İnsanlar teknoloji ile birlikte gelişiyor ama tam olarak daha iyisi için değil. Araştırmalar, yediğimiz gıdalardaki kimyasalların, soluduğumuz havadaki kirliliğin ve günlük olarak kullandığımız ürünlerdeki toksinlerin vücudumuzu tuhaf şekillerde değiştirdiğini gösteriyor. En önemli etkilerinden biri hormonlarımızın bozulmuş olması. ”Bunlar kelimenin tam anlamıyla bizi daha hasta, daha şişman ve daha fakir yapan kimyasallar.' Peki bu kimyasallar neler ve vücudumuzun neresinde neyi değiştiriyor?
İşlenmiş gıdalar, kokulu sabunlar, teflon tencereler, gaz sobaları, kozmetikler, plastik şişeler, boya ve hijyen ürünleri dahil olmak üzere satın aldığımız ve tükettiğimiz hemen hemen her şeyin, sadece birkaçı sağlığa zarar vermeyen ürünlerden üretiliyor.
Bu ürünlerdeki maddeler yaşam standartımızı ve sağlığımızı etkileyen, organlara sızma gücüne sahip zararlı maddelere maruz kalmamızı sağlıyor. Hormonal dengelerimizi de bozuyor.
Genetiği ile oynanmış yahut yüksek kimyasal içeren ürünlerin vücudumuzun çeşitli kısımlarını nasıl etkilediğine bir bakalım.
Araştırmalar aşırı işlenmiş gıdalar tüketmenin depresyonu tetiklediğini ortaya çıkardı. Abur cubur tüketmek aynı zamanda hafıza bozukluğu ve bilişsel gerilemeye sebep olabiliyor. Yapılan deneyde abur cubur alımındaki her yüzde 10'luk artışta bunama riskinin yüzde 25 arttığı gözlemlenmiş.
Dahası, şeker ve yağ oranı yüksek yiyecekler, beynimizin bağımlılık merkezlerine dokunarak bu yiyecekleri daha da çok istememize neden oluyor gibi görünüyor.
Massachusetts Üniversitesi araştırmacıları, düşük hava kalitesinin satranç oyuncularının kritik oyun zamanı seçimleri yapma yeteneklerini etkilediğini bulurken, benzer bir yakın tarihli çalışma, dizel egzozuna kısa süreli maruz kalmanın bile beyindeki sinir hücreleri arasındaki işlevsel bağlantıyı azalttığını belirledi.
Vücutta A vitaminine dönüşen havucun gözler için iyi olduğunu biliyoruz. Öyle ki eksikliği körlüğe neden olabiliyor. Bir çalışma, bir gencin görme yetisini yitirmesini hastanın zayıf beslenmesine bağlayarak bunu kanıtladı. 2019 yılında olan vakada doktorlar demir ve B12 vitamini eksikliğinin bunu tetiklediğini söyledi. Yıllar geçtikçe, ciddi besin eksikliğinden kaynaklanan hücresel sinir hasarının bir sonucu olarak hasta görme ve duyma yeteneğini kaybetmeye başlamıştı. Yani yediği genetiği değiştirilmiş sebzeler onu vitamin ve mineral açısından yeterince besleyemiyordu.
Hava kalitesinin akciğerleri etkilediğini hepimiz biliyoruz, ancak güzel kokması için evinizde sıktığınız oda parfümleri bile ciğerlerinize zarar veriyor olabilir.
Uçucu bileşenlerin, özellikle narenciye kokulu mumlardaki ve temizleyicilerdeki maddelerin etkilerini araştırmaya yönelik bir çalışma, bu parçacıkların solunum sistemimize ve beynimize “derinlemesine girecek” kadar küçük olduğunu, potansiyel olarak hastalığa, tahrişe ve baş ağrısına neden olabileceğini veya organ hasarına ve kansere katkıda bulunabileceğini gösterdi.
Araştırmada popüler markaların ev temizleyici ürünleri, mumlar ve oda kokuları ile birlikte zararlı bulundu. Bunlar tarafından salınan kimyasalların astım veya bronşit gibi solunum rahatsızlıklarına yol açtığı gözlemlendi.
Gaz yaydığından dolayı sadece ocağınızın tehlikeli olduğunu düşünüyorsanız, yapışmaz tavalarınız hakkındaki bilgi sizi daha da şaşırtacak. Kaplanmış pişirme kapları, zaman içinde vücutta ve çevrede biriken, dolayısıyla sonsuza kadar yok olmayan perfloroalkil ve polifloroalkil maddelerini içeriyor. Bu maddelerin endokrin hastalıkları teşvik edebiliyor.
Son yıllarda hayatımıza girmiş olan ve kullanım kolaylığı ile neredeyse hepimizin evinde bulunan bu ürünler hakkında ilk kez bir çalışma yapıldı. Yapışmaz pişirme tavaları ve tencerelerinde bulunan bu kimyasalın yüksek seviyelerine maruz kalan kişilerin karaciğer kanseri geliştirme olasılığının 4 kat daha fazla olduğunu buldu.
Bu yılın başlarında uzmanlar, ürünleri daha elastik ve dayanıklı hale getiren popüler oje ve şampuanlardaki maddelerin tip 2 diyabet riskini yüzde 30 ila yüzde 63 artırdığını keşfetti. Çalışmanın sonuçları fast foodların yüzde 80'inden fazlasında tespit edilen bu bileşenlerin yanı sıra kişisel bakım ürünleri, ambalajlar, çocuk oyuncakları ve daha fazlasının vücudun kan dolaşımındaki hormon akışını bozduğunu gösterdi.
Potansiyel olarak kötü haberlerimiz var. Erkeklerde ortalama penis büyüklüğünün sadece son 30 yıl içerisinde ortalama 12 cm'den 15'e çıktığı gözlemlendi. Bu kimilerine iyi bir haber gibi görünebilir fakat uzmanlar aynı şeyi söylemiyor. Böyle ani bir evrimsel değişim olamayacağı ve bunun normal olmadığı kanaatindeler. Fareler üzerinde yapılan araştırmalar ayrıca kola gibi bazı popüler yiyeceklerin testosteronu artırdığını ve testisleri şişirdiğini gösteriyor. Erkek cinsel organlarının gelişimi ve sperm hareketliliği için hayati önem taşıyan hormonlara müdahale ettiği ve potansiyel olarak yaşamın ilerleyen dönemlerinde kısırlığa yol açtığı düşünülmekte.
Kadınlarda düzensiz adet döngüsü ve erken ergenlik vakaları son yıllarda oldukça arttı ve araştırmacılar evde yenilen yiyecekleri ve kullanılan ürünleri incelemeye başladı. Doktorlar parabenlerin ve fenollerin varlığıyla bu sorunları ilişkilendiriyor. Bu madde popüler kişisel bakım ürünlerinde, özellikte pedlerde bulunuyor. Kadınlara pazarlanan sayısız sabun ve kozmetik ürünlerinde görülen bu maddeler ayrıca endometriozis ve endometriyal kanser, hormonal işlev bozukluğu ve kısırlığa yol açabiliyor.