BBC Türkçe'den Fundanur Öztürk'ün aktardığı bilgiye göre, duruşma Şule Çet’in avukatı Umur Yıldırım’ın savunması ile başladı.
Yıldırım, ilk duruşmadan sonra olay gecesine dair ortaya çıkan video görüntülerle, polisin olay yeri görüntüleri arasında fark olduğunu söyledi:
“Gece çekilen videolarda koltukların simetrik olduğu gözüküyor ancak olay yeri fotoğraflarında simetrinin bozulduğu gözüküyor. Çünkü koltuğun kenarındaki penceren Şule’yi attılar, koltukların pozisyonu bozuldu.
Gece çekilen videolarda Şule’nin atıldığı camın bir karış kadar bir açıklıkta olduğu görülüyor. Sabahki olay yeri görüntülerinde ise pencerenin son noktasına kadar açık olduğu görülüyor. Çünkü oradan Şule’yi attılar.
Stor perdeler, olay gecesi çekilen videolarda 30 santim aşağı pozisyonda. Olay yeri fotoğraflarında ise tamamen yukarıda olduğu görülüyor. Çünkü gece mahrem bir şey yaşanırken perdeleri kapattılar, sonra da tamamen açtılar.”
“Ben dünyaya cezaevinde çürümek için gelmedim'' derken bile iğrençsin, o kızcağız da dünyaya sizin gibi pislikler tarafından tecavüze uğrayıp pencereden atılmak için gelmedi, annesi onu sonu böyle olsun diye doğurmadı. Umarım asla çıkamazsınız oradan,gerçekten çürüdüğünüzü görmek istiyoruz.
Savunmalar mide bulandırır. Pişmanık yok vicdan azabı yok adam yaptığını kendine hak olarak görüyor. "Kızına sahip çıksaydın" it oğlu itlere yakışır cümleler aynı zamanda itiraftır lapsustur. Daha önce de, alkol aldığı bakire olmadığı gece vakti erkeklerin yanında ne işi olduğu gibi savunmalarla mağdurun utanılacak basit bir insan olduğu ve ölmüşse bir şekilde hak etmiştir algısı yaratılmaya çalışılmıştı. Toplum dilidir ne kadar yozlaşmış olduğumuzu tekrar gördük. Kişinin hak ve hürriyetleri bellidir, orada ki sayın y. hakim de bu dili kullanamazsın demiyor cinayet hariç her şey konuşulmuş. İnkarı geçtiler, istese kaçarmış ödül almış vs demek istiyor ki toplumun kabul etmeyeceği bir kız için bizi cezalandırmaya değer mi. Avukat olmakla iki yüzlü şerefsiz yavşak bir avukat olmak da çok farklı şeyler. Umarım bir gün adalet size de lazım olur.
Tecavüzcü şerefsizin teki, devlet dairesinde, yargı önünde "kaçmak istesem siz benim saçımın telini bulamazdınız" diye bütün devleti tiye alan ve aşağılayan bir tavır sergiliyor ve bütün bir millet olarak devletimizin nasıl aşağılandığını, adaletin nasıl ayaklar altına alındığını izliyoruz. Devlet buna izin veriyor. Hukuk buna izin veriyor. Kızı huzur içinde uyutmadınız.