DHA'nın aktardığı bilgiye göre, yaşanan tartışmaların ardından, restorasyonu üstlenen İstanbul Vakıflar Birinci Bölge Müdürü Mürsel Sarı, konu ile ilgili bir açıklama yaptı. Sarı, çalışmaların titizlikle sürdürüldüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:
''Pencere dediğiniz yerlere biz 'içlik' ve 'dışlık' diyoruz. İşte bunları söktük' diyen Sarı, 'Bunlar, 1960'lardan sonra yapılmış ve orijinal olmayan yapılar. Sosyal medyada az önce baktık. Birisi, '414 yıllık pencereyi ne yaptın' diye soruyor. Bu orijinal değil ki. Bunlar çimentodan yapılmış donatılar. Biz bütün çimentoları yapıdan uzaklaştırıyoruz. Çünkü günümüz restorasyon tekniğine zarar veriyor. 14.11.2011 tarihinde bilim kurulu tarafından alınan karar var. Bu kararda, 'Çimentolu niteliksiz içlik ve dışlıkların sökülmesine' diye karar vermiş. Karara göre bir numune yaptık ve restorasyonda bunları yapıya uygulayacağız. Şimdi tüm bunları bilmeden sosyal medyada paylaşmak, başta vakıflar çalışanı olarak emeğimize saygısızlıktır.''
Mürsel Sarı gayet bilgilendirici bir açıklama yapmış. Bu tür şeylerin aslını öğrenmekte fayda vardır. Örnek vermek gerekirse kutsal emanetler diye bize sunulan nesnelerin gerçekte ne olduğunu karbon 14 testiyle öğrenebiliriz. Muhammed Mustafa'ya ait olduğu zannedilen ve Türkiye'de 1818 tane bulunan Sakal-ı Şerif'lere yapılacak DNA testi bir kesim için rahatsız edici sonuçlar verecektir eminim.
Umarım dedikleri gibidir. Farklı yerlerde olmadık şeyler yaşandı. Kültürel mirasa özen gösterilmelidir.
Arkadaşlar birşey dikkatinizi çektimi açıklamada diyor ki; "Çalışmalar titizlikle devam ediyor. Çünkü söz konusu yer Sultanahmet Camii." Söz konusu yer Sultanahmet camii 'si olmasa başka bir tarihi yer olsa aynı titizlikle yapılmayabilirmiydi demek bu? Tekrar okuyun açıklamayı. Tamda bunu diyor.