(d. 858, Tur, Fars, İran – ö. 26 Mart 922, Bağdat)
Görüşleri ve yaşamıyla tartışmalı değerlendirmelere konu olan ünlü mutasavvıf. Kişiliğiyle pek çok Müslümanın deneyimlerini, ülkü ve özlemlerini dile getirdiği için kimilerinde hayranlık, kimilerinde öfke uyandıran yaşamı ve ölümü İslam tarihinin en çok sözü edilen isimlerinden biridir.
Hallac’ın tutuklanmasının ve korkunç biçimde öldürülmesinin koşullarını, yaşadığı ve ürün verdiği ortamın yoğun toplumsal, ekonomik, siyasal ve dinsel gerilimleri hazırladı. Hallac’ın görüşleri ve etkinlikleri gerek devlet yöneticileri, gerek din yetkilileri tarafından kuşkuyla karşılanıyordu.
Hallaç yaklaşık 911’de Sus’ta yakalanarak hapsedildi. İlk yargılanmasında Şafii kadısı İbn Sureye onun öldürülmesine karşı çıktı ve aleyhinde istenen fetvayı vermedi. Daha sonra Maliki kadısı Ebu Ömer ile İbn Mücahid ve İbn Buhlul da Hallac’ın öldürülemeyeceği yönünde karar verdiler. Büyük mutasavvıfın öldürülmeksizin tutuklu kalması ününün daha da yaygınlaşmasına yol açtı. Sonunda Vezir Hamid, Ebu Ömer’den Hallac’ın öldürülmesi yönünde bir fetva elde etmeyi başardı. Bunun üzerine Hallaç önce kırbaçlandı; ardından kolları ve bacakları kesildi, asılarak halka teşhir edildi. Başı kesildikten sonra yakılarak külleri savruldu.
sevgili editör sayende bugün bilmediğim bilgiler öğrendim seyma subaşının şusu busu diye içerik üreten diğer editör arkadaşlarına da söyle lütfen seni örnek alsınlar
Geneli hep insanlıktan yana insanlar. Bu yüzden de insanlar tarafından katledilmişler.
11. Antoine Lavoisier: sonundaki cümle herşeyi açıklıyor, fazla söze gerek yok.