Çocukluktan yadigar, bütün süper kahramanların en afillisi kurşundan hızlı uçan, trenleri durduran, gözlerinden ateşler saçan Superman. Mavi taytı üstüne giydiği kırmızı külodu ve peleriniyle 20. yüzyılın en büyük ikonlarından biri olmasının yanı sıra, geçtiğimiz 75 senede başına gelmeyen kalmamasıyla da hepimizin sempatisini kazanmış zat-ı muhterem hakkında pek az bilinen 10 şeyi şöyle aşağıya dercettik.
1940'ların radyo programları ve çizgi romanlarında Superman de ademoğulları gibi uçamıyor, onun yerine büyük mesafeleri kurbağa gibi zıplayarak kat ediyordu. Yazarlara göre Kripton'un yüksek yerçekimine göre oluşan fizyonomisi ona daha düşük bir yer çekimine sahip yer yüzünde yüksek ölçeklerde sıçrama kabiliyeti vermişti. Örneğin bir astronotun Ay'da zıplaması gibi Superman de yer yüzünde zıplıyordu.
Ancak bu özelliğin habire çizilmesi çok zor olduğu için o zamanlar çizgi filmleri hazırlayan Max Fleisher stüdyoları DC Comics'e böyle kurbağa gibi zıplamaktansa Superman'e uçma özelliği verilmesini tavsiye etti. DC Comics bu fikri akıllıca bulacak, hepimizin ezbere bildiği o sahne gerçekleşecekdi. 'Hayır bir kuş değil, bir uçak da değil! Bu... Bu... Superman'
1978 yılında yayınlanan 72 sayfalık bir bölümde Superman dünyayı uzaylılardan kurtarmak için Muhammed Ali Clay ile birlikte mücadele ediyordu. Bu bölümde Muhammed Ali Clay ile Superman bütün galakside yayınlanan bir boks müsabakasında karşı karşıya geldiler. Muhammed Ali sağlı sollu kroşeleri ile Superman'i abandone ederken, Superman çok klas bir dayak yemek dışında maçta herhangi bir varlık göstermedi. Yine de 'süper' dayanma gücüyle nakavt olmayı reddederek ayakta durdu. En sonunda Muhammed Ali daha fazla yumruk atmayı bırakarak hakeme teknik nakavt ilan etmesi çağrısında bulundu. Hakem maçı bitirip Muhammed Ali'nin kazandığını ilan ettiğinde Superman yere düşecek, Muhammed Ali de Galaksi Şampiyonu olacaktı.
Ekmek parasından değil çünkü Superman'lerin ekmek yemeğe ihtiyacı yoktur, ancak 'kader mahkumu'. Action Comics'in 593 nolu sayısında Superman'in düşmanı Sleez adında bir karakterdi. Superman ve Big Barda isimli kadın bir kahramanın beyinlerini kontrol etme başarısı gösteren Sleez, bu büyük yeteneğini çok daha akıllıca bir şekilde kullanmak yerine ikiliyi seviştirip porno filmlerini çekmek için kullandı. Evrenin en güçlü iki kahramanının pornosunun teknik detayları bilenemese de bu porno kasetin Darkseid isimli bir 'süper kötü' tarafından Big Barda'nın kocasına gönderildiği ve talihsiz adamın şok geçirdiği biliniyor.
Her ne kadar kriptonitin yeşil olduğu bilinse de farklı türde kriptonitler de var. Örneğin altın rengi kriptonit, kriptonluların güçlerini sonsuza kadar yok ediyor. Beyaz kriptonit, bütün bitkileri öldürüyor.
Supergirl (Vol 4) 'un 79. sayısında ortaya çıkan 'pembe kriptonit'in ise farklı bir etkisi olduğu görüldü. Bu kriptonite maruz kalan Superman birden Jimmy Olsen'e iltifatlar düzmeye başladı, 'Kravatla ne kadar harika gözüktüğünü hiç söylemiş miydim' diye Jimmy'e yanlamaya çalışan, tatlı tatlı bakan, çevresinde dört dönen Superman kriptonitin etkisi geçince heteroseksüel kimliğine geri dönecek, bu farklı deneyimi de tecrübeleri arasına eklemiş olacaktı.
1970 yılında çıkan 'Superman'in Sevgilisi Lois Lane' başlıklı bir sayıda yer alan hikaye her halde tüm Superman serisinin en absürdüydü. Hikayeye göre Lois Lane'e gazetedeki patronları Metropolis'in gettosu olan Küçük Afrika hakkında bir yazı hazırlama görevi vermiş ancak bu gettonun sakinleri Lois Lane beyaz olduğu için kendisiyle konuşmayı reddetmişti. Çaresiz kalan Lois durumu sevgilisi Superman'e açınca, Superman de her basiretli erkeğin yapması gerekeni yaparak sorunu çözmek için harekete geçti. Sahip olduğu uzaylı teknolojisi ile Lois Lane'i bir günlüğüne zenci yapan Superman hem Lois Lane'in patronlarına mahçup olmamasını sağlayacak hem de pigment değişimine bağlı ırkçı reflekslerin ne kadar boş olduğunu gösterecekti. Bölümün sonunda Lois Lane normal haliyle Küçük Afrika'ya gidecek ve oranın liderleriyle el sıkışacaktı. Bölüm 'Beyaz - siyah hepimiz biriz' mesajıyla biterken, Amerika'daki sivil haklar hareketi de Superman'in desteğini hissedecekti.
1996 yılında UNICEF ve ABD Hükümetinin desteğiyle hazırlanan bir sayıda Superman Bosna'ya giderek, savaş zamanında döşenmiş mayınlı arazilerde yaşamak zorunda kalan çocuklara yardım eli uzattı. Hikaye'de Superman Bosna'ya gidiyor, mayınlı bir arazide kalan çaresiz çocukları buradan kurtarıyordu. Hikaye her ne kadar Bosna'daki önemli bir soruna dikkat çekse de talihsiz bir sonucu oldu, Bosna'daki bazı çocuklar mayınlı arazilere giderek Superman'in kendilerini kurtarmasını beklediler. Bereket bu yüzden hiç kimse hayatını kaybetmedi.
Böyle şeyler sadece biz beşerin başına gelmiyor. Superman de flörtleşti, bir kaçamağa ulaştı ve sonra bir türlü neticeye hasıl olamadı. Wonder Woman ile ilişkileri en başlarda iyiydi. İkilinin birlikte olmasını okuyucular da çok istiyordu. Ancak öpüşmekten ileri gidemediler. 1990'larda yayınlanan bir bölümde o dönemler yalnız olan Superman Wonder Woman'ı aklından çıkaramıyor, geceleri 'uyudun mu' diye mesajlar atıyor, durup dururken Wonder Woman'ın evine, yöresine gidiyor karşılaşmayı umuyordu. Superman'in 'ya bir akşam buluşsak', 'bir yerde yemek mi yesek' gibi taleplerine en sonunda duyarsız kalamayan Wonder Woman buluşma yerine geldiğinde Superman merhaba demeden kendisinin dudaklarına yapıştı. Wonder Woman'ın şaşkınlığı ve durumu yadırgaması üstüne 'ya pardon biraz çizgiyi aştım' diye durumu geçiştirmeye çalışırken Allah'tan Hermes geldi de Darkseid'in belirdiğini ortalığı karıştırdığını söyledi. Hikaye bittiğinde Superman kafasını toparlayacak 'Sana çok saygı duyuyorum. Ben sadece Kansas'tan gelen bir çocuğum.. Sen benim için fazla iyisin Wonder Woman' diyecekti. Wonder Woman her kadının verdiği cevabı verdi: 'Arkadaş kalalım'
Her ne kadar bir porno filmde başrol oynamış olsa da Superman'in seks yaşamı sönük. Sevgilisi Lois Lane ile hiç sevişemedi. Yazarlara göre Superman ile herhangi bir dünyalı kadının sevişmesi halinde Superman'in istemsiz hareketleri ve üstün gücü sebebiyle kadıncağız ölebilirdi. Superman'in yanlışlıkla çelikte bile parmak izini bırakabildiği düşünülürse, bir orgazm anında uygulayacağı bilinçsiz gücün dünyalı bir kadına olan etkisi ne yazık ki öldürücü olacak, bu durum da Superman'in herhangi bir kadınla sevişmesini engelleyecekti.
Superman'in yaratıcıları olan Jerry Siegel ve Joe Schuster isimli Cleveland'lı lise öğrencileri 1938 yılında Superman'in tüm haklarını Detective Comics'e 130 dolara sattılar. Bugünkü parayla 2.100 dolar.
İkili Superman'in asla bu kadar büyük başarıya ulaşabileceğini tahmin etmiyordu. Superman'in meşhur olmasından sonra DC Comics'e karşı bir çok dava açan ikili bu davalardan da bir sonuç elde edemedi.
Superman'i oynayan oyuncuların başından geçen acı hikayeler 'Superman Laneti' diye bilinen fenomenin de ortaya çıkmasına neden oldu.
Superman'i ilk canlandıran George Reeves intihar etti, Christopher Reeve bir kaza sonucu felç geçirdi, Superman'in babasını oynayan Marlon Brando'nun ailesinin başına gelmedik kalmadı, Lois & Clark da Perry White'ı canlandıran Lane Smith ise Lou Gehrig hastalığına tutuldu.
Lanetin en küçük kurbanı ise 1978 yapımı Superman'de küçük Kal-El'i canlandıran Lee Quigley oldu. 7 aylıkken filmde rol alan Quigley'nin ailesi ayrıldı, Londra'da büyük babası ve büyük annesiyle yaşamak zorunda kaldı. Uhu koklama alışkanlığı edinen Quigley 1991 yılında 14 yaşında bu alışkanlığı sebebiyle hayatını kaybetti.