Doğayı işgal edip şehirler yapıp asfalt döktük, yaprakları doğayla buluşturamazsak milyarlarca kuş göç etmek zorunda kalıyor ve birçok canlının dengesi yerle bir oluyor. Böylesine hayati bir döngünün parçası olan yapraklar neden dökülüyor?
Doğayı işgal edip şehirler yapıp asfalt döktük, yaprakları doğayla buluşturamazsak milyarlarca kuş göç etmek zorunda kalıyor ve birçok canlının dengesi yerle bir oluyor. Böylesine hayati bir döngünün parçası olan yapraklar neden dökülüyor?
Bu döngü doğanın kendisi ve şöyle bir dikkat kesildiğimiz zaman ortaya çıkan sorularla nasıl bir evrende yaşadığımızı kavrıyoruz. Örneğin yaprakların dökülmesi üzerine düşünelim, yaygın olarak sonbaharda dökülen ağaç yaprakları tekrar besin kaynağı olarak doğaya karışıyor.
Hatta bir bitkinin mevsim boyunca elde ettiği besin maddelerinin yüzde ellisinden fazlası yapraklardan geliyor.
Çünkü şehirler yaratıp asfalt atıp beton dökenler kuşlar, köpekler değil insanlar. Yaprakların doğru değerlendirilmediği bir dünyada neler olduğunu açıklayalım, öncelikle kelebek ve ötücü kuşların sayısı değişiyor.
ABD'de bir bölgede kuş sayısı 40 yıllık bir süreçte 10 milyardan 7 milyara, sadece yapraklardan kaynaklanan sebeplerle düşmüş. Kuşlar yiyecek bulmak, yavrularını büyütmek, yuva yapmak için yapraklara öylesine ihtiyaç duyuyor ki insanların yanlış yönetimi onları göç etmeye zorluyor.
Bu yapraklara dair anabileceğimiz faydalardan sadece biri.
Biliyorsunuz, yaprakların görevi, güneş ışığını ağaç için gıdalaştırmak. Yakıt olarak suyu kullanan yaprağın suyu topraktan geliyor ve beslenen yaprak da görevini yapıyor. Yaprağa yakıtı olan su ulaşmadığında görevini yapamaz hale geliyor haliyle.
Yaprağın hücreleri zayıfladığı için farklılaşıyor ve bir 'kopma bölgesi' oluşturuyor. Küçülen ve zayıflayan hücreler ağacı tutmakta zorlanıyor ve uçup gidiyor.
Tabii bu her ağaç için geçerli değil.
Yapraklarını değiştiriyorlar.
Uzun lafın kısası, işini yapamayacak hale gelen yapraklar yerine yenileri gelene dek ağacı terk ediyor ve doğada faydalı olmayı sürdürüyor.
Yani, doğada hiçbir şey 'çöpe' gitmiyor.