Bu klasik soruyu bilim güzide biçimde yanıtlıyor: İkisi de!Ama neden? İşin bilimini şöyle özetleyelim:Enerji sarfiyatı esnasında vücudumuzdaki Adenozin adı verilen arkadaşlar, Adenozin reseptörleriyle buluşur ve gezintiye çıkarlar. Bu sancılı birliktelik sonunda kendimizi yorgun ve uykulu hissederiz.Kahve içtiğimiz zaman, vücudumuza giren Kafein bir kahraman edasıyla öne atılıp Adenozin'e 'Abi sen hiç zahmet etme' der ve Adenozin reseptörleriyle Adenozin yerine gezintiye çıkar.Adenozinler de reseptörleriyle buluşamadıkları için vücutta uykululuk, yorgun hali açığa çıkmaz.Mis.Kesinlikle harika enerjiğim!Uyuduğumuz zaman vücudumuz Adenozin'lere 'Haydi kaardeşim gidin artık' dercesine kapıyı gösteriyor. Vücut Adenozin'lerden temizleniyor ve hayat bayram oluyor.Çünkü 20. dakikadan sonra vücut derin uyku moduna geçiyor ve bu noktadan sonra ayılmak için fazladan vakit geçmesi gerekiyor. Yani 20 dakika beyninize reset atmak için yeterli!20 dakikalık uyku = Vücuttaki Adenozin'lerin temizlenmesi.1 bardak kahvedeki kafeinin etki etme süresi = 20 dakikaİçler dışlar çarpımı yapıyoruz ve- Şaka şaka...Çünkü 20 dakikalık bir uykudan uyandığımız anda, vücudumuz hem kahvenin, hem de uykunun faydalarını eşzamanlı olarak işleyebilecek bir konuma gelmiş oluyor!-Ama kahve içersem uyuyamam ki-Napim?☕️😴
ikisiylede uğraşamam.
Kahve yapmakla falan uğraşamam, uyuycam ben. Tatil tatil ne erken uyanması?