beraberinde getirirek sarayda büyük bir skandal etkisi dahi yarattı.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayınız...
En en büyük hatası 3 çocuğunun babasını siyah saçlı biri seçmesi. Kocası ile çocuğu olmadı böyle bir yola başvurdular buna tamamim ama gidip neden siyah saçlı kahverengi gözlü bir adamdan çocuk yaparsın. Olabildiğince sarışın biri ile birlikte ol çocuklarının soyu da sorgulanmasin. Bu çocukların soyu yüzünden yeşillerin tahtı gasp etmek için çok daha fazla bahanesi oldu. Ve asil ailelerin desteği de azaldı bu yüzden.
doğum yapmış bi anne olarak yatıp dinlenmeli mi 🤣 ejderhaya binen kadından bahsediyoruz böyle düz mantık ebe nine yorumu mu olur ya🤣 ayrıca en dönek karakter Alicentdır oğlum kral olacak diye gezdi durdu şimdi de Rhaenyra ölmesin diyor konseye plan yaptılar diye çemkiriyor tam bi malllık🤣
Başlık hatalı olmuş, "Rhaenyra'nın tüm mallıkları" olmalıydı