Siz olsanız ne yapardınız? Sakın acele edip 'çoğunluğa uymazdım' demeyin, hepimiz bu sürü psikolojisi deneyinde doğruyu bilsek bile çoğunluğa uyuyoruz.
Siz olsanız ne yapardınız? Sakın acele edip 'çoğunluğa uymazdım' demeyin, hepimiz bu sürü psikolojisi deneyinde doğruyu bilsek bile çoğunluğa uyuyoruz.
Bazı değerlere inanmıyor olsak bile onlara saygı gösteriyoruz, bazı kurallar saçma gelse de o kurallara uyuyoruz. Bunlar bilinçli olarak yaptığımız uyumlanmalar, bir de bilinçsiz yaptıklarımız var. Çevremizdeki insanların yarattığı çoğunluğu gördüğümüz zaman bazı doğru bildiklerimizden şüphe duyabiliyoruz.
Madem tek bir otobüs gelecekse bu kadar insanın yanılıyor olamayacağını düşünürüz, aslında bu bizim hayatta kalmamız için geliştirdiğimiz yeteneklerden biri. Ortalamaya uyduğumuzda risklerden kaçınıyoruz ve yine ortalama insan davranışı çoğunlukla doğruyu işaret ediyor.
Bu noktada sürü psikolojisi kavramı devreye giriyor.
Toplum içerisinde insanların özgün davranışlarının törpülendiği, vasata indirgendiği ve toplumun görünmez yasalarına uyumlandığını anlatan duruma sürü psikolojisi deniyor. Birey toplumun bir parçası, hem de küçük bir parçası olarak kolektif bilince uyum sağlamak zorunda kalıyor.
Ve kendi bilincimizi ikinci plana atıp kolektif bilince dahil olma sürecimiz çok yaygın. Bunun ne kadar yaygın olduğunu anlatmak için bir deneyden bahsedelim, sonrasında siz bu deneyde nasıl davranacağınızı düşünerek sürü psikolojisinden ne kadar sıyrılabildiğinizi test edin.
Genel eğilim kapıya doğru bakmak. Hem asansörün hangi katta olduğunu görmek hem de içeri kişilere arkamızı dönmemiş olmak için sırtımızı asansörün duvarlarına verip beklemeye alışkınız.
Deney, bu alışkanlığımızdan hangi koşulda vazgeçtiğimize odaklanıyor.
Bir anda asansörde sadece kendisi kapıya dönük kalan denek, endişeli gözlerle etrafına bakıyor. Hafif bir gülümseme, şakacı bir bakış derken yavaş yavaş sırtını kapıya dönüyor ve bunu etrafındakilere çaktırmadan yapmaya gayret ediyor.
Denek hangi katta olduğunu bilmiyor, ne zaman ineceğini kestiremiyor ancak kalabalık bunu yaptığı için kendi alışkanlığından hızlıca vazgeçiyor. Ortamda 'çıkıntı' olmaktansa ineceği katı kaçırmayı yeğliyor.
Sürü psikolojisinin en net örneklerinden biri olan bu deney, ne kadar güveniyor olsak da çok keskin fikirlerimizden bile sırf toplum öyle istedi diye nasıl vazgeçebileceğimizi anlatıyor.
Peki, dürüst olun ve en azından kendi kendinize cevaplayın aynı asansörde siz olsanız ne yapardınız?
Farklılık olsun diye söylemiyorum, ben cidden sallamam bunu. Kapıya sırtını dönmek oldukça anlamsız bir hareket içerikte anlatıldığı gibi. Yalnız daha büyük bir asansör ve 10 kişi düşünelim içinde. 9 u da tamamen kapıya sırtını dönerse ve en azından yarısıyla yüz yüze geliyorsam fazlaca sorgulamaya iter beni bu durum hakkında. Belki kararımı etkiler, belki etkilemez. Bu arada bu iyi bir şey değil tam anlamıyla. Herkes bilir, öğretmen sözlüye kaldırmak istediğinde topluluğa karışmak isteriz. Herkes yüzünü öğretmene dönerken siz 180 derece sırtınızı dönerseniz bilin bakalım kim kabak gibi ortada kalır ? Herhangi bir kişi için düşününce, asansör boyutunu arttıra arttıra ilerlersek, herkesin bir noktada kararını sorgulayacağına emin gibiyim. 100 kişilik bir asansörde 99 kişi arkasını dönüyorsa o 1 kişinin çok farklı bir anlayış seviyesinde olması gerektiğini sanıyorum.
en iyi kontrol şekli, kökünden kandırıldığında ve kurallar dikte edildiğinde özgür olduğunu düşünmendir. diktatörlüğün bir şekli, bir hapishane hücresinde olmaktır. parmaklıkları görebilir onlara dokunabilirsin. diğer bir şekli ise, yine bir hapishane hücresinde oturursun ama parmaklıkları göremezsin, böylece özgür olduğunu düşünürsün. insan ırkının ızdırabı kitle hipnozundan gelir
Sürü psikolojisi, sürüyle yaşamını devam ettiren balık türleri gibi. Sürüyle hareket etmenin ölüm riskini ve başına gelecek olan kötülüğü azaltacağına inanmaktan başka birşey değil.