Yapılan bu yeni keşfin ne anlama geldiğini kavrayabilmek için öncelikle süperiletken olgusunu anlamak gerekiyor. Süperiletken, elektrik akımını sıfır direnç ile enerji kaybına uğratmadan iletebilen maddeye verilen isim. Kısa bir süre öncesine kadar maddenin süperiletken özelliği kazanması için -273 °C ya da ''yüksek ısı'' diye tanımlanan -173 °C ,-279.4 °F gibi oldukca düşük sıcaklıklar maruz bırakılması gerektiği düşünülüyordu. 'Mutlak sıfır' olarak tanımlanan 0 K/ -273 °C'ye kadar soğutulan madde kazandığı diamanyetik yapı nedeniyle karşılaştığı her manyetik alanı itmeye başlıyor. Bu duruma Meissner Effect adı veriliyor.
Bir örnek vermek gerekirse, sıvı nitrojen içerisinde bekletilerek süper iletken haline getirilen bir madde elektrik iletimine karşı tüm direncini yitirir. Madde mıknatıs bir yüzey üzerine bırakıldığında sıvı nitrojenin yardımıyla artan ve dirence maruz kalmayan manyetik elektrik akımı ve diamanyetik özellik sayesinde obje havada asılı kalacağı bir duruma geçer. Sıvı nitrojen soğukluğunu koruduğu müddet bu havada asılı kalma durumu devamlılığını korur. Bu sayede raylarla sürtünmeden, havada ilerleyen Maglev Trenlerine benzer süper hızlı trenler ya da uçan otomobiller üretmek mümkün hale gelebilecek olsa da, şimdiye kadar sıvı nitrojenin masrafı nedeniyle bu tip projeler bir türlü yaygınlaşarak uygulamaya geçilemiyordu.