Suyun Neden Dünya ve Evren İçin Olmazsa Olmaz Bir İhtiyaç Olduğunu Biliyor muydunuz?

Su, özellikle de sıvı hâlindeki su, yaşamın oluşması ve sürdürülebilmesinde o kadar büyük bir pay sahibi ki günümüzde sadece kısıtlı sayıda bilim insanı su olmayan gezegenlerde yaşam olabileceği olasılığı üzerinde duruyor. NASA gibi dünya dışı canlı organizmaları bulmaya çalışan kuruluşlar genellikle 'suyun olduğu yerde yaşam da vardır' düşüncesiyle hareket edip hedeflerini ve planlarını buna göre belirliyor. Peki suyu canlılar için bu kadar değerli ve vazgeçilmez kılan ne? Merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇

Suyu olmazsa olmaz yapan birkaç neden olsa da bunlardan en önemlisi eşsiz kimyasal özellikleri.

H2O olarak bilinen kimyasal, iki küçük artı yüklü hidrojen atomuyla bir büyük eksi yüklü oksijen atomundan oluşan bir moleküldür. Atomların artı ve eksi yapısı sayesinde hem her bir molekül hem de maddenin kendisi 'polarlık' özelliği gösterir. Karşıt yükler, hem yakınlardaki su moleküllerinin farklı parçalarının birbirlerine yapışmasını hem de suyun diğer moleküllerin yüklü elementleriyle etkileşime geçip bu moleküllerin ayrılmasını sağlar.

Su, hücrelerimizde binlerce kimyasal reaksiyonun hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleşmesini sağlar.

Bunu da ilgili reaksiyonları gerçekleştirecek moleküllerin serbestçe birbirlerine karışabileceği bir ortam sunarak yapar. Su, bu işte o kadar iyidir ki 'evrensel çözücü' olarak bilinir. Diğer maddeler suya benzer bir çözücülük yetisine sahip olsa da suyun kimyasal kararlılığından ve suyun güçlü asit ve bazları nötrleştirme becerisinden yoksunlardır.

Suyun polarlığı, tüm canlı hücreleri sarmalayan hassas zarların oluşumuna da yardımcı olur.

Lipit denilen özel yağlar suyla temas edince suyu seven baş kısımlarıyla suyu sevmeyen kuyruk kısımları, sürekli fakat esnek iki katmanlı bir film oluşturur. Bu film görünüş olarak aynı sabun köpüğüne benzer. Lipit zarları, birbirinden ve çevrelerinden ayrık bireysel varlıklar oluşturarak canlı organizmaların temel taşlarını tek bir noktada toplamada önemli bir rol oynar.

Suyun polarlık özelliği aynı zamanda su moleküllerinin birbirlerine tutunmasını sağlar.

Böylelikle kohezyon dediğimiz suyun bir başka yararlı özelliğini ortaya çıkarırlar. Kohezyon, yer çekimine karşı bile suyun çok dar tüplerden çekilebilmesini ve yüzeyden yüzlerce metre yükseklikteki ağaçların tepelerine kadar ulaşmasını sağlar. Bunlara ek olarak, H2O molekülü besinlerin taşınmasına ve atıkların temizlenmesine yardımcı olur, bir de yapısal destek sağlamak adına basınç oluşturur.

Fotosentezi de unutmamak gerek.

Fotosentez, bitkilerin güneş ışığının da desteğiyle şeker üretme sürecine verilen addır. Ürettikleri şeker, besin zincirindeki tüm canlıların besleyen besinlerin oluşmasını sağlar ki su molekülü olmadan bunların hiçbirinin gerçekleşmesi mümkün değildir. Suyun hayati önemi öyle büyük ki, bazı yazarların eserlerini suya ithaf ettiği bile oluyor.

Evrende bir köşesinde suya ihtiyaç duymayan yaşam formları olabilir.

Su sayesinde var olan biz insanlara garip gelse de evrenin başka bir yerinde Dünya'dakinden çok daha farklı bir yaşam türü olması gayet mümkün. Bunu hayal etmesi hiç de kolay değil tabii. Bildiğimiz tek bir şey var ki o da, yaşamın var olması için enerji üretip bunu harekete çeviren ve bu döngünün yinelenmesini sağlayan kimyasal süreçlerin gerçekleşmesine ortam hazırlayacak bir çözücü olmak zorunda. Gezegenimizde bunu su kadar iyi yapan başka bir madde yokken, başka bir gezegende bunu sağlayan başka maddelerin olması mümkün olabilir.

Nobel ödüllü biyolog Albert von Szent-Györgyi suyu "hayatın rahmi, annesi ve aracı" olarak tanımlıyor.

Suyun yaşamı destekleyen temel bir madde olarak önemini vurgulayan bir tek Szent-Györgyi değil. Yazar ve fizikçi Philip Ball biyoloji bilimi için, 'Biyolojinin tamamen DNA tarafından şekillendirilen protein ve genlerle ilgili olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Ancak bu yaptığınız, biyolojiyi basitçe ifade etmeye çalışmaktır. Çünkü biyoloji tamamen bu tür moleküllerin su içerisindeki ve suyun kendisiyle etkileşimleriyle ilgilidir' diyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Öyle Birden Var Olmadı! Şu Ana Kadar Dünya'nın Geçirdiği 25 Önemli Dönüm Noktası
720'den Fazla 'Cinsiyete' Sahip: Gezegendeki En Gizemli Organizma Blob Uzay İstasyonuna Gidiyor
Bilmemek Ayıp Değil! Biyoloji Konuşulan Ortamlarda Edebileceğiniz 13 Kelam

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
YORUMLAR
08.09.2021

Saçma bir paylaşım dünyada en fazla hidrojen oksijen karbon azot olduğu için yaşam bunlara uyarak evrimleşti. Demir uranyum v.s bazlı bir gezegende yaşam başlasaydi o elementler yaşam için elzem olurdu

05.07.2022

Bu yorumu yazarken insan bir düşünür. Marsta ayda neden hayat yok diye. Demekki biyolojik hayat için su şart. Suyu yaratan hayatı oluşturmak için gerekli özellikte suyu tasarladı. Sen de bunu anlayamadın. Geçmiş olsun. Şimdi gerçeği öğrendin. Evrim tesadüfü savunur. Hiçbir evrim tesadüf değildir çünkü hayat için gerekli malzame evrenin başlangıcında tasarlanmıştır. Sadece hidrojen atomu olmasaydı hayat olmazdı. Yıldızlar patlayıp içindeki malzemeyi uzaya saçmasaydı hayat olmazdı. O halde hayatın sahibi yıldızları atom üreten bir fabrika gibi çalıştırıp sonrada patlatan gücün ve ilmin sahibidir

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ